Alevi Haber Ajansi

‘Pülümür’deki hafıza mekanı, katledilen 16 kişi için anıt mezar yapılırsa anlam kazanır-VİDEO

PİRHA – Dersim Pülümür’de yaşayan Rıza Dalkılıç, yapımı devam eden Pülümür Bellek ve Kültür Evi’nin bulunduğu alan hakkındaki bilgilerini PİRHA ile paylaştı. Dalkılıç, 17 Ağustos 1938’de 16 kişinin katledildiği yerin yanında yapılan hafıza mekanının, burada katledilenler için anıt mezar yapılması halinde anlam kazanacağını söyledi. 

Haberin videosu

17 Ağustos 1938’de Pülümür merkezinde 16 kişinin kurşuna dizildiği yerden kemikler çıkarılmıştı. Bulunan toplu mezarın alanında şu an Pülümür Bellek ve Kültür Evi’nin yapımı devam ediyor.

Konuya ilişkin PİRHA‘ya konuşan Rıza Dalkılıç, şunları dile getirdi:

“Buranın esas anlamı o toplu katliam yerinden 16 kişinin isimlerinin olduğu bir anıt mezar. Ailelerin de böyle bir talebi var. Orası yapılırsa anlam kazanır. Esas buraya anlam kazandıran o insanların mezarına verilecek değer ve saygıyla ölçülür. Umarız önümüzdeki süreçte oraya bir anıt mezar da yapılır. Anıt mezarla, hafıza mekanı bütünleşip, bu alan açık müze gibi kullanılır ve dizayn edilirse iyi bir anlam kazanır.”

“17 AĞUSTOS 1938’DE PÜLÜMÜR’DE 16 KİŞİ KATLEDİLDİ”

Dalkılıç, toplu mezarın bulunmasına ilişkin şunları anlattı:

“Burada şimdi 1937-1938’de Dersim’deki katliamlar, köylerden toplanan insanlar kafileler halinde Pülümür’e getiriliyor. Yüzlerce kişi kışlanın bodrumuna dolduruluyor. Bunların içerisinde Kırmızıköprü’ye bağlı Gökçekonak Köyü’nden pirlerimiz de var. Baba Mansur Ocağı’na bağlı Seyyid Mahmut ile iki oğlu.
17 Ağustos 1938 günü 17 kişinin ismi sayılıyor. Bunlar birbirine elleri bağlanıp yolun üst tarafında getirilip kurşuna dizilirken Seyyid Mahmut’un büyük oğlu Baba Düzgün elleri gevşek bağlandığı için ellerini kurtarıp kaçıyor. Kaçarken üst tarafta dereyi takip ediyor yukarı doğru çıkıp kurtuluyor. O katliamda tek kurtulan kişi o. Diğer 16 kişi yolun üst tarafında kurşuna diziliyor, getirilip bu duvarın olduğu yerde o zamanlar değirmen harkı geçiyor, o harkın içine hepsini üst üste atıyorlar. Üzerine çalı çırpı atıp bırakıyorlar.
Katledilenlerin aileleri batı illerine sürgüne gönderiliyor. 9 yıl zorunlu bir sürgün yaşamı var. 1947’de bir yasa çıkıyor isteyen dönebilir diye. O zaman insanlar geliyor ama o korku hala insanların üzerinde olduğu için hiç kimse, aileler de dahil bu mekana gelmiyor. Buraya gelip ziyaret etmeye bile korkuyorlar. Tabi unutulmuş bir şekilde gidiyor bu. Burada böyle bir olay yaşanmamış, katliam olmamış gibi unutulmuş haliyle devam etmiş. Bu durum 1996 yıllarına kadar devam ediyor.”

“90’LI YILLARDAKİ PARK PROJESİNDE KATLEDİLENLERİN KEMİKLERİ ÇIKTI”

Dalkılıç, 1996 yıllarında belediyenin park projesinde kemiklerin çıktığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“O yıllarda belediye burası için bir park projesi çıkarıyor. İş makineleri çalışıyor, tam bu alana geldiklerinde katliama uğrayan insanların kemikleri çıkıyor. Duyarlılık gösterilmiyor. Karşıda Meydanlar Mahallesi var, orada buradaki katliama uğrayanlardan birisinin torunu yaşıyor. O gelip kemiklerin bir kısmını topluyor, torbaya koyuyor. Kırmızıköprü’de Salördek Köyü’ne götürüp gömüyor. O götüren kişinin akrabasıyla görüştüğümüzde beraber götürdüklerini söyleyerek; 4 kişinin kafatası, birkaç tane de büyük kemik olduğunu söyledi. Yani burada katledilen 16 kişinin hepsinin kemikleri gitmiyor oraya. Diğerleri burada iş makineleri dağıtıyor, düzeltiyor, park yapılıyor.
Bu parkın mülk sahibi de Komiser Abbas Efendi diye bilinen birisi, tabelası da vardı zaten. Belediye daha sonra burayı işletmeye açıyor, kiraya veriyor. İşletmeyi alan kişi de burada alkol satıyor, insanlar gelip oturup eğleniyor. Daha sonra düğünler yapılmaya başlanıyor. 2014 yılına kadar böyleydi burası.”

“BİZ ANLATTIKÇA İNSANLAR DUYARLILIK GÖSTERMEYE BAŞLADI”

2014 yerel seçimlerde Pülümür’e geldiğini söyleyen Dalkılıç, “Bu durumun böyle olduğunu duydum. İnsanlara her yerde, bunun doğru olmadığını, burada hem pirlerimiz var, hem bizim büyüklerimiz var. Yani insan kemikleri üzerinde düğün yapmak, eğlenmek insani değil. İnançsal olarak da insani yönden de doğru değil. Bunları anlattıkça insanlar olumlu karşıladı” dedi.

Dalkılıç, “Hatta biz gelip burada anma da yaptık 17 Ağustos 2014’te. Mumlar yakıldı, dualar okundu. Aileleri bilgilendirdik, aileler geldi. Duygulu anlar da yaşandı. İlk defa babalarının, dedelerinin kemiklerinin bulunduğu mekana geliyorlardı. Meclis üyeleri vasıtasıyla dilekçeler verdik. Buranın ihalesinin iptal edilmesini talep ettik. Bu kabul görmeyip devam etti. 2015’te tekrar dilekçe verdirdik.Bu sürece kadar toplum bize hak verip burada düğün yapmamaya başladı. Orada düğün olmaz dediler. İnsanlar oturmaya bile gelmez oldular. Kapalı durumdaydı ama işletmeyi alanlar bırakmıyordu yine. İşletilmediği halde belediye ihaleyi iptal etmiyordu. 2015-2016’da da beklemede kaldı” diye konuştu.

“38’DE SORGUSUZ SUALSİZ KATLEDİLMİŞLER”

Dalkılıç, toplu mezarların bulunduğu alanda yapılan kaldırım çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“2017’de burada kaldırım çalışması yapıldı. Çalışma yapılırken yine bilgilendirdik, toplu mezar olduğunu söyledim. Hassasiyet gösterilmesini istedim. Biz dikkatli yaparız, yaparken sizi çağırırız dediler. Belediye başkanı da geldi, buna benzer şeyler söyledi. Daha sonra ağaçları söküp duvar örmüşler 5-6 metre yüksekliğinde. Niye yaptıklarını sorduğumuzda bir şey çıkmadığını söylediler. Biz burası kesin toplu mezar yeridir dedik. Birkaç ay sonra da yağmur, kar yağdı, burası göçtü. Burası düzeltilmek için tekrar dağıtılacak. 38’de sorgusuz sualsiz katledilmişler. O şanssızlıkları hala, 80 yıldır devam ediyor.”

“HAFIZA MEKANI, ANIT MEZAR YAPILIRSA ANLAM KAZANIR”

1938’de kurşuna dizilerek katledilen insanların kemiklerinin bulunduğu alanın hemen yanında Pülümür Bellek ve Kültür Evi’nin yapımı devam ediyor. Anıt mezar yapılırsa, hafıza mekanıyla bütünleşip anlam kazanacağını ifade eden Dalkılıç, şunları kaydetti:

“Hafıza mekanının yapımı geçen yıl başladı. Binanın kaba inşaatı bitti. Bizim duyduğumuz kadarıyla; bu bölgenin geçmişiyle ilgili şeyler sergilenecek, müze gibi olacak. Örneğin; bölgede kullanılan tarım araçları, insanların evinde kullandığı eşyalar, bu bölgenin giysileri gibi benzeri şeyler hedefleniyor.
Buranın esas anlamı o toplu katliam yerinden 16 kişinin isimlerinin olduğu bir anıt mezar. Ailelerin de böyle bir talebi var. Orası yapılırsa anlam kazanır. Esas buraya anlam kazandıran o insanların mezarına verilecek değer ve saygıyla ölçülür. Umarız önümüzdeki süreçte oraya bir anıt mezar da yapılır. Anıt mezarla, hafıza mekanı bütünleşip bu alanı açık müze gibi kullanılır ve dizayn edilirse iyi bir anlam kazanır.
Gelen insanlar katledilen kişilerin mezarlarını görünce, bir de o döneme ait insanların kullandığı araç gereçler, evlerinde bulunan eşyalar sergilenirse bu alanda; insanlar bazı şeyleri mutlaka vicdanında hissedecektir.”

Hüseyin Yaşar SEZGİN/DERSİM

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak