PİRHA-Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır Şubesi’nin 11. Olağan Kurulu’nda Aydın Atlı yeniden başkan seçildi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır Şubesi’nin 11. Olağan Kurulu toplandı. Dede Kargın Ocağı’ndan Musa Kargın dedenin gülbengiyle başlayan kurul toplantısının divan başkanlığını Bülent Kaya yaptı.
“Biz var olma mücadelesi veriyoruz” diyen Kaya, şunları söyledi:
“Dünden geldik, yarına taşıyacağımız insani toplumsal değerlerimizi, insanlığın hizmetine sunmaya çaba sarf ediyoruz. Kolay bir iş değil. Yok sayılan, jenosite uğrayan, katledilen, yok edilmeye çalışılan bir toplumsal kesim her şeye rağmen ‘ben insanım ve ayaktayım’ diyerek mücadelemizi bugüne kadar getirmişlerdir. Nesimi’den Hallac-ı Mansur’a, Hallac-ı Mansur’dan Pir Sultan’a ve Hacı Bektaş’a kadar çok çileler çekti bu toplum. Değerlerinden, inançlarından, doğaya ve insana olan saygısından dolayı horlandı, yok sayıldı, katledildi ama bir gerçek vardır ki hiçbir zaman biat etmedi, diz çökmedi.”
“MARAŞ’TA ALEVİLER, DEVRİMCİLER DİRENMESEYDİ SAYI ON BİNLERE ULAŞIRDI”
PSAKD Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Atlı, Aralık ayında yaşanan katliamları hatırlatırken, “İçinde bulunduğumuz ay katliamlar ayı. Maraş’ta Alevi canlarımıza yönelik bir katliam yapıldı. Onların düşündükleri oradaki Aleviler başta olmak üzere sol düşüncede olan devrimci, sosyalist insanların tamamını imha etmekti. Bunun için önemli ölçüde hazırlıklar yapmışlardı. Maraş Katliamı aslında 12 Eylül faşist darbesine giden yolda çok önemli bir mihenk taşıdır.
Maraş katliamından sonra 12 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Maraş katliamını yapanlar ortaya çıkarılmadığı için Çorum katliamı da yapıldı. Günümüze kadar Sivas, Roboski, Ankara Gar katliamı yapıldı. Katliam sonucunda yüzde 80 nüfus Maraş’ın dışına göç etti. Bu gerçekten planlı ve büyük bir katliamdı. Eğer orada Aleviler, devrimciler direnmemiş olsaydı bu sayı on binlere de ulaşabilirdi.”
“İNSANLAR ACILARINI BİLE YAŞAYAMIYOR”
Atlı, katliamda yaşamını yitirenleri anma programının valilik tarafından yasaklanmasını eleştirerek, “Biz acımızı yaşamak istiyoruz ama egemen güçler acımızı yaşamayı bize yasaklarlar. Biliyorsunuz Maraş katliamının 43. Yıldönümü için izin istendi ama bu izin reddedildi. Buna rağmen Alevi kurumları Maraş’taydı. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki insanlar acılarını bile yaşamaya bırakılmıyor. Biz Maraş’ta katledilen canlarımızı unutmadık, unutturmayacağız” dedi.
“ALEVİLİK HER ZAMAN HEDEF HALİNE GELDİ”
PSAKD üyesi Hüseyin Kaya ise Aleviliğin her zaman hedef haline geldiğini belirtti. Şöyle konuştu:
“Alevilik sürekli iktidarların hedefi haline gelmiştir. Çünkü iktidarların işine gelmemiş Alevilerin vermiş olduğu eşitlik mücadelesi. O yüzden hep yok edilmek istenmiş. Biraz da bunun önüne geçmek için mücadelemizi yürütüyoruz. Yalnız zamanında yanlışlıklar yapıldı. Devrimci anlayışlar, sosyalist gelenekler ‘Din afyondur, Alevilik de bir dindir, o da afyondur’ şeklinde yaklaşarak bu güzel inançtan, kültürden uzak durdular. Bu da egemenlerin işine geldi. Dolayısıyla asimilasyonla karşı karşıya kaldık. Daha sonra yine bu devrimciler öncülüğünde derneklerimiz kuruldu. Bu dernekler Aleviliğin tekrar yaşam bulması için çalışma yürüttüler. Dolayısıyla derneklerimiz de hedef haline geldi. O yüzden inadına sahip çıkmamız gerekiyor derneğimize, hem inancımızın geleceğe taşınması için hem de o fırsatı vermemek adına.”
“ALEVİLERE YAPILAN ZULÜMLER BİZİ ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYE ZORLADI”
Şubenin önceki başkanı Avukat Cafer Koluman da tarihteki diğer Alevi katliamlarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kez daha katledilen canları saygıyla anıyorum. Anıları anımıza ışık olsun diye. Bu derneklerin kuruluş amacı da aslında bu katliamlar, Alevilere yapılan bu zalimce politikalar, yok saymalar, haksızlığa uğramaların tam da bizi örgütlü bir mücadeleye zorladı. Esasında Aleviler İslamiyet öncesinden beri örgütlü bir toplumdan gelmektedir. Ocak sistemi. Her Alevi bir ocağa mensuptur. Cumhuriyet kuruluncaya kadar gerçekten de güçlü bir ocak sistemimiz vardı. Selçuklu zamanında da yok sayıldık, Osmanlı döneminde de yok sayıldık, Cumhuriyet’ten medet umduk ama maalesef o hayallerimiz de boşa çıktı. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması politikası, akabinde Koçgiri katliamı, Dersim katliamı, Çorum, Ortaca, Kırıkhan katliamı, Maraş katliamı bu süre zarfında yaşandı.
Bu dernek kuruldu. İçinde bulunduğumuz siyasi, ekonomik kriz, sağlık koşulları maalesef bizim bu örgütsel yapımızın içini boşaltmaya çalıştılar. El birliğiyle boşaltmaya çalıştılar. Buna el birliğiyle karşı çıkmanın zamanıdır. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun, koşullarımız biz ne kadar zorlarsa zorlasın, bize düşen temel görev gerçekten de canla başla emek verdiğimiz, yuvamız dediğimiz, ocağımız hissettiğimiz bu derneklere sahip çıkmamız lazım. Çünkü bizim bizden başka çaremiz yoktur.
Bu ülkede yaşıyorsak tabi ki haklarımız vardır. Haklarımız bizim değerlerimizdir. İnanç kimliğimizin tanınmasıdır. Cemevleri bugün halen yasal statüye sahip değildir, zorunlu din dersi zulmü halen devam ediyor.
Katliamlar yapıldı, bu katliamlarla yüzleşildi mi? Yüzleşilmedi. Normalde faillerin yargılanması gerekirken tam tersi mağdurlar yargılandı, failler ödüllendirildi.”
Faaliyet ve mali raporlarının okunması ardından yeni yönetim belirlendi. PSAKD Diyarbakır şubesi başkanlığına yeniden Aydın Atlı seçildi.
PİRHA/DİYARBAKIR
Yoruma kapalı.