PİRHA – 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Kent Meydanı’nda protokol programı yapıldı. 30 milyon Alevinin ibadet ettiği Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın müzeye çevrildiğini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bu dergah müze değildir. Alevi canlarımız bu dergahta özgürce kendi inançlarını yaşamalıdır. Bir gün Alevi yurttaşlarımıza kapatılan bu dergahın kapılarını hep birlikte açacağımız günler çok uzak değildir” dedi.
Hacıbektaş Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Kent Meydanı’nda protokol programı yapıldı. Programa Alevi kurum başkanları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Yapılan protokol konuşmalarının ardından program, ödül töreni ve konserlerle devam etti.
GEÇMEZ: KARTLI ALEVİLİK YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR
Alevi kurumları adına konuşan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez, şunları ifade etti:
“Bugün buradayız. Sözümüzü söylemeye geldik. Hünkar’ı anmaya geldik. Bir kez daha Hünkar’ın barış dilini hatırlatmaya geldik, savaşlar yok olsun diye. Alevisiz Alevilik yaratmak isteyenler 1826 yılında el konulan dergahımızın içine 1834 yılında cami inşa edildi. Dergahımıza sahip çıkacağız, yolumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Hangimizin kanı ulu erenlerimizin kanından daha kırmızıdır. Dergahımıza girmek istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki Hünkar bizim ışığımızdır. Hünkar’ın öldüğünü iddia ediyorlar. Ölüm yıl dönümünü kutluyorlar. Hünkar’ın kucağındaki aslanı ceylanı yok sayanlar, yeniden bir Hacıbektaş yaratmaya çalışıyorlar. Biz 72 millete bir nazar bakanlar Şah Hüseyin’in çadırındayız peki siz neredesiniz? Bugün misafir kartlarıyla ziyaret ettiriyorlar. Alevisiz Alevilik yetmiyormuş gibi şimdi kartlı Alevilik yaratmaya çalışıyorlar. Açın gözünüzü, çıkarın kulaklarınızdaki tıkaçları ve dinleyin burası Alevilerin Serçeşmesidir. Devletin dini olursa Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da canlarımız katledilir. Hep birlikte dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye söz veriyoruz. Biz eşit yurttaşlık hakkımızı, anamızın ak sütü gibi helal olan kamusal alandaki haklarımızı istiyoruz. Zorunlu din derslerinde zorla namaza kaldırılan çocukların adaleti için zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istiyoruz. Diyanet’in kapatılmasını istiyoruz. Bizim dedelerimiz, analarımız size haddinizi er ya da geç bildirecektir. Sarayların duvarlarını yükseltenlere asla geçit vermeyeceğiz. Bilimden akıldan uzak Maarif Modeli’ne, siyasetçilere sözümüz 72 milletin özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
İMAMOĞLU: ŞİDDETİ SEVENLERİN OLDUĞU BİR ORTAMDAYIZ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu söz alarak şu konuşmayı yaptı:
800 yıllık karadutun gölgesinde Hacı Bektaş-i Veli’nin huzurundayım. Hacıbektaş, tüm yeryüzüne söyleyecek sözü olanların kutsal diyarıdır. Kardeşliğin ve barışın sesini, taşın, ağacın, insanın, tüm varlıkların sesini yükseltir. Sevgi barış ve hakikat eliyle engin bir denizdir. İnsan sevgisinden beslenen pınarıyla insanlığa hayat vermeye devam ediyor.
Üzülerek söylüyorum ki bugünler dünyanın dört bir yanında acıların yaşanmaya devam ettiği, hatta Hacı Bektaş-i Veli’nin huzurunda söylemeye utanıyorum ama kedinin köpeğin bile öldürüldüğü bir zamandayız. Farklı meziyetler göstererek kan dökmeyi dahi düşünecek kadar ve kendini haklıymış gibi savunacak kadar ileri seviyede şiddeti sevenlerin olduğu bir ortamdayız. Hacı Bektaş-i Veli’nin yolu yolumuzdur. Bu yol bize 86 milyon insanımızın hiçbirini dışarıda bırakmamamız gerektiğini söyler. 16 milyon İstanbullu ile birlikte Hacıbektaş ilçemize hizmet etmenin onurunu yaşıyoruz. Hacıbektaş’a çok önemli hizmetler sunduk ve sizlere söz veriyoruz sunmaya devam edeceğiz. Bu topraklarda Hacıbektaş’a hizmet etmek, insanlığa hizmet etmektir.
Hacıbektaş Veli Anma Törenleri’nin Alevi toplumunun hafızasında bir var olma mücadelesi olduğunu biliyor ve hissediyorum. Bu etkinliklerin üzerinde dolaşan ne yazık ki iyi niyetli olmadığını hissettiğimiz, bu konuda büyük kaygı duyan Alevi-Bektaşi toplumuna müdahalelere tepki göstererek, bunları aşarak bu etkinliği sahipsiz bırakmamak ve en güçlü şekilde bu buluşmaları desteklemek konusunda aldığımızı kararı, gururla siz kıymetli katılımcılarla paylaşıyorum. Hacıbektaş ilçemizde bu değerli festival asla sahipsiz kalmaz, kalamaz.
KILIÇDAROĞLU: BU DERGAH DİMDİK DURANLARIN DERGAHIDIR
CHP Önceki Dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “800 yıldır bu topraklarda bir aydınlık, umut, direniş varsa dahası insanlığa dair umut varsa onu görür, yaşarız. Bu dergah özünde de sözünde de eğri olanların değil dimdik duranların dergahıdır. Nerede bir gelecek varsa o geleceği inşa eden bu dergah vardır. Burası son kaledir. Burası hem son kale hem de ilk direniştir. Kara bulutlar üzerimizde dolaşsa da hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmemiştir. İnsan ayıracaksa Alevi-Sünni, Kürt-Türk değil insan olarak ayırmalı. Biz kötülükten, ihanetten, incitenden arınacağız. Arındıkça çoğalacağız. Arınmalıyız, ayağa kalkmalıyız ve haykırmalıyız, hep birlikte daha ileriye” diye konuştu.
BAŞ: CEMEVLERİ ALEVİLERİN İBADETHANESİDİR
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Silivri’de tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay adına selamlama yaparak devamında şu ifadeleri kullandı:
“Halkı ağır vergiler altında ezen zalimlerin sefa sürdüğü, servetine servet kattığı bir coğrafyadayız. Cumhuriyetin son çeyreğinde yobazlara, gericilere hak ettiklerini vermek bununla mücadele etmektir. Alevilik vardır Alevilik haktır demek buna karşı çıkmaktır. Alevileri bakanlık eliyle bölmeye parçalamaya, Sünnilik yaratmaya çalışanlara söylüyoruz. Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir. Bunu istemesenizde kabul edecekseniz. Bu yobazların iktidarının çocuklarımızın eğitim hakkını gasp etmesine izin vermeyeceğiz. Cumhuriyetin birinci yüzyılını geride bıraktık. Yobazlara gericilere vermek istediğimiz yanıtı veremedik. Maraş’ta Çorum’da Sivas’ta canlarımızın alındığı bir yüzyıldı. Madımak’ta katledenlerle helalleşmeyeceğiz. Bugün iktidarda olanların Madımak Katliamcılarını affettiğini asla unutmayacağız. Burası bizi katletmek isteyenlerin değil burası bizim ülkemiz. 72 millete bir bakılan coğrafyada tüm kardeşlerime sesleniyorum hepimizin dini, kültürü, inancı farklı alın teri ve gözyaşının rengi aynıdır. Alın teri ve gözyaşının birbirine karıştığı bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.”
BAKIRHAN: İLK KAYYIM HACI BEKTAŞ-I VELİ DERGAHINA
Hacı Bektaş-ı Veli tarafından 800 yıl önce barış ve kardeşlik tohumlarının ekildiğini kaydeden Bakırhan, “Türkiye’de bu topraklarda aslında ilk kayım Hacı Bektaş Veli dergahına atanmıştır. 800 yıl önce Hacı Bektaş Veli Dergahı Nakşi şeyhlerine devredilmiştir. Bugün halkın iradesine atanan kayyımlar gibi Alevi halkının inancına Hacı Bektaş Veli öğretisine de kayyım atanmıştır. Dün Hacı Bektaş Veli Dergahına atanan kayyımları nasıl ki Alevi canlar yurttaşlar, yoldaşlar kabul etmedilerse, bütün fiziki ve kültürel kırımlara asimilasyon politikalarına rağmen inançlarını 800 yıldır yaşatarak bugünlere getirdilerse bugün halkın iradesine atanan kayyımları bizler de Alevi yurttaşlarımız gibi Alevi canlar gibi bu coğrafyada kabul etmeyeceğiz. Bizler alevi yurttaşlarımızın ilk kayyımı kabul etmedikleri gibi bugün de atanan yeni kayyımları kabul etmeyerek Hacı Bektaş Veli öğretisine sahip çıkacağız” diye konuştu.
“ALEVİ VE KÜRTLERE İKİLİ HUKUK”
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“30 milyon Alevi yurttaşımızın yaşadığı ibadethanelerini yasaklıyorlar. Bugün canlı olan 30 milyon insanın ibadet ettiği Hacı Bektaş Veli dergahı gibi müzeye çeviriyorlar. Bu dergah müze değil. Alevi yurttaşlarımıza açılmalıdır, bırakılmalıdır. Alevi canlarımız bu dergahta özgürce kendi inançlarını yaşamalıdır. Bunu savunuyoruz savunmaya devam edeceğiz. Bir gün Alevi yurttaşlarımıza kapatılan bu dergahın kapılarını hep birlikte açacağımız günler çok uzak değildir. Bakın Türkiye’de ikili hukuk Kürtlere ve Alevi canlara uygulanıyor. Dergahın içinde hem cami var hem de cemevi var. Cami ibadete açık cemevi kapalı işte bizler bu ikili hukuka itiraz etmediğimiz müddetçe camiler açık cemevleri kapalı kalacaktır. Onun için Hacı Bektaş Veli inancına sahip siz değerli canlarla birlikte Cemevlerinin yasal statüye kavuşması için kavuşacağımız günlere birlikte onurluca omuz omuza edeceğimiz günler bugünlerdir.
“GERÇEK SAHİPLERİNE İADE EDİLMELİDİR”
Bakın değerli halkımız; Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada savaş ve çatışmalar var. Eğer 800 yıl önce dergahına kayyım atanan Hacı Bektaş Veli’nin düşünceleri bugün bu ülkede coğrafyada egemen olsaydı bu savaşlar olmayacaktı. Bu sömürü düzeni olmayacaktı. İnsanlar, iktidarlar için, egemenler için emperyalistler için birbirini katletmeyecekti. Tam da bugün savaşların çatışmaların, inkar ve asimilasyon politikalarının sürdüğü bu coğrafyada Hacı Bektaş Veli fikriyatını yaşatma büyütme ona sahip çıkma günlerinin içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Hacı Bektaş Veli dergahı gerçek sahiplerine iade edilmelidir, Alevi yurttaşlara iade edilmelidir.
“HER YERDE MÜCADELE EDECEĞİZ”
Hacı Bektaş Veli dergahı içindeki cemevi açılmalıdır. Aleviler kardeşimizdir, canlarımız diyorlarsa seçimler geldiği zaman, yeri geldiği zaman ama sıra Hacı Bektaş Veli Dergahı içindeki cemevine gelince açmıyorlar, müze yapıyorlar. İşte biz bu riyakar Alevileri, Kürtleri yok sayan anlayışla mücadele ediyoruz. Meclis’te sokakta, Hacı Bektaş’ta olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında Alevi yurttaşlarımızın cemevlerinin resmi olarak ibadethane olması için mücadele edeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz.
“HEP BİRLİKTE EDECEĞİMİZ GÜNLER İÇİNDEYİZ”
Bakın değerli canlar, Alevilerin Alevilikle ilgili hiçbir hakkı tanınmıyor. Alevilerin ne yasal ne de Anayasal hakları vardır. 30 milyon insanın inancının yasal bir güvencesi, karşılığı olmaz mı? Demek ki onlar Hacı Bektaş Veli fikriyatını yok sayıyorlar. Onun için onlara hatırlatma zamanının geldiğini belirtmek istiyorum. Bugün burada olduğu Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, genciyle, kadınıyla birlikte Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını sahiplenmek, savunmak, bunun yasal statüye kavuşması için ortak mücadele edeceğimiz günler içindeyiz.
“ASLA KABUL ETMEYECEK”
Utanmadan başka bir şey başka bir şey daha yapıyorlar. 30 milyon Alevinin inancını Kültür ve Turizm Bakanlığının bir müdürlüğüne bağlamaya çalışıyorlar. Alevilik inancı, 30 milyon Alevi Kültür Başkanlığı’nın içine sığmaz, sığmaz. 30 milyon Alevi’yi bir müdürlük içine sığdıramazsınız. Aleviler, rızalığı siz canlardan alırlar. Rızalığı saraydan almanızı istiyorlar. Aleviler asla kata Saraydan rızalık almazlar. Onu için bu Kültür ve Turizm Bakanlığının bu beyhude yaklaşımlarından bir an önce vazgeçip Alevi yurttaşlarımızın özgürce kendi örgütlenmesi içinde kendi inançlarını yaşayabilecekleri bir zemin yaratmaları gerekiyor. Dün Kürt coğrafyasında koruculuk dayatılıyordu, bugün dedelerimizi, pirlerimizi, analarımızı maaşlara bağlayarak Alevi yurttaşlarımızın içinde korucular yaratmak istiyorlar ama bunu çok iyi bilsinler Aleviler asla Kültür ve Turizm Bakanlığının yaratmaya çalıştığı bu koruculuk anlayışını kabul etmeyecektir. Aleviler asla para pula mevki ve makamla fikriyatını satmayacaktır. Bunu satanlar Alevi değildir Alevi inancından değildir.”
Utanmadan başka bir şey başka bir şey daha yapıyorlar. 30 milyon Alevinin inancını Kültür ve Turizm Bakanlığının bir müdürlüğüne bağlamaya çalışıyorlar. Alevilik inancı, 30 milyon Alevi Kültür Başkanlığı’nın içine sığmaz, sığmaz. 30 milyon Aleviyi bir müdürlük içine sığdıramazsınız. Aleviler, rızalığı siz canlardan alırlar. Rızalığı saraydan almanızı istiyorlar. Aleviler asla kata Saraydan rızalık almazlar. Onu için bu Kültür ve Turizm Bakanlığının bu beyhude yaklaşımlarından bir an önce vazgeçip Alevi yurttaşlarımızın özgürce kendi örgütlenmesi içinde kendi inançlarını yaşayabilecekleri bir zemin yaratmaları gerekiyor. Dün Kürt coğrafyasında koruculuk dayatılıyordu, bugün dedelerimizi, pirlerimizi, analarımızı maaşlara bağlayarak Alevi yurttaşlarımızın içinde korucular yaratmak istiyorlar ama bunu çok iyi bilsinler Aleviler asla Kültür ve Turizm Bakanlığının yaratmaya çalıştığı bu koruculuk anlayışını kabul etmeyecektir. Aleviler asla para pula mevki ve makamla fikriyatını satmayacaktır. Bunu satanlar Alevi değildir Alevi inancından değildir.”
