PİRHA – Dersim Tertelesi’nin 83. yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan ADFE Genel Başkanı Celal Fırat, Alevilerin tarih boyunca katliama uğradığını hatırlattı. Fırat, “Aleviler devlet benim diyen kişilerin diktatörlüğüne başkaldırdıkları için katledilir. Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan dedikleri için katlediliyorlar” dedi.
4 Mayıs 1937’de alınan Bakanlar Kurulu kararı ile devlet, Dersim’e binlerce askeri ile büyük harekatlar düzenlemiş, bu harekatlarda da on binlerce Dersimli katledildi. Gencinden yaşlısına, çocuğundan kadınına hatta anne karnındaki doğmamış bebek dahi katledildi. Yakın tarihin en acımasız katliamı olan Dersimle devlet hala yüzleşmekten kaçınıyor, arşivleri kapalı tutuyor ve olayların faillerini hala kamuoyuna açıklamıyor.
Katliamın habercisi olan 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararının 83. yıldönümü dolayısıyla açıklama yayınlayan Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı ve Garip Dede Dergahı başkanı Celal Fırat, geçmişten günümüze yaşanan tüm katliamların içinde; öldürülmeye, katledilmeye ve sürgün edilmeye dair anlamlar aranır, suça ve suçluya bahane bulunur oysa Alevilerin yaşamış olduğu tüm katliamların bahanesi belli olduğuna dikkat çekti.
“Kerbela’da Yezit; toplumu –değiştirme-dönüştürme ve tahakküm altına almaya çalışırken, Şah Hüseyin’in kendisine karşı çıkmasını biat etmemesini kendi siyasi anlayışına göre dizayn ettiği Kur-an’ı kerim’i bahane göstererek Ehlibeyt ailesini, Şah Hüseyin’i katletti” denilen açıklamada, şunlar dile getirildi:
“Kan ve gözyaşının ekildiği o topraklardan bugünlere katliamlar zulümler birbirini ardına geldi. Bir yanda Yezid inancı bir yanda Şah Hüseyin’in zalime karşı isyanı yaşandı bu topraklarda. Hallacı Mansur’un katledilmesine atfedilen bahane tanrının gücünü ele geçirmek, tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi zekâyla kurup insana, doğaya ve ayırımsız tüm canlılara bunu aşkla anlatmaktı. Selçuklu imparatorluğunda halk açlık yoksulluk pençesinde kıvranırken, sultanların, beylerin talanına başkaldıran” Düşünceye cesaret- eyleme cesaret diyen” baba İshak’ı bahane göstererek binlerce Alevi’yi katletti. Yaşanan bu büyük katliam kuşkusuz ki yezitten devir alınan anlayışının bir sonucuydu.
Ebu Suud’un fetvalarıyla nefret, ötekileştirme ve yok etme dilini kullanıp tarihin en şiddetli katliamını yapan Yavuz, “Ya şeref-i İslam ile müşerref olalar ya da tümünü siyaset eylerim” demesinin bahanesinde Vahabi İslam dayatma mücadelesi vardı . 40 bin Alevi’yi katlederek onların tarih bilincini ve inançlarını yok etmeye çalıştı. Şu an Yavuz İsmini kamusal alanlara verenlerin korkusu da işte bu tarihi bilinç değil midir?
“AYIPTIR, ZULÜMDÜR, CİNAYETTİR!”
“Dersim Katliamının en iyi tarihçileri insaf, izan, mantık, vicdandır, hedef ise ikrarımız ve inancımızdı” denilen açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:
“Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir!“ diyen Seyit Rızanın yaşının küçültülmesi, oğlunun yaşının büyütülerek idam edilmelerinin altında Yavuzdan gelen inkârcı, insanlık dışı siyasal çizginin politikalaşması, yalan ve hile vardı. Bahane yine İsyandı ama ortada sürgünler vardı, nehirlerde, ovalarda taşlarda kan, çocukları çalınan anneler vardı ve sonrasında planlanmış bilinçli demografik bir yerleştirme vardı. Ve sonrasında Malatya, Çorum, Maraş, Sivas ve Gazi Alevilerin acılarını artıran katliamlar olarak tarihe yazılacaktı. Tasarlanarak gerçekleştirilmiş bu insanlık suçlarının her biri diğerinin devamıdır. Asimilasyon amaçlı ilgi çekilecek şekilde saptırılarak, öyküye dönüştürülmek istense de her biri gün gibi açık ve net insanlık için utanç verici birer katliamdır.”
“HER KATLİAM YIL DÖNÜMÜNDE CÜMLELER, ‘ALEVİLER NEDEN KATLEDİLİYOR’ SORUSUYLA BAŞLAR”
Aleviler devlet benim diyen kişilerin diktatörlüğüne başkaldırdıkları için katledilir. Baskı ve zülüm öncesi Alevileri hedef alma ve tüm topluma ders olsun diye önce Alevileri katletme zihniyeti değişmediği için, nurlu yaşamayı yücelttikleri, Özgürlüğü, demokrasiyi, hürriyeti savundukları için katlediliyorlar. Sanatta yaratıcılıktan, özgür düşünceden ve bilimden yana oldukları için katlediliyorlar. İnsanlık onurunu yok sayıp kendi çıkarları için, sahte savaş çıkaranlara karşı çıktıkları için katlediliyorlar. Padişahın değil Halkın iradesini savundukları için katlediliyorlar. Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan dedikleri için katlediliyorlar. Ancak Aleviler; Hak ve hakikat bilinciyle en yüce duyguları ve en asil düşünceleri uyandırmaya ve yeniden makul ve bilinçli bir yaşam için insanlık adına anlam ifade etmeye başlayana kadar mücadele edeceklerdir ve asla boyun eğmeyeceklerdir.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.