PİRHA- Tiyatro sahne tasarımcısı ve iç mimar Erkan Sağanc, tiyatro alanında yaşanan sorun ve sıkıntıları PİRHA’ya anlattı. Sağanc, günümüzde tiyatro sanatçılarının ve sanatın mevcut iktidarın etkisinde kaldığını belirterek, “İnsanlar sanatını icra edemiyor bunu anlayış ile karşılıyorum. Ancak sanatçılar sanatını icra edemeyecek kadar bu süreçte korkak oldular” dedi.
Tiyatro sahne tasarımcısı ve iç mimar Erkan Sağanc günümüzde tiyatro alanında yaşanan sorun ve sıkıntılara ilişkin Pir Haber Ajansı’na konuştu.
Erzurum’da tiyatro sahne tasarımcılığı ve iç mimarlık yapan Erkan Sağanc günümüzde iktidarın birçok alanı kuşattığı gibi tiyatro alanını da ele geçirdiğini sanatın ve sanatçının toplumdan koptuğunu artık iktidarın zihniyetine göre hareket ettiğini belirtti.
“İNSANLAR ARTIK BİRBİRİNE TEMAS ETMELİ”
İnsanların artık televizyon başından kalkıp birbirine temas etmesi gerektiğini belirten Sağanc, “Günümüzde ben sanatçıyı da çok eleştiriyorum, sanatçıyı yönlendiren zihniyeti de çok eleştiriyorum. İnsanlar sanatını icra edemiyor bunu anlayış ile karşılıyorum. Ancak sanatçılar sanatını icra edemeyecek kadar bu süreçte korkak oldular. Herkes inine çekildi” diye konuştu.
“HİÇBİR TEPKİ HİÇBİR ÇIĞLIK YOK”
Sağanc, “Sanatın o kadar güzel bir metodu var ki dünyanın en korkak insanı da olsan o metotla tanıştığın zaman cesaretli oluyorsun, bir şeyleri söyleme gereği hissediyorsun, bundan kaçamıyorsun. Ama bakıyorum biz o korkak kavramının çok çok altındaymışız ki hiç sesimizi çıkaramıyoruz. Ben sanatçıyı ve kendimi bu dönemde çok çok eleştiriyorum. İnimize çekilmememiz lazım. Bizi biz yapan bir şeyi söyleme gereği duyduran şeydir. Şu an devlet tiyatrolarının atamalarına baktığımızda çok komik atamalar oldu. Tiyatronun çok dışında insanlar geldi. Tüm bunlara karşı bakıyorsun hiçbir tepki ve herhangi bir çığlık yok. Demek ki durumu kabulleniyoruz. Siyasi tanımlar üzerinde kabullenmelerini anlıyorum ama sanatın buna sessiz kalmamasını istiyorum ve bir tiyatro dekor tasarımcısı olarak sesimizi çıkarmamız lazım bu duruma. Ve eylemsiz kalmamamız lazım” şeklinde konuştu.
“TİYATRONUN AMACI ELEŞTİRİ YAPMAKTIR”
Dünya tarihine bakıldığında hiçbir zaman sanatın iktidarın yanında yer alamadığına dikkat çeken Sağnac, şöyle devam etti:
“Shakespeare döneminde siyaseti tiyatronun içine alarak iktidarı eleştirmiştir, Antik Yunan döneminde Sofokles, Euripides iktidarı eleştirmiştir. Yaklaşık otuz yıl öncesine kadar da bu böyle olmuştur. Ama şu an tamamen iktidarın istediği şeyleri oynuyoruz, iktidarın verdiği yönde hareket ediyoruz. Onlar ne istiyorsa onları yapıyoruz. Bu doğru değil. Yani şu an devlet tiyatroları tamamen pasif kalmış, şehir tiyatroları ön plan çıkmış. Şehir tiyatrolarının kadrolarına baktığımız zaman amatör oyuncular ve oyunlar büyük. Bunlara baktığımızda belediyeler tarafından yönetiliyor. Devlet tiyatrolarının çok çok fazla etkin olması lazım. Devlet sanatçılarının ödeneği devlet tarafından yapılıyor ama eleştiri yapmayı bilmesi lazım. Çünkü tiyatro eleştiri yapmadıktan sonra tiyatro olmaktan çıkıyor. Tiyatronun amacı eleştiri yapmaktır. Sağı eleştirir solu eleştirir, kırmızıyı eleştirir, sarıyı eleştirir, hepsini bir bütün alır bir bütün eleştirir. Yani tarafı yoktur tarafsızdır. Ama şu an ki tiyatro çok taraflı ve iktidarın tarafında. İktidarın zaten ideolojisini biliyoruz. Bu nedenle çok sağlıklı bulmuyorum sanatımızı ve sanatçımızı da doğru bulmuyorum.”
“YAPTIĞIM HER HATAYI SANATIMA AKTARIYORUM”
Sanatçının her zaman kendini yaptığı trajik hatalardan beslediğini belirten Sağanc, şunları kaydetti:
“Ben yaptığım her hatayı sanatıma aktarıyorum. Ben bunu bilmesem de bu her zaman böyle oluyor. Sanat her zaman açlıktan, yoksulluktan, hatalardan ve istemediğimiz olaylardan beslenir. Dolayısı ile biz bunu kullanmalıyız. Ama bir bakıyorum sanatçı tamamen burjuvazi sınıfından çıkıyor. Bu imkansız bir şey. Bütün sanatçıların hayatına bakın belli bir süreden sonra büyük travmalar yaşamışlar. Bunun nedeni bu işte. O kadar acı çeken bir insan ki belli bir süreden sonra bunu insan olarak kaldıramıyor. Bu yüzden belli bir süre sonra ya intihar girişimi ya da kendi canına bir şekilde acı verme durumu ile karşı karşıya kalıyor.”
“İNSANLAR ARTIK FARKLI SESLERE İHTİYAÇ DUYMALI”
Şu an ki sanatçılara bakıyorsun hepsinin tuzu kuru. Hepsi iyi bir aileden geliyor. Yaşam standartları çok iyi. Dolayısı ile yaptıkları şeye sanat deseler de ben bunu sanat olarak kabul etmiyorum. Gerçek sanatçılar hayatın içinden gelen, acıyı bilen, acıyı nüfus eden insanlardır” diyen Sağanc, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bence insanlar artık halkın içine girmelidirler. Halkla iç içe olmalılar, tek bir insanın ağzından bir şey öğrenmemeliler. Ben 7 kardeşli bir ailede büyüdüm, hepimizin çok farklı düşünceleri vardı. Ben çoğu yerde çok eksik olduğumu düşünürdüm. Onlar da birçok konuda bana ihtiyaç duyarlardı. Bu tezatlık bizi nereye getirdi. Hepimiz çok farklı alanlardayız ama ortak noktalarda çok başarılı oluyoruz. İktidar da böyle bir şey. Tek bir adamın ağzına ne kadar bakarsak bakalım tek bir düşünce olduğu için bence genel anlamda bir başarıyı yakalayamayacağımız anlamına geliyor. İnsanlar da artık farklı seslere farklı simalara ihtiyaç duymalı. Artık farklı siyasetleri farklı ideolojileri bence görmeli destek vermeliler. Ben bu bölgenin insanı olduğum için bu bölgeyi lütufla ön tarafa sunmuyorum. Ama bu bölgeyi de gelip bir görsünler. Bugüne kadar bütün liderler Karadeniz’den çıktı biraz da doğudaki insana şans versinler.”
Yaşar SEZGİN/ İsmet SEFER-DERSİM
Yoruma kapalı.