Alevi Haber Ajansi

Pir Kılavuz: Camilere tanınan olanaklar cemevlerine de tanınsın, haklarımız verilsin

PİRHA- Alevilerin tuttuğu 12 gün orucun ardından Mersin Cemevi Aşure lokması verdi. Bir konuşma yapan Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, bir kez daha Alevilerin ortak taleplerini dile getirdi. 

Kerbela yası nedeniyle tutulan 12 gün orucun ardından Mersin Cemevi Aşure lokması verdi.

Cemevi bahçesinde yapılan lokmaya, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin milletvekilleri Hacı Özkan, Cengiz Gökçel, Ali Mahir Başarır, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Kerim Tufan, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, Akdeniz Kaymakamı ve Belediye Başkanı Muhittin Pamuk, Emniyet Müdürü Mehmet Şahne ile Alevi  Bektaşi Federasyonu yöneticisi Ali  Özveren, Alevi Kurum yöneticileri ve  çok sayıda siyasetçi ve bürokrat da katıldı.

Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin  Gülbeng okunmasının ardından Adıyaman’dan  gelen canlar  semah döndü.

Bir konuşma yapan Mersin Cemevi Başkanı  Pir Hasan Kılavuz,  “Kerbelâ büyük bir acının adıdır. Hz. Hüseyin’e de Yezit’e de ebedi vasıflarını nihai olarak veren olay da Kerbelâ olayıdır. Kerbela 680 yılında yaşanıp  bitmiş bir olay değildir. Acının zulmün simgesidir. Hz. Hüseyin ise Hakkın ve mazlumeyetin simgesi olarak kabul edilmiştir. Muharrem’in  ya da Kerbela acısının temel  mesajı, zalime, zulme, insafsızlığa, hoşgörüsüzlüğe, kötülüğe karşı direnmektir. Acıları hatırlamak, ders çıkarmak ve başka acıların yaşanmasını mümkün olduğunca engellemek, dünyamızı daha güzel, daha mutlu bir yer haline getirebilmektir. Muharrem ayında ağlayıp, göz yaşı dökmek değil, gözün ve gönlün hakikatlere açılması lazımdır.’’ diye konuştu.

Kılavuz, ’’Kerbela bir hak ve direniş okuludur. Kerbela despotluğa biat etmemeyi, Yezitliğe de boyun eğmemeyi, öğretirken, hak adalet ve insanlık için direnme erdemliliğini kazandırır” diyerek şunları kaydetti:

“Her Muharrem ayı geldiğinde bu kürsüde inançsal sorunlarımızı dile getiriyoruz! Her ulus kendi dili ile dua eder, kendi dili ile ibadet eder. Aleviler sözünde, sazında, tapınmasında, yakarmasında Türkçe söylemiş, Türkçeyi yüceltmiştir. Türkiye Cumhuriyeti laiktir. Laik devlette; din devletin elinde değil, inanan insanın vicdanında olur. Laiklik, dinli ya da dinsiz olma hakkını eşit görür. 1998 yılından beri, o dönemin hükümetince başlatılan Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili reform çalışmaları, 20 yıldan beri biz Alevilerin ülkemizdeki sorunları ile ilgili tek bir adım dahi atılmadı. 2016 yılında Diyanet İşleri Başkanı olan Sayın Mehmet Görmez; cemevleri bizim kırmızı çizgimiz, diyordu. Başbakanlığa bağlıydı. Şimdi ise Diyanet Cumhurbaşkanlığına bağlandı. Genel seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında cemevlerini yasal statüye kavuşturacaklarını söyledi. İlk 100 günlük programın başlıklarını sayarken bu konuya hiç değinmedi. Sabırla bekliyoruz.’’

“TALEPLERİMİZ KABUL EDİLSİN”

Mersin Cemevi Başkanı Hasan Kılavuz Alevilerin  taleplerini şöyle  sıraladı:

1-Cemevlerimiz hiçbir kayıt ve koşul olmaksızın hukuken ibadethane statüsüne kavuşmalı. Camilere tanınan olanak ve imkanlar ne ise aynısını cemevleri için de istiyoruz.

2-Yazılı ve sözlü her türlü ayrımcı, ötekileştirici, nefret söylemi içeren anlayışa karşı tedbir alınmasını istiyoruz.

3-Ulusal ve uluslararası mahkemelerde elde etiğimiz haklarımızın verilmesini istiyoruz.

4-35 Aydın ve sanatçıya mezar olan Madımak Oteli utanç müzesi olmalıdır.

5– Alevi dergahları, Hacı Bektaş Veli, Şah Kulu, Karaca Ahmet, Hüseyin Gazi dergahlarının sahiplerine yani Alevilere geri verilmesini istiyoruz.
Hacı Bektaş Dergahı, Orhan Gazi tarafından Yanko Madyan adlı bir mimara yaptırılmış. (13.Yüzyıl sonu 14. Yüzyıl başı)Eskiden Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın ana giriş kapısının üzerinde orijinal yazılmış bir kitabe vardı. ‘Burası aşıkların kabesidir, eksik gelen tamam olur’ diye başlayan bir kitabe vardı. Restore edilince bu kitabenin yeri kasıtlı olarak 40 yıl boş bırakıldı. Unutturulan bu kitabenin yerinde bugün Bakanlığın ve müzenin adı yazılarak bilime ve tarihe karşı suç işlenmiştir. İlgili Bakanlıktan ve yetkililerden bu ayıbın düzeltilmesini istiyoruz. Aleviler bunu unutmaz ve af etmez.

6-Okullarda tek yönlü hazırlanan din ve ahlak bilgisi ders programları ile çocuklarımızın Sunileştirilmesini istemiyoruz. Din ve ahlak bilgisi dersi veren öğretmenlerin %90’nı İlahiyat veya Yüksek İslam Enstitüsü mezunu, içlerinde tek bir Alevi inancından öğretmen yok. Milli Eğitim Bakanlığı’nda Alevilikle ilgili müfredat programlarını hazırlayan komisyonlara Alevi kanat önderlerinin, Alevi akademisyenlerin ve kurumların temsilcilerinin davet edilmesini bekliyoruz.
Bu güzelim cennet topraklarda yaşayan tüm kimliklerin ve inançların birbirlerinin haklarına saygılı, kardeşçe, el ele, barış içinde birlikte olmalarını istiyorum.”

PİRHA/MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak