PİRHA- Eski CHP Milletvekili ve Hukukçu Şenal Sarıhan, kadınların siyasetteki temsiliyetini değerlendirdi. Sarıhan, kadınların ikincilliğe itildiğini, AKP’nin de bu ikincilliği perçinleyen yasal düzenlemelere imza attığını söyledi. CHP’yi de eleştiren Sarıhan, karar mekanizmalarında olabilme noktasında erkeklerin kadınları küçümsediğini dile getirdi.
5 Aralık Dünya Kadın Halkları Günü’nün 84’üncü yıl dönümünde eski CHP Milletvekili ve Hukukçu Şenal Sarıhan, kadınların siyasetteki temsiliyetini PİRHA’ya değerlendirdi.
Saruhan, “Dünyada da, Türkiye’de de kadınların ikincilliği, kadınların alt sıralarda yer alması, kadınların omuzunda çifte dağın bulunması, bu sebeple başlarını bir türlü kaldıramamaları ve bir yurttaş olarak, bir insan olarak, sahip olmaları gereken, söz yetki ve karar mekanizmalarında sorumluluk alamamaları bütün dünyada yaşanan bir gerçekliği ifade ediyor” dedi.
“ÜNİVERSİTELERDE KADIN ÇOK AMA YÖNETİCİ YOK”
“Üniversitelerde çok sayıda kadın arkadaşımızın olduğunu biliyoruz. Ama kadın yöneticisinin bununla paralel olmadığını görüyoruz” diyen Sarıhan, şunları dile getirdi:
“Okullarda eğitim kurumlarında ya da bütün bürokraside kadınlar hala parmakla sayılacak kadar azlar, daha az mı yetişkinler? Daha mı az bu bilgiye sahipler? Hayır, öyle değil. Ama toplum o feodal bakış acısını bir türlü aşamıyor ve kadını erkekle eşit görüyor. Çok yakında cumhurbaşkanının ‘kadın koşabilir mi?’ sorusu bile. Bu bir bedensel yarışma, beden gücü yarışması meselesi değil, toplumsal yaşam içerisinde olmak. Kaldı ki koşabilir de. Yani bunun ölçüsü kadın ya da erkek beden olma değil. O zaman dönüp sormak gerekiyor; ‘erkek de çocuk dünyaya getirebilir mi?’ Çünkü bu yaratıcılıkla ilgili bir şey, çok daha farklı bir olay. Burada bu sözün üzerinde çok durmak istemiyorum tabii. Ama bütün bir dünyada diye ifade ettim. Bakın bu konuda Sürekli Eğitim ve Dayanışma Derneği (SEDAV) var. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi var. Daha sonra çok deneyim sağlanmış olan Türkiye de imzalanan İstanbul Sözleşmesi diye sözleşme. Bunlar hep kadına yönelik şiddetin azaltılması konusu üzerinden tartışıldı. Oysaki her iki sözleşmede de, bu arada 1995 Pekin bildirgelerinde de ve son kadın hakları ile ilgili düzenlenen uluslararası bütün metinlerde de kadının toplumsal yaşam içinde eşitlenmesi, siyaset alanında varlığının kabul edilmesi ve ona pozitif ayrımcılıkla olanaklar tanınması konusunda imzacı devletlere görev yükleniyor. Ama ne yazık ki böyle yürümüyor. 2002 yılında yeni AKP’nin yönetime geldiği tarihte Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanmış olan bir genelgeyi anımsıyorum. 2002’de yanılmıyorsam bu genelge de şöyle bir cümle var: Bütün bakanlıklar, kadın, erkek eşitliği konusunda çalışmalar yürütecekler.” Bu kadınların yasal düzlemde eşitlik mücadelesi bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı.
Önce 4320 sayılı yasa 1998 yılında kabul edildi. Arkasından medeni yasada, Türk Ceza Yasası’nda kadınları ikincil gören yasal düzenlemeler kadınların çabasıyla, kadın örgütlerinin, baroların, kadın komisyonlarının aynı zamanda kadın vekillerimizin çabalarıyla daha ileri hale geldi.
“AKP, KADIN İKİNCİLLİĞİNİ PERÇİNLEYEN YASAL DÜZENLEMELERE İMZA ATTI”
Kadınlar göreceli olarak eşitlendiler. Anayasa’nın 10. maddesine ek maddeler konuldu. Biliyorsunuz devlete de sorumluluk verdi. Bunun bir ayrımcılık olmadığı kabul edildi. Bütün bu düzenlemeler sebebiyle 2002’de AKP bu genelgeyi yayınlamak zorunda kaldı. Yani kadınlar pişirmiş, kotarmıştı. Kadın erkek eşitliği meselesinde yasal düzenlemeleri 2002 genelgesi o kadınları memnun etmekti ve aynı zamanda demokratik görünme çabasının bir ürünüydü. Ancak ne gördük? Kısa bir sürede bir yıl sonra bu konuda bir araştırma gerçekleştirdi bir derneğimiz ve bunların tamamen vitrinlerde kaldığını, bu genelgenin uygulanmadığı gördük. Giderek AKP iktidarı da kendi ideolojik anlayışına da bağlı olarak kadının ikinciliğini perçinleyen, yasal düzenlemelere imza attı ve çoğunluk olduğu için parlamentodaki muhalefet partilerinin direnci de bir şeye yaramadı. Bunları niye anlatıyorum? Yasalar nedir? Yasalar bir yaşamın düzenlenmesi konusunda yol göstericilerdir.”
Hukukçu Şenal Sarıhan, yasaların yazılmış olmasının yetmediğini, bunların içselleştirmesi gerektiğini kaydetti. Sarıhan, “Türkiye’de de, dünyada da kadın ikincilliği hala içselleştirilmiş, ikincilliğinden vazgeçme sorunu hala içselleştirilmiş durumda değil. Bu sebeple karar mekanizmalarında olabilme noktasında erkekler kadınları küçümseyerek, kadınları yeteneksiz, kadınları başarısız görerek onlara yol açma, onlarla birlikte bir yere yürüme konusunda geri bir tutum içerisindeler” diye konuştu.
KADINLARA ELEŞTİRİ
Kadınlara da eleştirilerini ifade eden Sarıhan, “Buradan kadınlara da dönüp bakalım, biz kendimize de bakalım. Biz de bir cesaret yoksunluğu içindeyiz. Kendi yetişkinliğimizin farkındayız çoğumuz bu işleri yapabileceğimizi biliyoruz. Ama siyaset Türkiye özeli için söylüyorum, bu İtalya’da da böyle, başka yerde de böyle. Kadınları mutfaktaki küçük işler için görevli kılıyor, orada pohpohluyor, orada arkasını sıvazlıyor ama onların yönetme ve karar verme noktalarına gelmesi konusunda ya vitrinler belirliyor, orada şu kadar sayıda kadın göreceli olarak” ifadelerini kullandı.
“CHP YÜZDE 30’LUK KOTAYI KALDIRDI”
Yüzde 30’luk kotayı kaldırdığı için CHP’yi de eleştiren Sarıhan, şunları kaydetti:
“Bizim partimizde bile, Cumhuriyet Halk Partisi’nde son kurultayda yüzde 30’luk kota bile ortadan kaldırıldı. Yine kendi durumumuza bakalım. Cumhuriyet Halk Partisi açısından bakıyorum, kadın kollarımız var, kadın kolu başkanlarımız var, ama bir eş başkan sıfatı taşıyamıyor. Kadın kolu başkanı en yüksek karar organı olan MYK’da susarak oturmak hakkına sahip. Oturmak hakkına sahip ama susarak gençlik kolları yönünden de böyle. Bu hala düzelmiş değil. Yani sosyal demokrat anlayış bile bu konuda ileri adım atıp uygulamada da bunları yapamadığı sürece, kadınların siyasette temsilinin eşitlenmesi zor.”
“KADIN ÖNCELİKLİ OLMALI”
Yerelde kadınların önemine değinen Sarıhan, “Bugün yerel seçimlere gidiyoruz. Yerel, kadın alanı tamamen. Bir komşuluk ağını kim kurar? Sabah kahveleri ile kadınlar veya sabah günaydınlarıyla kadınlar kurar. Yol mu aksıyor, okulda mı problem var, ya da mahalledeki sağlıkla ilgili problemler neler? En çok kadın bilir. KADER’in bu konuda çok ciddi çalışmaları oldu. Geçmişte neden kadınlar yerelde öncelikli olmalı?” dedi.
“KADINLARIN YERELDE İLERİ PARTİLERDE BİLE ADI GEÇMİYOR”
Yerelde kadınların adının en ileri partilerde bile geçmediğini ifade eden Sarıhan, şöyle devam etti:
“Ankara büyükşehir, İstanbul büyükşehir… Bir kadın adı duymuyoruz, niye? Kadınlarımız yok mu, İstanbul’u yönetebilecek, Ankara‘yı yönetebilecek kadınlarımız yok mu? Ama kadın yok deniliyor, görünmüyor ya da kadın işte güzel manken, o da güzelliği geçene kadar. Yaşı bilmem ne yaşa kadar temsil olsun bu televizyonlarda falan aynı şey sunuculuk yapan orada görev yapan kadın arkadaşlarımızın sorunları da böyle. Bu yüzden yol kadına açılamıyor. Bunu değiştirmek biz kadınların elinde. İsyan etmemiz gerekiyor. Kadınların bu yapıya karşı durması gerekiyor. Ben şu görevi yapabilirim demesi gerekiyor. Diğer kadınların da onun arkasında durması gerekiyor. Diğer kadınlar durmuyor, gerçekten böyle, bir gerçeklik de var. Bunu da açıkça ifade etmeliyim. Ya da % 50 durmuyor, neden? Çünkü pastadan alınacak pay bir dilim, ya da iki dilim. O iki dilimi iki kadın aday olmuşsa öbürü diğerini kesmeye çalışıyor. Sekiz dilimde erkek var. Bununla yarışarak onun yerini almak yerine, öbür kadının yerini alıyor. Çünkü erkek egemen yapı bir kadına izin verecek temsilde. Ve bu siyasi partilerin anlayışından ne yazık ki o çıkmıyor.”
“HDP’DE DURUM FARKLI”
“HDP’de durumu farklı görüyoruz” diyen Şenal Sarıhan, “Orada da farklı bir durum var. Tabi daha çok sorun var, daha çok ezilmişlik var. Ondan kaynaklanan birlikte davranma, yani bu böyle bir noktadan değil, ihtiyaç noktasından. Toplumsal yaşamın, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinden yürümesi ve kurgulamanın da politikaların da iktidar politikaların da, yönetenlerin politikalarının da bütün politikalara kadın erkek eşitliğini sindirmesi ve bunu empoze etmesi gerekiyor.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.