PİRHA-Sultan Metin, dört çocuk annesi. Kızı Handan, 2 Temmuz 1993 Sivas’ta Pir Sultan Abdal anma etkinliklerinde Madımak otelinde yakılarak katledilen 35 insandan biri. Anne Sultan Metin, kızlarının katledilmesinin acısını ilk günkü gibi yaşıyor hala. Baba Sadık Metin de öyle. Ama bu acıyı katmerleştiren, kızları ve 34 kişiyi katledenlerin hala yargı önüne çıkarılıp adaletin yerini bulmaması olmuş. Bugün ise 24 yıllık davanın duruşmasına devam edildi. Firari 3 sanığın yargılandığı duruşma 20 Şubat 2018 tarihine ertelendi.
HABERİN VİDEOSU
2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılanlardan 35 kişinin siyasal islamcılar ve ırkçılar tarafından yakılarak öldürüldüğü Madımak Katliamı hala yürek burkmaya devam ediyor. 24 yıldır mahkeme salonlarını dolduran ailelerin acıları ise ilk günkü kadar taze. Handan Metin’in 24 yıl önce bıraktığı evi onun izlerini taşıyor. Ailesi yaşadıkları acıyı PİRHA’ya anlattı.
Anne Sultan Metin, ODTÜ’de okuyan kızları Handan’ı sevgiyle anarken, onun Sivas’a giderken adeta onlarla vedalaşır gibi ayrıldığını şu sözlerle anlatıyor:
“Sivas bizim memleketimiz, ilimiz. Baba dedi ‘Ben Sivas’a gideyim de dört gün kafamı dinleyeyim’ dedi. Gitmek için hazırlanırken bütün komşulara telefon etti. Komşular da yengesine, halasına, arkadaşlarına. Handan sanki helallik alıyor. Biz konduramadık. Benim Şehriban kızım Handan’a Allaha ısmarladık demedi. ‘Anne benim içimde bir şey var’ dedi. Derneğe telefon etti dedi ki, ‘Handan Aziz Nesin’in yanına gitme’ dedi. Yani Handan ölüme gidiyor.”
“HANDAN’IM YANIYOR”
2 Temmuz akşamı Madımak Oteli’nde mahsur kalan 33 kişiden biri olan Handan’ın ölüm haberini alan Metin ailesi yıkılır. 24 yılı Handansız geçiren aile, kızlarını böyle bir katliamda kaybetmenin bütün sarsıntısını yaşarlar. Anne Sultan Metin acısını “25 senedir Handan gitti ama hepimiz de hasta olduk. Ben belki ondan ilaç alıyorum. Bacıları evlenmedi. Hepimizi üzdü. Acımız da dinmiyor. 2 Temmuz geldi mi bir ağrı geliyor sanki bugün vefat etmiş. Tansiyonum yükseliyor, acile gidiyorum. Ölene kadar acı dinmez. Ne zaman ki ölürsem o zaman acımız diner belki. Ölene kadar Handan’ı unutmam bugün gitmiş gibi. Handan benim içimde yanıyor. Handan’ım yanıyor…” bu sözlerle dile getiriyor.
“KIZIM ‘PİR SULTAN HANDAN’ OLMUŞ”
Yine de Sultan Metin, kızının Pir Sultan Abdal etkinliklerinde katledilmiş olmasını ve pek çok insanın ve özellikle de Alevilerin hala unutmayıp onu anmasından kendine bir teselli bulmuş “Dünya anıyor Handan’ı. Ben bugün ölsem yarın beni unutacaklar. Hollanda’ya gittim, derneğe gittim Handan’ın resmi. Almanya’ya gittim derneğe gittim Handan’ın resmi. Handan’ım unutulmadı, Handan’ımı dünya seviyor. Ama anne olduğumuz için benim ciğerim yani… Evladın olduğu için üzülüyorsun. Yoksa her adama öyle ölüm kısmet olmaz. Kızım ‘Pir Sultan Handan’olmuş… O 33 kişi Pir Sultan, yalnız Handan değil. Orada ölenlerin hepsi de Pir Sultan gibi unutulmuyorlar. Yani unutulmayacak biri Handan’ım.
“HANİ ADALET NEREDE?”
Her sene 2 Temmuz anma gününü Sivas’ta geçiren ve yalnızca kızının anması için Sivas’a giden Sultan anne, “5 senedir Sivas’ta katılıyorum anmalara. Ankara’da olsam Ankara’da katılıyorum. Gitmesem o acı beni deli eder. Ben nasıl durayım 2 Temmuz ola da herkes gitse. Hasta da olsam, ilaç alarak gidiyorum kızımı anmaya” diyor.
24 yıldır da 2 Temmuz davalarına katılan Sultan Metin, bunca yıldır adaletin yerini bulmamasının kızgınlığıyla konuşuyor; “25 senedir mahkemelere geliyoruz. Oraya gittiniz copunuz yok, asker geldi silah yok, ne yaptınız bu Alevi insanlarına? Ne yaptınız yani nasıl koruyorsunuz. Ben karşı geliyorum, polisten hiç kimseden korkmuyorum. Bir can değil mi, benim 20 yaşında kızım gitmiş ben gitsem ne olur. Hani adalet nerede? Adalet yok ki adalet bizim adalet değil.”
“SUÇUMUZ ALEVİ OLMAK MI?”
Bütün umutsuzluğuna rağmen yine de Sultan anne, bugün görülen dava için hükümete, ülkeyi yönetenlere şöyle sesleniyor:
“Hükümet, Tayyip şu katilleri Hollanda’dan, Almanya’dan Türkiye’ye getir. Biz de bu Türkiye’nin vatandaşıyız. Vergimizi veriyoruz, askere gidiyoruz. Bizim suçumuz ne? Alevi olmak mı? Aleviliğimle gurur duyuyorum.”
“CENAZENİN KALDIRILDIĞI ‘ALLAHU EKBER’ SÖZLERİ İLE KIZIMI YAKTILAR”
Baba Sadık Metin de, sözlerine “Ölen biz, yakılan biz. Hala bu duruma geliyoruz. Bazı cenazelerimiz oluyor kaldırıyorlar. Kendi toplumumuz içinde dahi Allahu ekber diyerek cenaze kaldırmaya çalışıyorlar. Yahu Allhü ekber diye diye benim kızımı yaktınız daha dün” diye başlıyor.
Baba Metin, dava süreciyle ilgili şu bilgileri veriyor:
“Davalarımız çok iyi takip edildi. Avukat arkadaşlarımızın hepsi de sahip çıktılar. Bizden iyi davamızı takip ediyorlar hala da etmekteler. Adamlar belli yerde, adresleri belli her şeyi belli. Ondan sonra bir kısmını zaman aşımına uğrattılar. Uğraşıyoruz, ama hiç bir netice alacağımızı da tahmin etmiyorum zaten.”
“MADIMAK YANMAYA DEVAM EDİYOR”
Davanın mahkeme edileceği günlerde kendilerine her türlü zorluğun çıkarıldığını, polis saldırılarına maruz kaldıklarını belirten baba Sadık Metin, oysa tutuklu zanlıların mahkemede çok rahat davrandıklarını ifade ediyor.
Sadık Metin, her ne kadar anmaya ve davalara hala pek çok insanın katıldığını ama bunun ilk yıllardakinin çok altında olduğunu da üzülerek şu sözlerle belirtiyor:
“İlk zamanlar 150-200 avukatla katılıyorduk biz oraya. Şimdi gitsen 2 tane 3 tane avukat kalıyor. Ama davamıza sahip çıkan insanlarımız da var. Şenal hanım (Şenal Saruhan) gibi gerçekçi bir insanımız var. O bize yetiyor, artıyor bile.”
Baba Sadık Metin, aradan geçen 24 yıla rağmen, sürüp giden adaletsizlik dolayısıyla Madımak Oteli’nin hala yanmaya devam ettiğini söylüyor.
Sevim KAHRAMAN/Semra ACAR
SİVAS
Yoruma kapalı.