Alevi Haber Ajansi

Seta’nın fişleme raporuna tepkiler büyüyor

İktidara yakınlığıyla bilinen SETA Vakfı, yayınladığı bir rapor ile Türkiye’de yayın yapan BBC Türkçe, DW Türkçe gibi uluslararası basın ile buralarda çalışan gazetecileri hedef gösterdi. Raporu “fişleme” ve “andıç” olarak niteleyen basın meslek örgütleri ve gazeteciler tepkili.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu yaptığı yazılı açıklamada, raporu bir fişleme olarak değerlendirildi. Açıklamada, “Temel amacının gazetecileri ve çalıştıkları kurumları fişlemek ve hedef haline getirmek olduğu açık olan rapor adı altında paylaşılan belge bizler açısından suç teşkil etmektedir. Bu belge, gazeteciler ve çalıştıkları basın kurumlarına dönük müdahalelere zemin sunmaktır. Gazeteciler ve basın kurumları baskı altına alınmak istenmektedir. Bu durum aklımıza “bu neyin korkusudur ?” sorunu getirmektedir.
Bizler Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu olarak gazetecilere ve basın kurumlarına dönük SETA eliyle başlatılan fişleme politikasını asla kabul etmediğimizi ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. ” ifadelerine yer verildi.

TGC: TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE VURULAN AĞIR BİR DARBEDİR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de yaptığı açıklamada, raporun akademik bir çalılmadan ziyade polis raporu niteliğinde fişleme belgesi olduğu belirtildi. “Türkiye demokrasisine, basın ve ifade özgürlüğüne vurulan ağır bir darbedir” tepkisi gösterilen açıklamada devamla şunlar belirtildi:
“İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker imzalı raporda basın kuruluşlarına ‘gazetecileri denetleyin’ önerisi de getirilmiştir.
Raporun gazeteciliğin evrensel boyutunu anlamayan, çok seslilikten rahatsız olan ve haberin serbest dolaşımını istemeyenler tarafından hazırlandığı ortadır. Bu kişiler, haber almak için devletin yayınlayacağı tek tip bültenlerle yetinebilirler.

Bu raporu hazırlayanlar, raporda hedef gösterdikleri meslektaşlarımıza yönelik her türlü saldırıdan sorumlu olduklarını unutmamalıdır. Raporda fişlenen ve hedef gösterilen tüm gazetecilerin yanında olduğumuzu kamuoyuna bildiriyoruz. Hala anlamayanlara gazeteciliğin ‘iktidara değil, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden bir meslek olduğunu’ bir kez daha tekrar hatırlatıyoruz.”

HDP:DARBE DÖNEMLERİNDEKİ MEDYA ANDIÇLARINDAN FARKSIZ

Rapora yönelik bir tepki de HDP‘den geldi. Partinin Basın, Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış yazılı açıklamasında, “Belgede yer alan sonuç ve öneriler bölümü de en az belgenin geneli kadar vahimdir. Bu bölümlerde kullanılan ifadeler adeta fişlemenin ve ihbarcılığın itirafı niteliğindedir. Medya kuruluşlarına yönelik sansür ve gazetecilere yönelik işten çıkarmalar teşvik edilmiş, vatandaşlar ihbarcılığa yönlendirilmiştir. Rapordan çok savcılık iddianamelerini anımsatan bu belge, darbe dönemlerinin medya andıçlarından farksızdır.” ifadelerine yer verildi.

“Belgede bahsi geçen gazeteciler Türkiye’nin en saygın gazetecileridir” vurgusu yapılan açıklamada, ” Bu isimler, gazetecilere yönelik tüm baskı ve tehditlere rağmen mesleklerini yapmakta direnmekte, gerçekleri kamuoyuyla buluşturmaktadırlar. Bu, suç değil onur duyulması gereken bir durumdur. Esas suç medyayı boyunduruk altına almak, kamuoyunun haber alma hakkını engellemek, gazetecileri fişlemek, hedef göstermektir” diye belirtildi.

YARKADAŞ: BUNUN ADI DÜPEDÜZ ANDIÇ

CHP Milletvekili Barış Yarkadaş Twitter sayfasında yaptığı açıklamada, “Bunun adı düpedüz “ANDIÇ”tır…
Tarihe de ‘Andıç’ olarak geçecektir. Belli ki; yabancı medya kuruluşlarına yönelik bazı planlar masada… Gazeteciliği suç gören anlayış da bu yüzden iş başında ve zemin hazırlama gayretinde.” ifadelerini kullandı.

YENİ ŞAFAK : GERİ ÇEKİLİP ÖZÜR DİLENMELİ

Rapora Yeni Şafak gazetesinden de tepki geldi. Gazetenin internet sitesinin yazı işleri müdürü Ersin Çelik, ‘ciddi bir beceriksizlik’ diye nitelediği raporun geri çekilmesi ve özür dilenmesi çağrısı yaptı. Çelik,  Twitter’dan paylaştığı mesajda, “Gazetecilerin takip listeleri, başka gazetecileri RT yapmaları gizemli bir bilgi değil. Fakat ‘süzülerek’ raporlaştırılması fişlemeye girer. Gerçi fişleme de kamuya açık olmaz. Bu çalışma başlı başına ciddi bir beceriksizlik. Rahatsız edici. Geri çekilip özür dilenmeli” ifadelerini kullandı.

SETA’YA TÜRKİYE’DEN 1 MİLYON 125 BİN DOLAR GÖNDERİLMİŞ

Diğer taraftan SETA’nın ABD’de “SETA Foundation” adlı bir şubesinin olduğu ortaya çıktı. ABD yasaları gereği vergiden muaf vakıf ve derneklerin mali bilgileri halka açık bir sisteme kaydediliyor.

Bu sistemdeki halka açık bilgileri Twitter hesabından paylaşan akademisyen Selim Sazak, SETA’nın ABD’deki şubesine Ankara’dan 1 milyon 125 bin dolar para gönderildiğini yazdı. Maaş harcamalarının 277 bin 582 dolar olarak görüldüğü sistemde, SETA’nın bütün gelirinin Ankara’dan toplanan bağış miktarı olduğu görülüyor.

Sistemde personel maaşı olarak, yalnızca “Genel Direktör” sıfatıyla yönetim kuruluna da üye olan Kadir Üstün’ün 75 bin 567 dolar aldığı anlaşılıyor.

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak