PİRHA – Tarım ve Orman Hizmetleri Emekçileri Sendikası, Dersim’deki orman yangınlarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bir bütün olarak coğrafya ateşe verilerek yaşanmaz hale getirilmek isteniyor. Köylerimiz, doğamız yakılarak 90’ları da aşan büyük tahribatlara sebep olunmakta ve ısrarla bölgenin insansızlaştırılmaya çalışıldığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır” denildi.
Dersim’deki orman yangınlarına ilişkin Tarım Orkam-Sen basın açıklaması yaptı.
Açıklamada konuşan Sendika Genel Sekreteri Ali Kılıç, “Dersim’de günlerdir orman yangınları devam etmektedir. Yangının söndürülmesine yönelik halkın girişimleri engellenmektedir. Maalesef yangın kent merkezine doğru yayılarak devam ediyor. Bu konuda devletin herhangi bir önlem almadığı gibi halkın girişimleri de maalesef engellenmeye çalışılıyor” dedi.
Daha sonra MYK adına açıklamayı okuyan Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, “Ülkemizde onlarca yıldır savaş ve şiddet politikaları uygulanıyor. Bu savaşın en acımasız sonucu ise 90’lı yıllarda köy yakma, boşaltma ve faili meçhullerdi. Bu politikalar sonucunda binlerce köy boşaltıldı. Milyonlarca insan zorunlu göçe tabi tutularak yerinden, kültüründen uzaklaştırılıp metropollerde açlık ve sefalet içerisinde yaşamaya mahkûm ettirildi. Bu yöntem ile Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorunu daha da derinleşerek büyük ayrışmalara öfke ve nefrete dönüştü. Baskı ve şiddet politikaları çözüm olmamasına rağmen 90’lı yıllarda uygulanan bu politika son 3 yıldır düzenli ve planlı bir şekilde tekrardan uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
“YAŞAM ALANLARIMIZ, ORMANLARIMIZ, DOĞAMIZ TAHRİP EDİLİYOR”
“Nitekim Şu anda başta Dersim olmak üzere Bölgede sanki normal bir şey yapılıyormuş gibi ormanlar ve tüm doğa yakılıyor. Bir bütün olarak, coğrafya ateşe verilerek yaşanmaz hale getirilmek isteniyor. Köylerimiz, doğamız yakılarak 90’ları da aşan büyük tahribatlara sebep olunmakta ve ısrarla bölgenin insansızlaştırılmaya çalışıldığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bölgede yapılan bu tür uygulamalar geçmişte olduğu gibi bu günde ülkemizdeki kutuplaştırmayı ve yoksullaşmayı derinleşmekten başka bir şeye yaramadığı çok açıktır. Yakıp-yıkmakla hiçbir sorunun çözülmediğini tarih bize defalarca göstermiştir. Bu hakikat gün gibi ortadayken, Bir inat uğruna yaşam alanlarımız, Ormanlarımız, Doğamız tahrip ediliyor, coğrafyada Tarım ve Hayvancılık yapılamaz duruma getirilmek isteniliyor” diye konuşan Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyasi iktidarın doğaya ve orman varlığımıza en küçük bir sevgi ve saygısı olmadığı da yaptıkları icraatlarla ortadadır. Onlar için rant ve kar uğruna her şey feda edilebilir, son 17 yılda AKP iktidarı Orman Kanunu’nda onlarca kez değişiklik yapılmıştır. Torba yasalara tıkıştırılan; yasal düzenlemelerle de Orman kanunu delik deşik edilmiştir. Ve her düzenleme orman alanlarımızın daraltılmasına, çıkar çevrelerine peşkeş çekilmesine olanak sağlayacak niteliktedir.
Biz Tarım Orkan-Sen olarak bu güvenlikçi ve yanlış politikaların doğanın bir bütün olarak yok edilmesi geçmişte olduğu gibi şimdi de çözüm olamayacağını biliyoruz.
Bu nedenle bir an önce ülkenin içinde bulunduğu kaos ortamından çıkarılması, öncelikli olarak mevcut yangınların söndürülmesi ve bu yangınlara sebep olanların hakkında yasal süreç başlatılmasını talep ediyoruz. Bu tür uygulamaları kabul etmediğimizi, bu yanlış politikaların karşısında mücadele edeceğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
“AYNI GEMİDE OLSAYDIK DERSİM’DEKİ YANGIN DA SÖNDÜRÜLÜRDÜ”
Daha sonra söz alan KESK Eş Genel başkanı Mehmet Bozgeyik de şunları belirtti:
“1 haftadır Dersim ilinin Hozat ilçesinde hem yaylalarda hem de yaşam yerlerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde yoğun bir orman yangını maalesef Türkiye’de devam eden 30 yıllık güvenlikli politikalar nedeniyle dönem dönem ekosisteme zarar veren çeşitli yangınlar Karadeniz’de Türkiye’nin bir çok yerinde HES’lerle sahil yol projeleriyle eko sisteme verilen zararları hepimiz biliyoruz. Özellikle 1 haftadır Dersim bölgesinde devam eden yangınlara müdahale edilmemesi, yine dün Dersim valisi yapmış olduğu açıklamada ‘yangınlar bizim bölgemizde değil’ demesi bizim açımızdan değerlendirildiğinde gerçekten devletin Türkiye’nin farklı illerinde yaşanan ekosistemle ilgili hem tarım ve hayvancılık politikaları ile ilgili de farklı bir yaklaşım içerisinde olduğunu bir kez daha buradan 1 haftadır şahit oluyoruz. Ekosisteme yönelik 1600 tane bitki çeşitliliğinin olduğu bu bölgede, bunların yok olmasına neden olduğu bu yangınlara hem kendisi müdahale etmemekte özellikle Hozat belediyesi burada bulunan yerleşim yerlerindeki müdahalesine hem de sendikamıza üyelerimizin o bölgede yer alan sivil toplum örgütlerinin, derneklerin ve baronun müdahalesi de engellenmektedir. Doğal olarak bunun bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor. O bölgede istenildiği zaman kamu kaynaklarının yoğun olduğu bir bölge, hem karadan hem de havadan hava araçlarıyla müdahale ederek 4 saat içerisinde söndürülebilir bir yangın vardır.”
Bozgeyik, “Ancak devlet maalesef bu yangınları da izleyerek ekosistemin tamamen yok olmasına hayvancılığın ve orman alanlarında çeşitliliğin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bu 30 yıldır sürdürmüş olduğu güvenlikli politikalar Kürt sorununda demokratik barış içerisinde yaklaşımı ekosisteme zarar veren sonuçları ortaya çıkarmıştır. Devlet aynı gemide olduğumuzu ifade ediyor. Aynı gemide olmuş olsaydık, devlet nasıl ki Marmaris’te Bodrum’da orman yangınlarına hemen anında müdahale ederek söndürüyorsa Dersim’deki bu orman yangınlarına da ötekileştirme politikalarında uzaklaşarak anında müdahale ederek yangınları söndürebilirdi. Hozat belediyesi, konferedasyonumuza bağlı üyelerimiz DKÖ’nin orman yangınlarına dair müdahalelerini engelleyen valilik hakkında da savcıların soruşturma başlatması gerekirdi” diyerek konuşmasını tamamladı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.