ÖZEL: HACI BEKTAŞ VELİ’NİN HUZURUNDAYIZ
Hacı Bektaş Veli’yi anarak konuşmasına başlayan Özel, şunları söyledi:
“Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin manevi huzurundayız. 753 sene önce hakka yürüyen ama söyledikleri ve yaptıklarıyla bugünümüze ışık tutan hünkarın huzurundayız. Daha Avrupa’da rönesans, reform ortaya çıkmamışken; modern batı aydınlanması yaşanmamışken, bırakın evrensel insan hakları sözleşmesini, evrensel insan hakları değerleri tartışılmazken, ‘her ne ararsan, kendinde ara’ diyen, ‘hiçbir milletti ve insanı ayıplamayın’ diyen, ’72 millete bir nazar ile bak’ diyen, ‘dili, dini, rengi, ne olursa olsun, iyiler iyidir’ diyen, kadının adı yokken ‘bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok’ diyerek kadını karar süreçlerinin içine dahil edip, kadın sözünü erkek sözüyle bir gören hünkarın huzurundayız. Bu topraklarda çok acı dönemler, çok acı günler, çok acı aylar, yıllar yaşandı. Yıllardır kan, gözyaşı, zulüm bir durduysa üç yürüdü. Kerbela’da akan kan, Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta akmaya devam etti. Kerbela’nın direnci sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze törenlerinde o direnç vardı. Kerbelanın yası, kimi zaman Berkin’in, Ali İsmail’in, Abdullah Cömert’in mezarının başına bir sis gibi kondu.”
“ALEVİ VATANDAŞLARA EŞİT YURTTAŞ MUAMELESİ YAPILMAMAKTA”
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na tepki gösteren Özel, Alevilere eşit vatandaşlık hakkı verilmediğini söyledi.
Özel, şöyle devam etti:
“İktidar partisinin burada yıllardır süren bir geleneği yok sayarak, buradaki canlıların meşru resmi siyasi temsilcilerini dışlayarak, 15 Ağustos akşamı apar topar alternatif bir tören tertip etmelerini en başta Hacı Bektaş’ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Bugün Alevilerin en etkin şekilde çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa’daki tüm ifadelere rağmen uygulama sırasında ve kanun yaparken, kanunları uygularken Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınana, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz benim mücadelemdir. Camilerin ibathane görülüp, cemevlerinin ibadethane sayılmadığı, ÇEDES programı altında laik eğitim örselenip, katledildiği, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği bir kurumun ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef vaktiyle ‘cemevi cümbüş evi’ diyen, cem ile cümbüşü bir tutan yönettiği bu ülkede cümbüşün yeri Kültür Bakanlığı olduğu kabuluyle bir inancı Kültür Bakanlığına bağlayarak bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran bir anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanındayız.”
“BİZ DOĞRU DURMAYA VE DOST KAPISINI AÇIK TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kendisinden önceki CHP genel başkanlarına vefalarını göstermek için iktidar olacaklarını belirten Özel, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Madımak utancıyla bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir utanç müzesi olana kadar mücadelenizi mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz. Yolculuğumuz, ülkemiz için, barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bir yolculuğu temsil ediyor. Yolumuzu bu toprakların değerleriyle, Hünkar Hacı Bektaş’ın, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın Yunus Emre’nin ve nice eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatıyoruz. Biz doğru durmaya ve dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanın bir arada yaşayabildiği, bereketin ve hoşgörünün egemen olduğu bir ülkeyi gelecek nesillere miras bırakana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘iki büyük eserimden biridir’ dediği partinin genel başkanı olarak bulunuyorum. Hacı Bektaş’ta tüm Türkiye’ye söylemek isterim ki bu partinin ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de tüm genel başkanlarına da benden önceki genel başkanı çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu’na da vefamızı göstermenin en önemli yolu onların partisini iktidar yapmaktır. Hep birlikte bunu başaracağımıza and içiyorum.”
Konuşmaların ardından yapılan ödül töreninde, “Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü” Hacı Bektaş Veli Dergahı Postnişini Veliyettin Hürrem Ulusoy’a, “Hacı Bektaş Veli Akademik Araştırmalar Ödülü” Doç. Dr. Meral Salman Yıkmış’a, “Hacı Bektaş Veli Kültür ve Sanat Ödülü” Kılavuz Bakır’a, “Hacı Bektaş Veli Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü” Adil Ali Atalay’a takdim edildi.
PİRHA/HACIBEKTAŞ
Yoruma kapalı.