PİRHA- Suriye’de yaşanan Alevilere yönelik katliamlardan kaçarak Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi topraklarına göç eden F.R. yaşadıkları köyden 50’ye yakın insanın katledildiğini kaydetti. F.R, “O günleri hatırladıkça hala irkiliyorum” dedi.
Suriye’nin batısındaki Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus kentlerinde HTŞ’ye bağlı gruplar, SMO ve IŞİD’in, Alevileri hedef aldığı saldırılarda binlerce sivil katledildi, binlercesi ise alıkonuldu veya yerlerinden edildi. Bu saldırılardan en çok etkilenen kesim ise kadınlar ve çocuklar oldu.
Binlerce Alevi kendisi için güvenli bölge olarak gördükleri Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi topraklarına göç etti. Suriye’nin sahil bölgelerinden birinden yaşarken katliamdan kurtulup Rojava topraklarına göç eden F.R., ailesiyle birlikte maruz kaldıkları saldırıları ve bölgede yaşanan katliamları ETHA’ya anlattı.
“O ANLARI HATIRLAMAK BİLE İSTEMİYORUM”
ETHA’ya konuşan F.R katliam anını şöyle aktardı:
“Cuma günü sabah saat 07.30’da uyandık. HTŞ bize karşı büyük bir saldırı başlatmıştı. Gerekçeleri evde silah olup olmadığını kontrol etmekti. Seslere uyandığımızda kapıları kırarak mermi yağdırmaya başladılar. Mermi sesleriyle panikledik. Çıldırmış gibi saldırmaya başladılar. Evimizde silah olduğunu söylediler ve bu gerekçeyle evimize girdiler. Fakat silah aramaya gelmemişlerdi. Bizi öldürmeye gelmişlerdi, oğlumun ve eşimin başına silah dayadılar. Bizi tehdit etmeye başladılar, silahları istediler. O anlar aklıma geldikçe irkiliyorum. Oğlum yara aldı. Çok kötüydü o anları hatırlamak bile istemiyorum. Diğer evlerdeki bütün genç erkekleri götürdüler ve katlettiler. Köyümüzde 50’ye yakın insan katledildi. Kadınları katletmeye başladılar. Evlere girip hırsızlık yaptılar. Bizim de evimizdeki paraların ve eşyaların hepsini aldılar. Bize hiçbir şey bırakmadılar. Alevi olduğumuz için bize kafir gözüyle bakıyorlar bu yüzden böyle bir saldırıya uğradık.”
“NEDEN BİZE BUNU YAPIYORLAR”
Köydeki genç erkeklerin köy meydanında toplanıp dövüldüğünü aktaran F.R., “Silahlı olduğu gerekçesiyle bu kadar genci katlettiler. Oysaki rejim ilk düştüğünde gelip herkesin silahlarını teslim etmesini istemişti. Zaten o zaman herkes silahını teslim etmişti. Silahlar teslim edildikten sonra bu katliamlar başladı. Daha sonra kendimizi hiç güvende hissetmedik. Korkuyla yaşadık. Bunun nedeni neydi? Alevi olduğumuz için bu saldırıları yaşadık. Neden bize bunu yapıyorlar? Çünkü biz onların dininden değiliz. Biz onlara ne yaptık? Tek isteğimiz bize insani gözle bakmalarıdır. Ne zamana kadar bu durumda olacağız” dedi.
“KORKU VE PANİK İÇERİSİNDE YAŞAMAK İSTEMİYORUZ”
Yaşadıkları saldırılardan kaynaklı can güvenliklerinin olmadığını dile getiren F.R. şunları ifade etti:
“Bu zulümden ve korkulardan kaçarak QSD denetimindeki alanlara geldik. Kendimizi burada güvende hissediyoruz. Kendilerindenmişiz gibi bizi karşıladılar. Burada kendimi güvende hissettim. Rahat uyuyabiliyorum. Çocuklarımızla beraber güvenlik içerisinde yaşayabileceğimiz bir hayat dışında bu dünyadan hiçbir talebimiz yok. Uluslararası güçlerden ve QSD’den talebimiz güvenlik içerisinde yaşayabilmemiz için bizleri korumalarıdır. Korku ve panik içerisinde yaşamak istemiyoruz. Sesimizin bütün uluslararası kurumlara ulaşmasını istiyoruz. Bütün insanlar gibi güvenlikli bir ortamda yaşamak istiyoruz.”
(ETHA)
Yoruma kapalı.