PİRHA- Türkiye ekonomisini, artan işsizliği, işçi sınıfının durumunu ve sendikal faaliyetleri Profesör Dr. Erol Katırcıoğlu’na sorduk. Katırcıoğlu, “Türkiye’nin önünde bir belirsizlik var ve bu belirsizlik giderek büyüyor. Dolayısı ile değerler ve değişkenlerde müthiş bir bozulma var. Özellikle enflasyon çok hızlı artıyor ve bütçe açığı çok büyük boyutlara ulaştı. Artan dış borçlanma ile ancak kamu hizmetler görülebiliyor” dedi.
Haberin Videosu
Profesör Dr. Erol Katırcıoğlu, Türkiye’nin ekonomik gidişatını, artan işsizliği, sendikal hareketliliği ve yükselen enflasyonu Pir Haber Ajansına değerlendirdi.
“Türkiye’nin önünde bir belirsizlik var ve bu belirsizlik giderek büyüyor” diyen Katırcıoğlu, “Değerler ve değişkenlerde müthiş bir bozulma var. Özellikle enflasyon çok hızlı artıyor ve bütçe açığı çok büyük boyutlara ulaştı. Artan dış borçlanma ile ancak kamu hizmetleri görülebiliyor” dedi.
“TÜRKİYE’DE SİYASET EKONOMİYİ BELİRLİYOR”
Katırcıoğlu, “Türkiye’nin makro dengelerinde ciddi sıkıntılar var. Ama hükümet bunları pek algılıyor gibi de durmuyor. Türkiye’de ekonomi dediğimiz zaman ekonominin kendi dinamikleri çok bir şey söylemiyor. Siyaset ekonomi ile ilgili daha çok şey söylüyor. Bu başka ülkelerde çokta böyle değildir. Özellikle batı ülkelerinde. Ancak Türkiye’de siyaset ekonomide ne olacağını büyük ölçüde belirliyor. Bu nedenle ekonomideki verilere bakarak ekonomiyi yorumlamanın zor olduğunu düşünüyorum”diye konuştu.
“BÜTÇE AÇIĞI VERMEYE BAŞLADILAR”
AKP’nin bütçe disiplini ile başarı elde ettiğine vurgu yapan Katırcıoğlu, “Bir başarı var mıydı? Evet, bir zamanlar yüksek büyüme oranlarına ulaştılar. Fakat şimdi görülüyor ki iki yıldır özellikle 15 Temmuz’dan sonra bütçe disiplini bozulmaya başladı ve bütçe açığı vermeye başladılar” dedi.
“BÜYÜME ARTARKEN İŞSİZLİKTE ARTIYOR”
Prof. Dr. Katırcıoğlu, işsizliğin arttığını belirterek şunlara dikkat çekti:
“Yüzde beş civarında yüksek sayılabilecek bir büyüme var. Ancak istihdamda bir artış göremiyoruz. Garip bir şekilde işsizlikte artıyor. Büyüme artarken işsizliğinde artıyor olması şeklinde bir garip durumla karşı karşıyayız. Çünkü bunun normali büyüme artıkça işsizliğinde azalması gerekiyor. Ancak gördüğüm kadarı ile öyle olmuyor. Ekonomi yönetiminin de siyasete baktığını düşünüyorum. Çünkü şimdilik yüksek büyüme oranlarını elde etmiş olduklarından dolayı memnunlar ama eninde sonunda faizleri artırmak zorunda kalacaklar. Zaten faizler artmış durumda. Dolayısı ile çok parlak bir şey göremiyorum önümüzdeki dönem için. Ama bir krizden söz etmek mümkün mü derseniz, öyle bir durumda yok şuan. Ancak önümüzdeki dönemde özellikle enflasyonun artması, insanların yoksullaşması gibi bir sürecin hızlanacağını söyleyebilirim.”
“OHAL NORMAL HUKUKUN KALDIRILDIĞI BİR DÖNEM”
OHAL normal hukukun kaldırıldığı bir dönem diyen Katırcıoğlu şöyle devem etti:
“Kendini hukuki olarak güvende hissetmeyen bir sermaye gelip de OHAL koşullarında Türkiye’ye neden yatırım yapsın. Nitekim de yatırım yapmıyor. Peki ne oluyor diye baktığımızda, faiz farkından dolayı yabancı sermaye geliyor ancak o da hisse senedine ve borsaya geliyor. Son dönemde orada da çıkışlar var. Şimdiden kurlar aleyhimize gelişti ve 3.67 – 3.68 seviyesinde devam ediyor.”
“İŞÇİ SINIFI SENDİKALARI ÇOK GÜÇLÜ DEĞİL”
Katırcıoğlu, “Sadece Türkiye’de değil dünyada da işçi sınıfı sendikaları çok güçlü değil. Aksine güçlerini yitiriyorlar. Eski sendikalara baktığımızda bugün eski sendikaların esamesi okunmuyor. Şu anda sendikalar çok zayıf ve sendikalı işçi sayısı da azaldı. İşçilerin mücadelesi önemli ama şunu unutmamak lazım işçiler sınıf olarak sendikalaşma meselesini yeniden kendi gündemine almaları lazım. Tıpkı çiftçilerin kooperatifleşmeyi kendi gündemine almaları gibi. Dolayısı ile işçi sınıfı buradan yeni perspektifler üretmesi gerekiyor. İşçi sınıfı bu kadar zayıflar ve zayıf hale gelirse piyasa mekanizmasının esiri olurlar. Ama bir sınıf olarak üretimdeki güçlerini kullanabilmeleri için örgütlü olmaları ile mümkün olabilir. Bu örgütlenme siyasi örgütlülükten çok sendikal örgütlenme olmalıdır. Onun için mücadele etmek gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“ÇİFTÇİLERİN VE SANAYİ İŞÇİLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ GEREKİYOR”
Uzun zamandan beri işçi sınıfının sendikal mücadelesinin zayıfladığını belirten Katırcıoğlu, Özelikle taşeronlaşmanın getirdiği koşullar bir ölçüde de bunu sağlıyor. İşverenler karşılarında çok güçlü sendikalar görmeyince çok zayıf ücret artışları yapıp kar marjlarını artırıyorlar. Yani özetle Türkiye de ekonomik aktörler tarımla uğraşanlar, çiftçiler, tarımda çalışanlar ve sanayi işçilerinin örgütlenmesi gerekiyor. Ancak o zaman üretimdeki güçlerinden gelen haklarını alabilir ve ifade edebilirler” dedi. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.