PİRHA – Pir İbrahim Erdoğan, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na dair Alevi toplumunun yaklaşımını değerlendirdi. Erdoğan, “Yaşanan süreç, Aleviler için bir kurtuluş sistemidir. Bu kurtuluşa sarılmaları gerekiyor. Alevilerin, kazanım elde etmesi için bütün ezilenlerle birleşmesi, bu programa güç vermesi gerekiyor” görüşünü paylaştı.
Abdullah Öcalan tarafından 27 Şubat’ta yapılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ardından yeni süreç, Alevi toplumu tarafından da dikkatle takip ediliyor.
PKK tarafından silahların bırakılacağı yönündeki açıklama ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile AKP-MHP Hükümeti arasındaki görüşmeler de hızlandı. Taraflar arasında 2 Haziran’da yapılan toplantı sonrasında Meclis bünyesinde yakın zamanda bir komisyon kurulacağı da duyuruldu.
“ALEVİLER, BARIŞIN OLMASINI İSTİYOR”
Parlamento sorumluluğunda ilerleyeceği açıklanan yeni sürece dair Ağuçan Ocağı pirlerinden İbrahim Erdoğan ile konuştuk. Gelinen evre ve yapılan görüşmelere ilişkin Pir İbrahim Erdoğan “Her şeyden önce bu başlatılan süreç, ülkede yaşayan her insan için bu zamana kadar bulunamayan bir program oldu” diyerek sözlerine başladı.
“Bu topraklara barışı getirmek, güzel bir yaşamı kurdurmak her insanın görevi olmalıdır” diyen Pir Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her iki taraftan anaların yüreğinin gerçekten çok acı bir şekilde yandığını hepimiz biliyoruz. Sayın Öcalan’ın başlatmış olduğu bu programın, bu görüşün, bu barışın çok kıymetli olduğunu görüyorum. Ülke insanları için, toplum için, hatta Ortadoğu için çok kıymetli olduğunu biliyorum. Hepimiz hizmet etmeliyiz. Hepimiz, bu barışı engelleyenlere karşı da mücadele etmeliyiz. Eski derin devlet sistemi, asla bu barışın sağlamasını istemez. Bu ülkede Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin; yani bütün ezilenlerin kendi kimliğine, inancına sahip olmasını istemiyor. Çünkü bunu istemediği sürece kendi hegemonyasını yürütecek. İşte Türk-İslam sentezini, anayasadaki ilk dört maddeyi yürütmek istiyor şu anda. Çünkü onu ayakta tutan, hegemonyasını bu ülkenin mazlumları üzerinde yürütmek için o dört maddeye ihtiyacı var. O dört madde bozulmasını istemiyor. Bu nedenden dolayı Aleviler genel olarak bu barışın kesinlikle olmasını ve sonuç alınmasını istiyor. Ama şöyle bir eksiklik de var. Barışı istiyor ama mücadele de etmiyor.”
“ALEVİLER İÇİN BİR KURTULUŞ SİSTEMİ”
Pir İbrahim Erdoğan, gerçek bir barışın sağlanabilmesi için Alevi toplumunun da mücadele içerisinde olması gerektiğine vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Alevi toplumu, katılım konusunda her ne kadar bugün eksik de olsa, bu konuda bilinçlidir. Barış, özgürlük, ezilmek ne demektir, bunu çok iyi bilen bir toplumdur. Aleviler hem Osmanlı döneminde de cumhuriyet döneminde de ve hatta Hristiyan devletlerin dahi katliamına uğramıştır. Bu nedenlerle yaşanan süreç Aleviler için bir kurtuluş sistemidir. Bu kurtuluşa sarılmaları gerekiyor. Barış olmazsa ne olur? Eğer bu sürece sarılmazsan, barışı sağlayamazsan geçmişte olan katliamların aynısı görülecektir. Çoluk çocuğunu o katliamcıya teslim etmek istemiyorsan o zaman barış sistemine sarılman lazım.
Görüşmeler var ama açıkta, ortada bir şey yok. Bu konuda Alevilerde bir güvensizlik söz konusu. Yani deniliyor ki ‘Biz bu hükümete güvenmiyoruz. Geçmişte bize çeşitli oyunlar oynandı. İyi niyetten dolayı kaybettik. İnanmıyoruz’. Bu konularda biraz kafalar karışık.”
“ALEVİLERİN KURUMSALLAŞMASI GEREKİYOR”
Alevi toplumunun yeni süreçten beklentilerine değinen İbrahim Erdoğan, öncelikle var olan örgütlerin “doğru temelde kurumsallaşması gerektiğine” dikkat çekerek, şunları ifade etti:
“Alevilerin öncelikle kendi tarihine, bilincine dayanıp kurumsallaşması gerekir. Aksi halde başkalarının peşine düşülür, bu da seni bir yere götürmez. Masaya oturmak için kurumsallaşmak gerekiyor. Şimdi Alevilerin bir kısmında bu konuda sadece sanki Kürt sorunu çözülecekmiş gibi bir bakış açısı var. Oysa ki demokrasi kurulur, barış sağlanırsa ‘Alevi, sen bu işin dışında kalacaksın. Sana bir şey verilmeyecek’ gibi bir anlayış yok. Sadece Kürt sorunu çözülecekmiş gibi bir konuyu, milliyetçi görüşe sahip olan kişiler yayıyor. Bu bilgi yayılınca Alevilerin kafası da karışıyor ve ‘Sana bir şey olmayacak, sadece Şafii’ler kazanacak, sen bir şey kazanmayacaksın’ deniliyor. Milyonlarca Kürt Alevisi var. Aleviler komple bu ülkede söz sahibi olmak, kurulacak hükümetlerin karşısından güç olarak korunmak istiyorlarsa yapılacak anayasanın karşısında şimdiden kendi komisyonunu hazırlaması gerekiyor. Anayasa hazırlanacak ya ama bu anayasanın anayasaya ne istiyorsun anayasadan? Alevilerde okuyan kesim çok. Çok bilgili bir kesim de var ama bu taşın altına elini koymuyorlar. Yani bir hukuk komisyonu kurulmalı. O komisyon, halkla bütün bölgelerdeki Alevilerle toplantı yapıp görüşler almalı ki güç alsın, güç olsun. Mesela benim aldığım bir habere göre anayasa için Alevileri çağıracaklar. Peki Aleviler hazırlıklı mı? Yok. İki başkanın peşine Alevilerin takılması bir şey kazandırmaz. Hak ve Özgürlükler Komisyonunun kurulması lazım. Aleviler, bu ülkede ezilenlerin hepsini yanına alıp, onlardan güç alması gerekiyor.
47 senedir evladını kaybeden Kürt halkıyla toplantılar yapılması, onlardan güç alınması lazım. Aleviler, Kürtler için ne düşünüyor, Kürtler, Aleviler için ne düşünüyor bilinmesi lazım. Fakat, ‘Yalnız Şafiler kazanacak’ fikrini ortadan kaldırmak gerekiyor.”
“ALEVİLERİN, KAZANIMI İÇİN EZİLENLERLE BİRLEŞMESİ GEREKİR”
Pir İbrahim Erdoğan, sürecin hükümet kontrolüne bırakılmaması konusunda uyarıda da bulundu. “Bu hükümet ile barış olur mu?” sorusuna birçok yerde rastladığını belirten Erdoğan, değerlendirmesini şu cümlelerle sürdürdü:
“Aleviler içerisinde çok yaygın bir şekilde ‘Bunlarla barış olmaz’ deniliyor. Süreci AKP ve MHP’ye bırakırsan tabii ki seni kandırır. Bu ülkede ezilen bütün halkların, bütün inançların büyük bir potansiyel gücü var. Bu gücünle ortak hareket edersen karşıdaki kişi hangi niyetle olursa olsun başarı sağlayamaz. Şu anda bir barış programı için ‘evet’ diyoruz ama durmadan insanları içeri atıyor, ‘Terörsüz Türkiye’ diye konuşuyorlar. Kötü niyetli olduklarını ben de biliyorum. Ama onun o kötü niyetinin hayata geçmemesi için güç birliği yapacağız. Alevilerin, kazanım elde etmesi için bütün ezilenlerle birleşmesi, bu programa güç vermesi gerekiyor.”
Eren GÜVEN – Rozerin TEK /İSTANBUL
Yoruma kapalı.