PİRHA- Tahtacı Alevilerin yoğunluklu yaşadığı İzmir Buca’ya bağlı Gökdere köyünde yetişen incirin hasat dönemi başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalarına giden Tahtacılar olgunlaşmaya başlayan incirleri zorlu yaz şartlarında tek tek dalından topluyor. Tarlada seçilen incirler kalitesine göre ayrılarak satışa sunulmak üzere hale gönderiliyor.
Sezonun verimli geçmesi temennisinde bulunan Tahtacı üreticiler, 12 dönümlük bahçelerinde hummalı şekilde hasatlarını sürdürüyor.
Tahtacılar, toplaması bir hayli zahmetli olan ve hasadı Ağustos ayının ortalarında başlayarak 1,5 ay devam eden incir üretiminde bu sene verimin iyi olduğunu dile getiriyorlar.
Tadı, aroması ve büyüklüğüyle göz dolduran, vitrinlerde albenisiyle dikkat çeken incirin bölgeye has kalitesi var. Tahtacı üreticiler hem büyük hem de tat bakımından lezzetli olması nedeniyle incirin tarlada alıcı tarafından tercih edilmesinin en önemli etkeni olduğunu söyledi.
“9 YAŞINDAN BERİ GELİYORUM, YÜREĞİM BIRAKMAYA EL VERMİYOR”
70 yaşındaki Fatma Kulaksız, 9 yaşından beri bu incir tarlasına geldiğini ve hasat yaptığını belirtti. Tarlasında hiçbir şekilde yapay gübre kullanmadığını ve tamamen organik incir ürettiklerini dile getiren Kulaksız, “9 yaşından beri bu tarlada incir topluyorum. Toprağımız nenemden kaldı. Ağustos ayında incire, kışın da zeytin hasadına başlıyoruz. 2-3 günde bir gelip hasat yapıyoruz. İlk zaman inciri yağlıyoruz ki hasatı çabuk versin. İnciri topladıktan sonra ayırıyoruz. Geri kalan çatlakları ise reçel, pekmez yapıyoruz. Hiç ilaç kullanmıyoruz, sadece hayvan gübresi var. Diğer gübreler zararlı. İnsanlar bari bunu hormonsuz yesin. En zahmetli iş incir toplamak. Yazın çok sıcak oluyor ve ellerin kaşınıyor, çatlıyor. Çocuklarıma katkı olsun diye bu yaşta bile bu iş ile uğraşıyorum. Yüreğim bırakmıyor. Bu tarla ile 3 tane yetim çocuğumu büyüttüm. Onlara katkı olsun diye hala çaba gösteriyorum. Tarlanın sürülmesinden, gübre atılmasına ve işçiliğine kadar her şeyini kendim yapıyorum. İncir çok sağlıklı, her derde devadır” diye konuştu.
“HEPSİ ORGANİK, İKİ GÜNDE BİR HASAT YAPIYORUZ”
Geçen seneden beri hasada geldiğini söyleyen Fatma Kılıç, erken olgunlaşması için hasat öncesinde incirleri yağladıklarını ifade ederek, “Temmuzun sonuna doğru erken olgunlaşması için inciri yağlıyoruz. Böylece daha erken mahsul alıyoruz. Önce 5 gün ara ile sonrasında haftada iki kez gelip hasat yapıyoruz. Bardacık denen incirimiz meşhur, topladığımız ürün elimizde kalmaz. Yere dökülenleri ise bandırıyoruz. Onda da kaynayan suya defne atıyoruz ve inciri birkaç dakika bu suda kaynatıyoruz. Hem rengi hem de tadı değişiyor. Daha uzun süre kurtlanmadan kalıyor. Patlamış incirleri ise pekmez ve reçel yapıyoruz. Hepsi organik ve sadece hayvan gübresi var. Sulamaya gerek kalmıyor” dedi.
“İNCİR SÜTÜ KAŞINDIRIYOR, DERİYİ ŞİŞİRİYOR”
Kendisinin de çok küçük yaşlardan beri incir hasadına geldiğini belirten Ali Kulaksız ise, incir hasadının zahmetli olduğunu sözlerine ekledi. İncir sütünün kaşıntı yaptığını ve bu yüzden uzun kollu giysiler giymek zorunda kaldıklarını ifade eden Kulaksız, “Kendi tarlamızda incir hasadı bir buçuk aya yakın sürüyor. Ağustos ayında geliyoruz. Topladıklarımızı hallere gönderiyoruz. Havalar sıcak ve zorlu oluyor. Kısa kollu elbise ile incir toplayamıyoruz. Emeğimizin karşılığını alıyoruz. 10 yaşından beri bu işi yapıyorum. Sadece incir değil zeytin ve armut hasadı da yapıyoruz. Sabah erkenden gelip topluyoruz, akşam hale gönderiyoruz. Zeytini kışa doğru topluyor yağhaneye gönderiyoruz. Onun dışında toprağı yılda 2 kez sürüyoruz, gübre atıyoruz” şeklinde konuştu.
“MANAV BİZDEN ALARAK 2 KATINA SATIYOR”
Ahmet Kılıç da bu sene incir bahçesi kiralayarak hasada başladığını söylüyor. Üreticilerin emeklerinin karşılığını tam olarak alamadığının altını çizen Kılıç, fiyatı alıcının belirlediğini vurguladı. Emek verdikleri kendi mallarının hiç emek harcamadan alıcı tarafından 2 kat fazla karla satıldığı eleştirisini yönelten Kılıç, “Yengem bu yaşlı hali ile yılların verdiği alışkanlıkla her yıl gelerek incir toplar. Gelip geçenlerde buradan incir alıp yerler. Toprak çok verimli. Bizim Tahtacı Aleviler toprağı çok fazla değerlendiremiyor. Halbuki bu tarz yerlerden çok daha fazla verim alınabilir. Toplamak epey zahmetli. Yapraklara değdiğin an aşırı kaşındırıyor. Sabah erkenden geliyoruz, öğlen çok sıcak olduğu için dinleniyoruz. O arada toplanan incirler kasalara diziliyor ve hale gönderiliyor. Emeklerini tamamen alıyorlar diyemem. Mal kendilerinin ama fiyatı başkası belirliyor. Kendimiz müşteri bulmalı ve fiyat belirlemeliyiz. Manav bizden alıyor ve iki katı fiyata satıyor. Arayış içerisinde değiliz” ifadelerini kullandı.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.