Alevi Haber Ajansi

Sûr’daki ‘ÇOCUK’ : ‘O gün doğum günümdü’

Sûr’da işkenceye maruz kalan çocuk: O gün doğum günümdü hiç unutmayacağım
Sur’daki yasak ve çatışmalar nedeniyle evlerinde mahsur kalan sivillerin tahliyesi sırasında çocukların maruz kaldığı işkence görüntülerinin yayınlanmasının ardından yaşatılan işkenceye tepkiler devam ediyor. Görüntülerdeki çocuklardan biri olan 11 yaşındaki Ş.T., ‘Orada unutamadığım şey, benim doğum günümdü. Doğum günümü kutlayacakken üstümüze bombalar yağıyordu.’ dedi

Amed’in Sûr ilçesinde “sokağa çıkma yasağı”nın ilan edildiği Aralık 2015 yılından 3 Mart 2016’ya kadar mahsur kalan 8 sivilin mahalleden tahliye edilirken maruz kaldıkları işkence, önceki gün sosyal medya üzerinden yayınlanan görüntüler büyük tartışmalara neden oldu. Sûr’da tahliye edilirken çocukaların ve yurttaşların nefret söylemine ve istismara maruz bırakılmasına tepkiler devam ediyor. Tahliye edilirken polis ve askerlerin üzerindeki elbiseleri çıkarmaya zorlanan çocuklardan birinin 11 yaşındaki Ş.T. olduğu öğrenildi. Sûr’da annesi ve kardeşi ile birlikte mahsur kalan Ş.T., buradan çıktıktan sonra zorla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yurduna götürüldü. Annesi R.T. halen tutuklu bulunurken, söz konusu görüntüler ise büyük tepkinin ardından yükleyen kişi tarafından silindi.

‘Çıkmak istedik, çıkacak yer yoktu

Babası ile birlikte şimdi köylerinde yaşayan Ş.T., yasak nedeniyle 3 ayı aşkın süre mahsur kaldığı Sûr’da neden kaldıklarını ve kaldıkları süre boyunca neler yaşadıklarını anlattı. Ş.T., “Babam o dönem cezaevindeydi. Sur’da evimiz vardı. Okulum ordaydı. Evimizi öyle bıraksaydık, yıkılırdı. Ben, kız kardeşim ve annem orada kaldık. Annem orada kalmak zorundaydı. Çünkü oradan çıksaydık, evimizi yıkarlardı. Herkes evindeydi, bu olaylar olduktan sonra herkes çıktı, bir biz kaldık. Sonra bir bodruma girdik. Oradan sonra da artık çıkamadık. Çıkmak istedik, çıkacak yer yoktu. Bombalar patlıyordu, korktuk çıkmadık” dedi.

‘O doğum günümü hiç unutamadım’

Ş.T., Sur’da mahsur kaldığı süre boyunca neler yaşadığını şöyle anlattı: “Sur’da yanımda küçük kardeşim ve arkadaşım vardı. Biz sadece 2-3 gün oynayabildik. Ortalık sakindi, çok bombalar patlamıyordu. O gün kar yağmıştı. Biz o zaman da sadece kardan adam yaptık. Başka da dışarı çıkamadık. Oynayamadık… Sur’da aç kalmadık. Çok yemek yoktu. Sadece sabah ve akşam tek yemek yiyebiliyorduk. Hepsini günde 3 defa yeseydik, öbür günlere yemek kalmayacaktı. Banyo yapmamız için su yoktu. Çeşmeler akmıyordu, suyu da kuyudan getiriyorduk. Elektrik yoktu. Canımız içeride sıkılıyordu. Evde oynuyorduk, sonraki günlerde evde oyun da oynayamadık. Odadan kıpırdayamıyorduk. Orada unutamadığım şey, benim doğum günümdü. Doğum günümü kutlayacakken üstümüze bombalar yağıyordu. Ben doğum günümün kutlanmasını istedim. Bombalar patlıyordu nasıl kutlayabilirdik ki. O doğum günümü hiç unutamadım.”

‘Ayakkabım ayağımdan çıkmıyordu’

Sur’dan çıkarıldıkları 3 Mart 2016 gecesine ilişkinde sahah eken kalktıklarını ve kaldıkları evden çıktıklarını anlatan S:T:, “Çıktığımızda bütün evler yıkılmıştı. Her yer yıkılmıştı, nerede olduğumuzu bulamıyorduk. Yanlış yere gittik. Kaybolduk. Çok korkmuştum. Gitmek istemedim. Oradan çıktığım için hem üzülmüştüm hem sevinmiştim. Bizi akşama kadar beklettiler. Bizi megafonla çağırdıktan sonra onlara doğru gittik. Yüzümüze ışık tuttular. Megafondan ‘Oradan bir kişi gelsin’ dediler. İlk önce ben gittim. Bana önce ‘Ayakkabını çıkar. Pantolonunu yukarı çek. Elindeki çantayı bir köşeye bırak’ dediler. Ben bıraktım sonra ayakkabımı da çıkarttım. Çıkmıyordu. Ben de dedim ‘çıkmıyor.’ Sonra da onu televizyona vermiştiler. Oradan da ‘Ellerini kaldır, yukarı doğru çek’ dediler. Çektim. Sonra bana ‘otur’ dedi. Oturdum ardından ‘kalk’ dedi. Kalktım. Sonra da ‘Elini kaldırarak gel’ dediler. Yavaş yavaş gittim. Beni aradıktan sonra arabaya bindik” ifadeleri ile yaşadığı zulmü anlattı.

