Alevi Haber Ajansi

Siyaset akademisi davası 29 Eylül’e ertelendi-VİDEO

PİRHA- Bir yıllık tutukluluğun ardından ilk duruşmada adli kontrol şartı ile tahliye olan Tv10 yöneticileri Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç ile 2’si tutuklu 43 kişinin yargılandığı ve 3 gün süren davanın duruşması 29 Eylül’e ertelendi. Tutuklu Semra Demir tahliye edilirken, Erkin Oruç ve Halis Kandelci’nin tutukluluğuna karar verildi.

Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) 2011 yılındaki siyaset akademilerine yönelik hazırlanan iddianame kapsamında Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan TV10’un yöneticileri Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç’in de aralarında bulunduğu 43 kişi yargılanıyor.

İlki Silivri Adliyesi’nde görülen duruşmada Büyükşahin ve Güleç’in de aralarında olduğu 6 tutukludan 4’ünün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, 2 kişinin de tutukluğunun devamına karar verilmişti.

Davanın ikinci duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bulunan 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 43 kişinin yargılandığı duruşma 3 gün boyunca devam etti. Tutuklu ve tutuksuz sanıkların hazır bulunduğu duruşmanın ilk iki günü tutuksuz sanıkların savunması ile sürdü.

Tutuksuz sanıklar ilk günkü ifadelerinde kendilerine atfedilen tüm suçlamaları reddederek, söz konusu olan 2011-2013 yılları arasındaki Barış ve Demokrasi Partisi’nin yaptığı siyaset akademilerinde görev almalarının, katılmalarının yasal olduğunu belirterek, akademinin yasal bir partinin tüzüğünde yer alan eğitim çalışmalarının bir parçası olduğunu dile getirdiler.

BDP’nin, bütçeden herhangi bir destek almadığı için oluşturdukları ve iddianamede ‘kumbara’ olarak geçen bağışların parti üyelerinden makbuz karşılığında alınarak, giderler için kullanıldığını aktardılar.

Katıldıkları belirtilen Gezi eylemleri, 1 Mayıs, basın açıklamalarının ise demokratik bir platformda ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve şiddete dayanmadığını belirten tutuksuz sanıklar, yine katıldıkları cenaze ve taziyelerin siyasi değil tamamen insani olduğunu ifade ettiler.

Tutuklu sanıklardan Semra Demir, ilk duruşmaya cezaevlerindeki tecride karşı açlık grevinde olduğu için katılamamıştı. Savunmasını Kürtçe yapan Demir, yaptığı tüm çalışmaların yasal zeminde ifade özgürlüğü kapsamında gerçekleştiğini ifade etti.

SEMRA DEMİR TAHLİYE OLDU

Savunmaların ardından tutuklu sanıklar tahliyelerini, tutuksuz sanıklar adli kontrol şartlarının kaldırılmasını ve beraatlerini talep etti.

3 gün süren yargılamanın sonunda Semra Demir’in tutuklu kaldığı süre, tutuklamanın bir tedbir oluşu, bu aşamadan sonra tutuklamadan beklenen amacın adli kontrol tedbirleriyle de karşılanabilecek olması hususları ile adli kontrol şartı ile tahliye edilmesine karar verildi.

16 ay tutukluluğunun ardından serbest bırakılan ve ilk gün duruşmaya katılamadığı için yakalama kararı çıkarılan Ergin Oruç ise tutuklandı. Halis Kandelci’nin de tutukluluğunun devamına karar verildi.

KHK ile kapatılan TV10’un yöneticisi Veli Büyükşahin ile programcısı Veli Haydar Güleç’in ise adli kontrol tedbiri kaldırılırken yurt dışına çıkış yasağı ise devam ediyor.

“BU YARGILAMA FETÖ’NÜN MİRASIDIR”

Duruşmanın ardından PİRHA’ya konuşan Avukat Seyit Demir bir buçuk yıldır süren bir yargılama sürecinin olduğunu hatırlatarak, “Soruşturma aşaması 6-7 yıl önce başlamış. Dosyada gerek teknik takip kararlarını gerek fiziki takip kararlarını veren hakimlerin şu anda halihazırda FETÖ’den yargılanan hakimler olduğunu ortaya koyduk. Ama ne yazık ki şu anda yapılan yargılama aslında FETÖ’nün mirasına sahip çıkılması anlamına geliyor. Normalde bu yapılan soruşturmaların hükümsüz kabul edilmesi gerekirken FETÖ’nün polislerinin yaptığı soruşturmalarla şu anda bizim müvekkillerimiz yargılanıyor.” dedi.

“İDDİANAMEDE DELİLLENDİRİLMEMİŞ KONULAR TARTIŞILIYOR”

Demir şunları belirtti:

“Yargılama, olmayan bir takım hususların müvekkillere iddianame ile atılması ve bizim aslında olmayan şeyleri, dosyada delillendirilmemiş konuları tartışmamız üzerinden yürüyor. Örnek olarak söylemek gerekirse, Demokratik Toplum Kongresi’ndeki siyasi çalışmaları, siyaset akademilerinde yürütülen çalışmaları sanki yasa dışı bir örgüt çalışmasıymış gibi sunan bir iddianame var. Biz de bu hususları çürütmeye uğraşıyoruz. Aslında kamuoyu nezdinde de bilinen bir şey. Bunu en iyi bilen kolluk görevlileri. Siyaset akademilerinde toplantılarda barış adına, çözüm adına konuşulmuş, herhangi bir şekilde şiddeti özendiren bir şey söylenmemiş. Ama buna rağmen burada bir yargılama yapılıyor. Uzun da olsa ağır aksak da olsa haklılığımızı ispatlamaya çalışıyoruz. Bazı müvekkillerimiz açısından da kısmen ispat ettik denebilir ama yargılama süreci bir hayli uzun olacak gibi görünüyor.”

‘ADALETE GÜVENİYORUM’ DİYEREK GELMİŞTİ

Ergin Oruç’un hakkında yakalama kararı olduğu halde ‘adalete güveniyorum’ diyerek mahkeme huzuruna çıktığını aktaran Demir, “Ama aslında güvenmekte haklı mı haksız mı sonuç itibariyle görmüş olduk. Hakkında yakalama kararı olan bir kişi ‘adalete güveniyorum’ deyip mahkemenin önüne geliyor mahkeme de ‘Öyleyse ben de seni tutukluyorum’ diyor. Oysaki kaçabileceği halde kaçmıyor buna rağmen tutuklanıyor. Bu da çok hakkaniyetle bağdaşmayan bir durum diye düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak