PİRHA- Tedavi gördüğü hastanede hakka yürüyen Ağuçan Ocağı piri Hidayet Ulugerçek Şerabi Köyü’nde toprağa sırlandı.
Haberin Videosu:
Ağuçan Ocağı piri Hidayet Ulugerçek’in naaşı Yeniköy Mezarlığı morgundan alınarak Diyarbakır cemevine götürüldü.
Cemevinde düzenlenen Hakka uğurlama erkanının ardından, Ulugerçek’in naaşı toprağa sırlanmak üzere Şerabi köyüne doğru yola çıkarıldı. Pir Ulugerçek Şerabi köyü mezarlığında toprağa sırlandı.
Cenaze erkanına katılanlar Ağuçan Ocağı piri Hidayet Ulugerçek hakkında düşüncelerini dile getirdi.
Ağuçan Ocağı piri Aziz Güler :
“Ben Ağuçan Ocağı hakkında araştırma yaptım. Daha önce de babalarımız dedelerimiz söylüyorlardı, “Diyarbakır’da akrabalarımız var, kökenimiz orda da var” diye. Benim dernek başkanı olduğum dönemde özellikle buraya geldim. Ağuçan’ın emanetleri vardı burada. Bunları görmek için İstanbul’dan Dersim’e, Dersim’den de buraya geldim ve Hidayet dede ile tanıştım. Onun kadar mütevazı, duyarlı, insanları seven, canları seven, toplumu seven bir insana rastlamadım. Ağuçan yolu üzerine, ehlibeyt yolu üzerine, imam Caferi buyruğuna uyaraktan bütün insanlara elinden geldiği kadar hizmet veriyordu. Bu hizmetlere ölünceye kadar devam etti. Hidayet dede yeri doldurulmayacak bir insandır.”
Hidayet Ulugerçek’in okul arkadaşı Salih Aykaç :
“Emekli öğretmenim. 1963’te Hidayet dede ile birlikte öğretmen okuluna gittik. “Rahmetli” demek çok zoruma gidiyor, gücüme gidiyor. Ben Hidayet dedenin en çok insani yönlerini sevdim. Ben onun Alevi olduğunu emekli olduktan 15 yıl sonra öğrendim, çünkü o bir insandı, birbirimize insan olarak yaklaşıyorduk.”
PSAKD Diyarbakır Şubesi Başkanı Cafer Koluman:
“Diyarbakır Türkmen Alevilerinden, Diyarbakır merkez Sur ilçesine bağlı Şerabi(Havacılık) köyü 1947 doğumlu,72 yaşında.
Maalesef böyle bir değerimizi artık göremeyeceğiz. Kendisi aynı zamanda emekli öğretmendi. Alevilik konusunda Alevi tutuma ilişkin bilgi ve birikimi oldukça yüksek olan bir pirimizdi. Biz cemevi sürecinde kendisiyle çok çalıştık, derneğimiz bünyesinde dedeler kurulu üyeliği yaptı, dedeler kurulunda görev aldı, cemevi komisyonununda görev aldı. Birçok çalışmamızda hep birlikte bulunduk, birlikte yürüttük. Alevi toplumu adına nerede bir sıkıntı varsa birlikte çözüm üretmeye çalıştık. Şu an bir yanımız eksik kaldı. Alevilikte şöyle bir söz vardır: “Ölürse ten ölür, canı ölesi değil” . Diyarbakır’da eskiden 7 Alevi köyü vardı. Bismil’e bağlı Türkmen Hacı köyü, Seyit Hasan köyü, Aşağı ve Yukarı Dağlı köyleri… yine Çınar ilçesine bağlı Şükürlü köyü vardı, merkeze bağlı Şerabi ve Büyükkadı köyleri vardı. Pirimiz Hidayet Ulugerçek ise Sur ilçesine bağlı Şerabi köyündendi, orada ocakları var, ziyaretgahı var. Ziyaretgahı hem Diyarbakır Alevilerinin , hem Diyarbakır dışındakilerin uğrak yeriydi. Pirimiz mümkün mertebe, ömrü yettiği müddetçe buradaki değerleri yaşatmaya çalışan biriydi. Cemevi sürecinden sonra pirimizle ortak işler çok yaptık.”
Sırdaş Adıgüzel (PSAKD Diyarbakır cemevi semah eğitmeni):
“Pirimiz Hidayet Ulugerçek’i kaybettik. Diyarbakır alevileri için önemli bir kayıp. Pirimizle birlikte cemler yürüttük. Ülkede gerçekleşen olaylara kayıtsız kalmayan, hümanist yapısıyla bilinen bir insanımızı pirimizi kaybettik.”
PSAKD Diyarbakır Şubesi kurucularından Erdem Aksoy:
Hidayet Ulugerçek’tir arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan…
Hidayet dedemiz de böyle bir insandı. Serini verip sır vermeyen bir insandı. Bir eğitim devrimcisi olarak 35 yıl çalıştıktan sonra emekli olmuş, yolunu, erkanını, izanını kaybetmeden ocağına layık Ağucan pirlerimizden birisidir.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.