PİRHA- Cübbeli Ahmet’in onursal başkanlığını yaptığı Hayder Aşevi’ne ait bir araçta resmi plaka görülmesi tepkilere neden oldu. DAD Genel Sekreteri Murat Işık, “AKP, kamu kaynaklarını bu selefi gruplar ile tarikatlara dağıtarak iktidarını büyütme çabası yürütüyor.” dedi. Işık, “Yaşananlarda biz Aleviler de dahil hiçbir toplumsal kesimin rızası yoktur.” diye de ekledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait resmi plakalı bir araçta İsmailağa Cemaati’ne bağlı ‘Hayder Aşevi’ yazısının görülmesi kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu.
‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün onursal başkanlığını yaptığı derneğe kim, ne tür bir anlaşma sonucu araç tahsis etti henüz bilinmiyor.
Duruma tepki gösteren kesimlerin başında ise Alevi örgütleri geliyor. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Sekreteri Murat Işık, “Tarikatlar meselesini AKP’nin ideolojik arka planı olarak değerlendirmek gerekir” diyerek kamu kaynaklarının benzer çevrelere nasıl dağıtıldığına da işaret etti.
“KAMU KAYNAKLARI RIZAMIZ OLMADAN TARİKATLARA DAĞITILIYOR”
Işık’ın açıklaması şöyle:
“Tarikatlar meselesi sadece Türkiye’de ilişkilendikleri tarikatlarla sınırlı değil. AKP’nin uluslararası faaliyet gösteren DAİŞ dahi selefi gruplarla ilişkilenmesi aslında tarikatlarla ilişkisinin daha derinlikli değerlendirmesini gerektiren bir meseledir. Kamu kaynaklarının bir şekilde bu selefi gruplar ile tarikatlara dağıtılarak aslında iktidarını büyütme çabası var. AKP’nin 20 yıldır halka yönelik yürüttüğü politika bu biçimde gelişmiştir. Yani sosyal devlet, kamusal hak ve hizmetler bir şekilde heba edilerek sadaka ekonomisi yürütülüyor. Yardımlarla, tarikat ilişkisi ile toplumsal kesimlerin var olan itirazlarını bastırmak için bu kesimlere para aktarma ve bunlarla ilişki yürütme çabaları var. Yapılanlar modern devlet anlayışına uymadığı gibi antidemokratiktir, faşizandır gericidir. Bu yaşananlarda biz Aleviler de dahil hiçbir toplumsal kesimin rızası yoktur. Alevilerin vergileri ile kamusal kaynaklar çeşitli tarikat ve cemaatlere rızamız olmadan dağıtılıyor. Öteden beri itirazlarımızı dile getiriyoruz; devlet dinsel alandan elini çekmelidir.”
“ALEVİLER OLARAK HAKKIMIZIN YENİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Murat Işık, belediyelerin AKP döneminde ‘talan merkezi’ haline getirildiğinin de altını çizdi. Yolsuzlukların sadece İstanbul Belediyesi ile sınırlı olmadığını söyleyen Işık, sözlerine şöyle sürdürdü:
“Ankara’da da yolsuzluklar ayyuka çıktı. Artık mızrak çuvala sığmadığı için kendi siyasetçileri, yol arkadaşları bile bu yolsuzlukların kabul edilemez olduğunu söylemiştir. Kayyumlar eliyle Kürt illerindeki yapılanlar da tam bir talancı politikadır. Birçok belediye yolsuzluk batağındadır. ‘AKP bunları neden yapıyor?’ diye sormak lazım. Öncelikle iktidarlarını sürdürmek için bu kesimlerin neye ihtiyacı olduğunu bilerek rantı dağıtmak zorunda. Bir diğer neden ise; yoksulluğun bastırılması için ‘sadaka ekonomisi’ dediğimiz pirinç, bulgur, makarna dağıtarak toplumsal kesimleri açılıkla, ölmeyecek kadar yaşamalarını sağlayacak bir ekonomik destek sunmaktadır. İşçiden, emekliden, yoksul kesimlerden alarak kendi yandaşlarına kamu kaynaklarını peşkeş çekiyor. Bu konuyu sadece belediyeler üzerinden tartışamayız. Devletin birçok kurumu bugün bu tarikatlara peşkeş çekilmiştir.
İstanbul Belediyesinde Ensar Vakfı gibi gerici, tecavüzcü diyebileceğimiz vakıflar mevcut. Ve bu vakıflara çok ciddi paralar aktarıldı. Kamu kaynakları bunlar aracılığıyla israf edildi. İstanbul halkına verilmesi gereken hizmetler bu çevrelere dağıtıldı. Biz Aleviler buna Rıza göstermiyoruz. Yetimin hakkının bu kesimlere dağıtılması konusunda hesap sorulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple bir genel seçim olsa iktidarı kaybedecekleri de büyük gerçektir. Aleviler olarak hakkımızın yenildiğini, vergilerimizin çarçur edildiğini, yoksullaştırıldığımızı ve bu cihadist, gerici güçlere her türlü kaynakların aktarıldığını görüyor ve bunu reddediyoruz.”
“DEVLET İLE CEMAAT İÇ İÇE GEÇTİ”
Devlet kurumlarının tarikat ve cemaatlerin sarmalında olduğunu ifade eden Işık,
“Devlet ile cemaatler kesinlikle iç içe geçmiştir. Bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat oluştururken bu tarikatlar eliyle yaptığı çalışmalar, sözleşmeler olduğu biliniyor. Her türlü kamusal hizmeti tarikatlara teslim etmiş durumdalar. Devletin kamusal hizmet anlayışı kalmamıştır. Bununla birlikte sosyal güvenlik de ortadan kaldırılmıştır. Söz konusu kaynakların hepsi çarçur edilmektedir” yorumunu yaptı.
Adana Aladağ yurt yangını davasında çıkan kararı da değerlendiren Murat Işık “Orada hizmet verenlerin ne kadar sağlıklı eğitim sunacaklarını varın siz düşünün. Yurtlarda çocuklar tamamen denetimsiz durumdalar. Çocuklar tecavüze uğruyorlar. Nehakk anlayışlar buralarda açığa çıkıyor. Bu Nemrudi zihniyetten bir an önce Türkiye’nin kurtulması gerekiyor” diye konuştu.
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN / ANKARA
Yoruma kapalı.