Alevi Haber Ajansi

Soma’da zeytine tercih edilen santral hastalık ve ölüm saçıyor

Soma’da yıllar önce devletin zeytin ve tütüne tercih ettiği termik santral ve maden ocaklarının insan sağlığı ve doğa üzerindeki etkisi “Zeytin mi önemli tesis mi” sorusuna en net yanıtı veriyor. Soma’da her çocuk kronik astım hastası olarak doğarken, ölümlerin büyük bir bölümü de nefes darlığı, KOAH, kanser gibi hastalıklardan meydana geliyor.

Zeytinliklerin maden ocağı ve sanayi işletmelerine açılmasını sağlayan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Kanun Tasarısı”nın Meclis’te kabul edilmesi ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın “Zeytin mi önemli yoksa tesis mi” yönündeki sözleri tartışılıyor. Sorunun en somut cevabı ise Manisa’nın Soma ilçesinde yıllar önce zeytinlik ve tütüncülük yerine açılan tesislerin insan ve doğa üzerindeki etkisi gözler önüne seriyor.

DEVLET TERMİK SANTRALİ TERCİH ETTİ

Türkiye’de 1954 yılında Araştırma ve Geliştirme amaçlı kurulması kararlaştırılan Soma A Termik Santrali’nin kurulmasının ardından Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Elektrik Kurumu’na (TEK) talimatı ile 1967 yılında santralin ihalesi yapıldı. Tütün ve zeytin kenti Soma’da bir taraftan linyit arama faaliyetleri bir taraftan da santralin kurulacağı alana dair kamulaştırma çalışmaları hızla devam ederken, tütün tarlaları ve zeytinlikler hedef alındı. Bu sırada kanun tanınmaz bir şekilde 1939 yılında yürürlüğe giren “3573 sayılı Zeytincilik Yasası” da yönetmeliklerle aşıldı. Sonuç olarak 1976 yılında Soma B Termik Santrali’nin temeli atıldı. Termik santral inşaatı 1981 yılında tamamlanmasının hemen ardından çalışmalara başladı.

SOMALILARIN TERCİHİ İSE ZEYTİN VE TÜTÜN OLDU

Santral inşaatının başlaması ve Soma’da köstebek yuvası gibi türeyen kömür ocaklarının artması ile beraber Soma kirli enerji ve maden göçükleri ile gündeme gelmeye başladı. Ancak buna rağmen bir avuç Somalı da tütün ve zeytin ile uğraşmaya devam etti. Bu sırada zeytinliklerin korunmasına dair mevcut yürürlükte olan “3573 sayılı Zeytincilik Yasası” Somalıların en büyük güvencesi olması bakımından Somalılar zeytinciliğe yönelmeyi sürdürdü. Tekel fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi ile birlikte tütünden tamamen kopan Somalıların ellerinde maden ve termik santralde çalışmaya alternatif olarak sadece zeytincilik kaldı.

Ancak 2014 yılında 301 madencinin yaşanan göçükte yaşamını yitirmesinin acısı atlatılamamışken, Soma’nın Yırca köyünde Kolin Grubu tarafından bu defa da zeytinlikler yeni bir termik santral inşaatı için hedef alındı. Köylülerin direnişi ve “3573 Sayılı Zeytinlik Yasası”nın da varlığı ile zeytinlik alanına termik santral inşaatının yapılması engellenirken, Somalılar için zeytinliklerin hedef alınması termik santral ve maden ocaklarında çalışmak zorunda kalmamak için hep alternatif olarak durdu.

Soma’da 1981 yılında faaliyete giren Soma A Termik Santrali de 2015 yılında özelleştirildi. Trajikomik bir şekilde “Bir tarım kuruluşu” olarak anılan Torku Şirketler Grubu tarafından alınan termik santralin etrafı bugün boydan boya zeytin ağaçları ile kaplı. Somalılar halen tüm tehlikelere rağmen santralin etrafındaki zeytinlerini korumayı sürdürüyor.

TERMİK SANTRAL KÖMÜR YAKTI HASTALIK SAÇTI

Soma’da termik santral ve kömür ocaklarının kurulmasının öncesinde yapılan kapsamlı bir araştırma olmasa da yaşam süresinin uzun olduğu ve hastalıkların neredeyse olmadığı yönünde bir tespit söz konusu. Bölgede maden ocakları ve termik santralin sağlığa etkisi üzerine en geniş araştırma Ege Üniversitesi tarafından bir yılı aşkın bir süredir yapıldı; ancak sonuçlar halen açıklanmadı. Sosyal Haklar Derneği’nce yapılan incelemeye göre; bölgede “Nefes darlığı, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), kanser, akciğer kanseri” gibi hastalıklar yoğun olarak görülmekte. Yine Soma’da her bebek kronik astım hastası olarak dünyaya geliyor. Soma’da yaşanan ölümlere dair rakam verilemese de çoğunluğunun bu hastalıklardan kaynaklı yaşandığı da dilden dile dolanıyor.

HAYVAN VE BİTKİLERİN DE NEFESİ KESİLDİ

Bu hastalıklara termik santral ile birlikte yakılan kömürün oluşturduğu kül barajları ve maden ocaklarının etki ettiği genel bir kanı. Sadece insan sağlığına etki etmediklerini de Somalılar, şu sözlerle anlatıyor: “Termik santralin bacasından çıkan küller zeytin çiçeklerine, Kırkağaç kavunu olarak bilinen kavunun çiçeklerine temas ederek, özelliğini yitirmesine neden oluyor. Çiçeklerin üstüne konan kül aynı insanda nefes darlığına sebep olduğu gibi bitkide de fotosentez yapılmasını engelliyor. Böylece bu bitkiler yavaş yavaş verimsizleştiği gibi ömürleri de kısalıyor. Yine hayvanlar da aynı şekilde etkileniyor ve beslenemiyor. Çünkü bitkilerin üstüne yağan kül hayvanın otlamasının önünde engel olarak duruyor.” (Ahmet Kanbal – dihaber)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak