PİRHA-ÇEDES projesi kapsamında, imamların okullara ‘manevi danışman’ olarak atanmasına Alevilerin tepkisi devam ediyor. İngiltere Alevi Kültür Merkezi Cemevi Eşit Başkanı İbrahim Has konuya laiklik ve toplumsal barış açısından yaklaşırken, Yadigar Arslan Ana ise, esas amacın tekli bir Müslüman toplum yaratmak ve kendilerine uymayanları ötekileştirmek olduğunu düşünüyor.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” projesi, son dönemin en çok konuşulan konularından biri. Kısaca “ÇEDES” olarak isimlendirilen projede, Millî Eğitim Bakanlığının okullardaki öğrencilere; ‘manevi danışman’ olarak atadığı imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu öğretmenlerinin ‘değerler eğitimi’ vermesi amaçlanıyor. Bu doğrultuda öğrencilerle birlikte, okul içerisinde ve dışında çeşitli faaliyetler yürütülmesi hedefleniyor.
Ancak proje, kamuoyunda önemli tartışmaların odağında yer alıyor. Proje, başta Aleviler ve eğitimciler olmak üzere farklı çevreler tarafından eleştiriliyor.
“CAMİLERE DE ÖĞRETMENLERİ Mİ TAYİN EDELİM”
PİRHA’ya konuşan İngiltere Alevi Kültür Merkezi Cemevi Eşit Başkanı İbrahim Has konuya laiklik ve toplumsal barış açısından yaklaşıyor. Alevilerin 30 yıldır en önemli taleplerinden birinin laiklik olduğunun altını çizen Has, “Çünkü laiklik bir toplumdaki farklı diller ve renklerdeki dinlerin ortak, barışçıl bir ortamda beraber yaşamasının teminatıdır. Tabi ki hiç kimsenin inancına karşı değiliz. Tabi ki herkes kendi inancını yaşamalıdır. Ama devlet hiçbir inancı toplumun başka bireylerine dayatmamalıdır” dedi.
Bunun AKP hükümetinin 20 yıldır yavaş yavaş harekete geçirmeye çalıştığı projenin son adımı olduğunun altını çizen Has, “Okullara imam atayarak toplumun farklı renklerini Sünni İslam içinde eriterek, diğer renkleri yok etmeye çalışıyor. Kaldı ki bir devletin bütün inançlar karşısında eşit mesafede olması gerekmektedir. Sadece belli bir inancı, sadece İslam’ın belli bir mezhebini dayatması devletin varolma ilkelerine, anayasasına aykırıdır. Biz Alevi kurumları olarak bunu asla kabul etmiyoruz. İmamların okullara tayin edilmesi, toplumun barış temeline dinamit sokulmasıdır. Okul okuldur, ibadet yeri ibadet yeridir. İmamların görev alanları bulundukları camilerdir. Toplum eğer imamlardan hizmet almak istiyorsa yerleri orasıdır. Değilse, o zaman camilere de öğretmenleri mi, doktorları mı tayin edelim. Bu, eşyanın tabiatına aykırı bir şeydir, kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.
“HÜKÜMETİN DERHAL GERİ ADIM ATMASI VE TOPLUMLA BARIŞMASI GEREKİYOR”
Bu projeyle çocukların daha küçükken beyinlerini yıkayarak anayasal bir kurum olan laikliğin ve sosyal devletin temeline dinamit sokulduğunu söyleyen Has, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümetin bu konuda derhal geri adım atması, toplumla barışması gerekiyor. Toplumun birbirini düşman etmesine engel olması gerekiyor. Bu nedenle Alevi toplumu, kurumları ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla beraber 16 Eylül’de İzmir Tandoğan Meydan’ında kitlesel bir itiraz mitingimiz olacak. Bu konuda duyarlı olan bütün canları, toplumun geleceğini ilgilendiren bu mitinge katılmaya ve seslerini yükseltmeye davet ediyoruz. Biz bunu sadece Aleviler için istemiyoruz. Biz bunu Hristiyanlar, Kürtler, Türkler için de istiyoruz. Daha da önemlisi biz bunu çağdaş, demokratik laik bir ülkede yaşamak isteyen Sünni Müslüman canlar için de istiyoruz. Çünkü toplumun düzeni bozulduğu zaman günün sonunda herkes zarar görecektir. Müslüman kardeşlerimiz de zarar görecektir. Onun için 16 Eylül’de Gündoğdu Meydanı’na herkesi bekliyoruz, bizler de orada olacağız.”
“İMAMLAR CAMİLERDE İMAMLIĞINI YAPSINLAR”
İktidarın esas amacının tekli bir Müslüman toplum yaratmak ve kendilerine uymayanları ötekileştirmek olduğunu ifade eden Yadigar Arslan Ana ise şunları söyledi:
“Bizler Alevi toplumu olarak yüzyıllardır bu tür baskılara, asimilasyona karşı dik durmaya çalışıyoruz. Eğitim gerçekten önemlidir. Çünkü okullara her dinden yani sadece Müslümanlara değil, bir sürü inanca bağlı çocuklar gidiyor. Onlar da daha gencecik çocuklar, masum-u paklardır. Bence okullarda sadece eğitim verilmeli, çocuklar iyi bir şekilde eğitilmeli ama eğer ki okullara imam atanıyorsa bu doğru değildir. Amaçları toplumu bezdirmek, yıldırmaktır. Çocukları asimile etmektir. Bizler de elimizden geldiği kadar buna karşı duracağız, protestolarda bulunacağız. Yeri gelince sözümüzü söyleyeceğiz.
Burası Müslüman bir ülke olduğu için Erdoğan gitmeden önce birşeyler yapmaya çalışıyor ama bizler de boyun eğmeyeceğiz. İmamlar gitsin camilerde imamlığını yapsınlar ama okullara ellerini uzatmasınlar. Oradaki çocuklara karışmasınlar. Bizler elimizden geldiğince bu haksızlığa karşı duracağız. Türkiye’deki ve Avrupa’daki tüm toplumun da buna karşı durmasını bekliyoruz. Birlikten güç doğar. Hep birlikte buna karşı dik duracağız.”
Elif TABAK/İNGİLTERE
Yoruma kapalı.