‘Bize bunu neden yaptılar?’

Tahliye olduktan sonra yaşadığı hukusuzluğa tepki gösteren Ş.T., “O sırada bana yapılanları doğru bulmuyorum. Onu büyüklere yapabilirler ama biz küçüğüz. Bize bunu neden yaptılar ki?” dedi.

‘Annemi göremeyeceğim diye korktum’

Arabaya bindikten sonra askerlerin kendisine sorular sorduğunu söyleyen Ş.T., şunları aktardı: “Bana arabada ‘Orada ne yedinizi ne içtiniz, babanın, annenin ismi ne? Orada kaç kişi kaldınız, nerede kaldınız?’ gibi soruları sordular. Dediklerimizi kağıda yazıyorlardı. O an çok korkmuştum. Belki beni başka bir yere gönderecekler. Artık annemi göremeyeceğim. Sonra da öbür çocuklar da yanıma gelince artık korkmadım. Bize bir şey demediler, karışmadılar.”

‘İşkence sesini duyuyordum’

Yaşadığı dehşet anlarını ve duyduğu işkence seslerini dile getiren Ş.T., “Sadece erkekleri dövüyorlardı. Görmedim ancak seslerini duyuyordum. 3 çocuktuk orada bize ‘O tarafa bakmayın önünüze bakın’ diyorlardı. Orada her şey yıkılmıştı sadece onların (asker) arabaları ve bir de onlar (askerler) vardı.Ben ve annem bazı çocuklarla birlikte arabaya binerek karakola gittik. Bizi karakolun altına götürdüler. Sonra da annemi başka bir yere götürdüler. Bizleri de çocuk şubeye götürdüler. Daha sonra bizi yurda (SHÇEK) götürdüler. Yurttan kaldıktan sonra polisler birkaç defa geldiler. Bana sorular sordular. ‘Orada ne yaptınız ne yediniz? Kimin yanındaydınız nerede kaldınız?’ gibi. Onları sordular daha sonra da gelmediler” dedi.

‘Hayalim kardan adam yapmaktı’

Sûr’dan tahliye olduktan sonra savcılık kararıyla 3 buçuk ay boyunca SHÇEK yurdunda zorla koyulduğunu dile getiren Ş.T. yaşadıklarını, “Dışarı çıkarken yurda gideceğimiz aklımızda yoktu. Hiç bilmiyordum. Kimse de bahsetmemişti. Çıkınca direk buraya (eve) geleceğimi düşünmüştüm. Dışarı çıkınca hayalim kardan adam yapmak ve oynamaktı” sözleriyle anlattı.

Annemi ve kardeşimi bırakın’

Yaklaşık bir yıldır annesi ve kardeşi tutuklu olan Ş.T., annesi ve kardeşinin serbest bırakılmasını istedi.

’11 yaşındakşi çocuk nasıl terörist olur’

Yaşadıkları hukuksuzluğa tepki gösterenŞ.T.’nin babası M.T., olayın yaşandığı tarihte tutuklu olduğuna ve çocukların maruz bırakıldığı istismar ve işkenceye dikkat çekti. Yaklaşık bir aydır tahilye görüntülerini takip ettiğini dile getiren baba M.T., “Bu görüntüleri çekip yayınlayanlar ve buna izin verenlerin yüreğinde merhamet, insanlık yok” dedi. Yaşananlara isyan eden baba M.T., “Bu kadar mağdur edilmemiz yetmiyormuş gibi ufacık kızıma ‘terörist’ diyorlar. Daha çocuk olan kızım silahın ve patlayıcının ne olduğunu bilmiyor. Çocuktur bir şeyden anlamıyor. Teslim ol da ne demektir. 11 yaşındaki çocuk nasıl terörist olabilir ben anlayamıyorum… Ailemin hepsi 3 ay boyunca o bombardımanın altında kaldı. Ölümden döndü. Bir evimiz vardı o da yıkıldı gitti. Ailem mağdur edildi. Bunun yanında çocuklarım ve eşim Sur’dan çıkarken görüntülediler. Kamerayı aldıkları kızımla alay etmeleri kabul edilemez” diye konuştu. Baba M.T. son olarak, “Bunu yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımı sonuna kadar arayacağım” dedi.

AMED/ Özgürlükçü Demokrasi –  link

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak