Alevi Haber Ajansi

Sürüncemedeki mahkeme sürecine tepki gösteren Demir; Cezaevine girerken emekleyen evladım Roni şimdi koşuyor

PİRHA- Tv10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, programcı Veli Haydar Güleç ile kameraman Kemal Demir 1 yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. Cezaevinden gönderdiği mektupta kendi durumu ve cezaevinde yaşadıklarını anlatan Kemal Demir, devletin yıllardır Alevilere karşı sürdürdüğü asimilasyon politikalarının cezaevinde de peşlerini bırakmadığını kaydetti. 

Tv10 yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, programcı Veli Haydar Güleç ve kameraman Kemal Demir, 1 yıldır Silivri cezaevinde tutuluyor. Demir’in ilk duruşması görülüp dosyası Ankara 5. Yargıtay Dairesi uyuşmazlık mahkemesinde bekletilirken Büyükşahin ile Güleç’in ise henüz iddianameleri bile hazır değil. Geçtiğimiz Muharrem ayında oruçlarını cezaevinde tutmak zorunda kalan Tv10 çalışanlarının Alevi dedesiyle görüşme talepleri devam ediyor.

Kameraman Kemal Demir Alevinet’e gönderdiği mektupta kendi durumunu ve cezaevi koşullarını anlattı. Demir’in mektubu şöyle:

“HAYATIM ALT ÜST OLMAYA DEVAM EDİYOR”

“Sizleri tutsaklığın sıcaklığı ile selamlıyorum.

24 Kasım 2017 tarihinden beri tutuklu bulunuyorum. Üzerime alınan tutuklu yargılanma kararından itibaren 7 ay neyle suçlandığımı bilmeden cezaevinde kaldım. Şahsımla ilgili iddianame tam 7 ay sonra çıkarıldı. İddianamenin geç hazırlanması ve uzun tutukluluk sürecim bana özel bir politika değildi. Türkiye Cumhuriyeti yargısı son dönemlerde bir çok siyasi tutukluya yaşattığı sürece beni de dahil etti. İddianamem elime geçtikten sonra 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş, örgüt üyesi olduğum iddia edilmiştir. Hiçbir somut delil olmadan sadece şüphe üzerine üyelik ile suçlanmıştım. Defalarca itiraz dilekçesi ile mahkemeye başvurmama rağmen hiçbir dikkate değer görülmedim ve dosyam üzerinde yetkisizlik kararı verilerek yargılamam uzatıldı. Uzun tutuklu sürem gözardı edildi ve dava sürecim sürüncemede bırakıldı. Daha sonradan öğreniyorum ki dosyam Mersin 8. ACM’ye gönderiliyor ve burada da ben daha mahkeme yüzü görmeden mahkeme yetkisizlik kararı veriyor ve dosyamı Yargıtay’a gönderiyor. Şu an son olarak dosyam Ankara Yargıtay 5. dairesi uyuşmazlıklık mahkemesinde bekletiliyor. Uyuşmazlık mahkemesi benim davamın nerede görüleceğine karar verecek. Bu bahsettiğim yargılama süreci 1-2 günde sona ermiyor maalesef. Süre uzuyor, ben yargılanmıyorum ve hayatım alt üst olmaya devam ediyor. Şuna da değinmek isterim: İstanbul’daki mahkeme hakkımda suçun vasıf ve mahiyetinde değişiklik olduğuna dair mütalaa verdi. Yani mahkeme savcısı örgüt üyesi olmaksızın örgüte yardım noktasında mütalaa vererek hakkımdaki dayanaksız suçlamayı kendince hafifletti.

“AFRİKA MAHKEMELERİNDE BİLE SÜREÇ DAHA KISA”

Ben tutsak olduğumdan beri 1 yıl geçti. Buraya girdiğimde emekleyen evladım Roni şimdi koşuyor ve hala mahkemenin belirsizliği sürüyor. Afrika mahkemelerinde gerçekleşen yargılamalar bile buradaki süreçlerden daha kısa. Türkiye Cumhuriyeti yargısı bir kez daha şahsım üzerinden kanıtlamıştır ki uzun tutukluluk ve yargılamanın uzaması bu ülkenin adalet sorununu ortaya çıkarıyor.

“CEZAEVİ KOŞULLARI İNSAN HAK VE ONURUNU HİÇE SAYIYOR”

Tüm bunlar yetmezmiş gibi cezaevi koşulları insan hak ve onurunu hiçe sayıyor. 7 kişilik koğuşlarda 35 kişi kalıyoruz. Onlarca hasta tutuklu arkadaşımız var. Tedavi koşulları sağlanmıyor. Ben bunları gördükçe artık kendi yaşadıklarımı bir kenara bırakmaya başladım.

“ASİMİLASYON POLİTİKALARI CEZAEVİNDE DE PEŞİMİZİ BIRAKMADI”

Sadece bunlar da değil. Devletin yıllardır sürdürdüğü inanç politikası burada da peşimizi bırakmadı. Bizi burada Sünnileştirme ve asimilasyona uğratma çabaları devam ediyor. İnancımızın gereği olarak burada bir kısım arkadaşlarla Muharrem (Matem) orucunu tuttuk. Cezaevine onlarca talepte bulunmamıza rağmen bize uygun şartları sağlamadılar. Biz her şeye rağmen zor şartlarda da bulunsak orucumuzu tutmaktan vazgeçmedik. Ancak çabalarımız sonucu durumumuz basında ve mecliste gündeme geldikten sonra orucumuzun 12. gününde cezaevi yönetimi bizimle görüşerek taleplerimizi sordu. Ama tabi iş işten geçmişti.  Biz o zor şartları yaşamıştık artık. Her türlü baskıya rağmen inancımızı burada da sürdürmeye devam edeceğimizi duyurmak istedim.

“ADALET HEPİMİZ İÇİN GEREKLİ OLACAK”

Adil olmayan tutuklamalar ile mesleğini icra eden biz gazetecileri susturmaya çalışanlar bizim üzerimizden muhalefeti baskı altına almaya çalışıyorlar. Basın özgürlüğü hiçe sayılıyor, insan onuru yok ediliyor. Bu yaşananlar ülkem adına üzücü bir hale geldi. İnanıyorum ki bir gün adalet hepimiz için gerekli olacaktır.”

NE OLMUŞTU?

25 Kasım 2017’de evlerine yapılan baskın sonucu Tv10 çalışanları Kemal Karagöz ve Kemal Demir gözaltına alınmıştı. 1 Aralık 2017’de Çağlayan Adliyesi’nde çıkarıldıkları mahkemede Kemal Karagöz adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken kameraman Kemal Demir tutuklanarak Silivri cezaevine götürülmüştü. 6 ay iddianamesi hazırlanmadan cezaevinde tutulan Demir’in ilk duruşması 3 Temmuz 2018 tarihinde Çağlayan Adliyesi 28. Ağır Ceza Mahkamesi’nde görülmüştü. Demir’in arkadaşlarının ve basının duruşma salonuna alınmadığı mahkemede Demir’in dosyası Mersin’e gönderilmişti. Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi ise dosya üzerinde yetkisizlik kararı vererek Demir’in dosyasını uyuşmazlık mahkemesine göndermişti. Tutukluluk hali devam eden Demir’in dosyası şu an Yargıtay’da bekletiliyor.

Tv10 Yönetim Kurulu başkanı Veli Büyükşahin ile programcı Veli Haydar Güleç ise 10 Ocak 2018’de gözaltına alınmış ve 18 Ocak 2018’de ise tutuklanarak Silivri cezaevine gönderilmişti. Bir yıla yakındır tutuklu bulunan Büyükşahin ve Güleç’in iddianameleri bile henüz hazır değil. Cezaevinde inançları gereği Muharrem orucu tutan Tv10 çalışanları defalarca Alevi dedesi ile görüşme talep etmiş ancak talepleri karşılanmamıştı.

(HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak