Alevi Haber Ajansi

PSAKD Kartal Şube 25. yılında Sivas Katliamı’nı yürüyüşle lanetledi

PİRHA- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kartal Şubesi 25. yılında Sivas Katlamı’nı bir yürüyüşle lanetledi.

PSAKD Kartal Şubesi öncülüğünde gerçekleştirilen ve ‘Madımak Utanç Müzesi Olsun, Madımak’ı Unutmadık, Affetmiyoruz’ dövizlerinin taşındığı anmaya çok sayıda yurttaş katıldı. Katliamda yaşamını yitirenler için yapılan  yürüyüşten sonra kitle adına açıklamayı PSAKD Kartal Şubesi ve Cemevi Şube Başkanı Songül Tunçdemir okudu.

“Türk- Kürt, Alevi- Sünni tüm halkların kardeşçe yaşadığı bir ülkede yaşama hayalinin gerçeğe dönüşmesi için; tüm Alevileri ve insanlığın evrensel değerlerine sahip çıkan dostlarımızı 2 Temmuz’da Sivas’a, Madımak Oteli önüne davet ediyoruz” diyen Tunçdemir, 2 Temmuz anmasına çağrıda bulundu.

“MADIMAK, YOBAZ GÜRÜH TARAFINDAN ‘ŞANLI SİVAS KIYIMI’ OLARAK NİTELENDİRİLDİ”

“İnsanlıktan uzak, gözü dönmüş, şeriatçı yobaz güruhunun ‘Şanlı Sivas Kıyamı’ olarak adlandırdığı bu insanlık trajedisi tarihin sayfalarına Madımak Katliamı olarak yazıldı” diye hatırlatan Tunçdemir şunları belirtti:

“Bundan tam 25 yıl önce, 2 Temmuz 93’te, Anadolu’nun direniş simgesi Pir Sultan Abdal adına düzenlenen şenliklere katılmak üzere Sivas’a giden 33 aydın ve sanatçı, kaldıkları Madımak Oteli ateşe verilerek katledildiler.
Akıl tarlası devlet diniyle zehirlenmiş güruh “İslami usulüne’’ göre tekbir eşliğinde 33 insanımızı yaktı. Yakan katillerini ‘zamanaşımı’  ile akladı. Namaz kılmanın nedenini “Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz” diye açıklayanlar, Cuma namazından çıkıp 33 insanı yakarak mı “hayır işledi?” İnsanlığı yakarak mı kurtuluşa erdi ? İnsanlıktan uzak, gözü dönmüş, şeriatçı yobaz güruhunun “Şanlı Sivas Kıyamı” olarak adlandırdığı bu insanlık trajedisi tarihin sayfalarına Madımak katliamı olarak yazıldı. Madımak katliamı Alevileri olduğu kadar demokrasiden, aydınlıktan, insanlıktan ve laiklikten yana olan herkesi derinden yaraladı. O günden bugüne acılarımız dinmedi, artarak da devam etti ve maalesef acılarımıza yeni acılar eklendi. Bu katliam aydınlatılıp sorumluları cezalandırılmadığı için ülkede yeni yeni katliamlar yaşandı.”

“33 CANIMIZI BİZDEN ALANLAR GAZİ, REYHAN, SOMA , SURUÇ VE ANKARA’DA AYNIDIR”

Pir Sultan’ın heykelini sürükleyenler ile cemevlerinde katledilen gençler ve kapısı işaretlenenlerin faillerinin aynı karakterde olduğunu belirten Tunçdemir şunlara vurguda bulundu:

“O gün Pir Sultan Abdal’ın heykelini yerlerde sürükleyenler, bugün KHK ve OHAL zulmü ile kamu emekçilerini sorgusuz sualsiz işlerinden atanlardır. Saray’ın bekası uğruna ülkemizde taş üstüne taş bırakmayanlardır. O gün 33 canımızı diri diri yakanlar bugün yargı bağımsızlığını tartışılır hale getirip adalet kavramını yerle bir edenlerdir. O gün 33 canımızı bizden alanlar Gazi, Reyhan, Soma, Suruç, Ankara katliamlarını yapanlardır; Cemevinin bahçesinde, evinde, arabasında katledilen gençlerimizin katillerini aklayıp ödül gibi cezalar verenlerdir. Kapılarımıza çarpı işaretleri koyup cemevlerimizi gerici ırkçı yazılarla afişleyenlerdir. Madımak Katliamı, sonuçlanan davalara rağmen hâlâ karanlıkta kalmış bir katliamdır. Katliamın asıl planlayıcıları olan Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Doğan Güreş gibi dönemin siyasi sorumluları, emniyet müdürü, il jandarma alay komutanı ve “Gazanız mübarek olsun” diyen belediye başkanı, yargı önüne çıkarılmamıştır. Saldırgan topluluğa saatler boyunca niçin müdahale edilmediği hala soru işaretidir. Dönemin Başbakanı Tansu Çiler’in dediği gibi ‘Çok şükür dışarıdaki vatandaşlarımıza zarar gelmedi’ Evet bu ülkede maalesef katillere zarar gelmiyor. Bugün içerisinde bulunduğumuz karanlık günler, o gün 33 canımızı katledenlerin ve daha sonrasında katillerin avukatlığı yapanların eseridir.”

“İNSANLIK TARİHİNİN YÜZ KARASI OLAN MADIMAK’I LANETLEMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

“Türk- Kürt, Alevi- Sünni tüm halkların kardeşçe yaşadığı bir ülkede yaşama hayalinin gerçeğe dönüşmesi için; tüm Alevileri ve insanlığın evrensel değerlerine sahip çıkan dostlarımızı 2 Temmuz’da Sivas’a, Madımak Oteli önüne davet ediyoruz” diyerek Madımak anmasına tekrardan katılım çağrısında bulunan Tunçdemir son olarak şunları dile getirdi:

“Madımak davası, sıradan bir dava değildir. Madımak davası, aynı zamanda yüzyıllarca Bizans, Selçuklu, Osmanlı döneminde yürütülen Alevi katliamlarının davasıdır. İnsanlık tarihinin yüz karası olaylarından biri olan Madımak katliamı, insanlığa, ortak yaşama kültürüne, aydınlığa karşı yapılmış bir katliamdır ve bu yönüyle insanlık var oldukça lanetlenecektir. Bizler için katliam asla iyileşmeyecek bir yara, katliam sonrasında yaşanan tüm bu gelişmeler ise Türkiye adına bir utançtır. Türkiye, bu utançla yaşayamaz. Şimdi katliam mağdurları ve Aleviler başta olmak üzere bu ülkede yaşayan her insana sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk, katliamın 25. yılında Madımak Oteli önüne giderek bir kez daha “Madımak Oteli, utanç müzesi olacak” diye haykırmaktır. Bu haykırışın, pek çok anlamı olacaktır. Daha eşit, özgür, adaletli, insanların dilinden, dininden, cinsiyetinden, mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı, katledilmediği, Türk- Kürt, Alevi- Sünni tüm halkların kardeşçe yaşadığı bir ülkede yaşama hayalinin gerçeğe dönüşmesi için; tüm Alevileri ve insanlığın evrensel değerlerine sahip çıkan dostlarımızı 2 Temmuz’da Sivas’a, Madımak Oteli önüne davet ediyoruz.”

PİRHA/İSTANBUL

 

  

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak