PİRHA- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın Meclis Parkı’nda tuttukları eğitim nöbetinde PİRHA’ya konuşan Sendika Genel Başkanı Eren Edebali ve Ankara İl Temsilcisi Betül Koca, haklarını almadan eylemlere son vermeyeceklerini belirttiler. Her iki öğretmen de binlerce öğretmenin asgari ücrete ve altına çalıştırıldığını belirterek, hükümeti sorumlu davranmaya çağırdı.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, taban maaş ve diğer özlük hakları için kendilerine verilen sözün tutulmadığını belirterek, geçen günlerde Meclis Parkın’da ‘eğitim nöbeti’ tutmaya başladı. Öğretmenlerin nöbetine siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ziyaretlerde bulunarak destek veriyor.
Özel Sektör Öğretmenlerinin eğitim nöbetleri ülke genelinde devam ediyor.
PİRHA’ya konuşan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali ve Ankara İl Temsilcisi Betül Koca, süreci değerlendirerek taleplerini yineledi.
“HAKLARIMIZIN ALINMASI PATRONLARA DAVET ÇIKARDI”
Yüz binlerce öğretmenin eğitim kurumlarında asgari ücret ile çalıştırıldığını belirten Eren Edebali, “Vasıflı bir meslek grubuna ait olan öğretmen asgari ücrete çalıştırılamaz diyoruz. Bunu bakanlığın da söylemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu hükümetin de söylemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir milli eğitim politikasının, bir öğretmen politikasının bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2014 yılında elimizden bu hak alındı. Bu hakkın elimizden alınması patronlara davet çıkardı. Bu alan tamamen patronlara bırakılmış durumda. Denetimsizlikle, güvencesizlikle, özlük haklarından yoksun bir şekilde çalıştırılan öğretmenler, ucuz iş gücü haline getirilerek patronların aslında bir bakıma kar alanları, kar odakları haline gelmiş durumda. Biz bunun karşısında çok sahici, gerçek bir talebin peşindeyiz. Taban maaşı hakkımızın geri gelmesini istiyoruz” dedi.
“ÇOK SAYIDA İLDE EĞİTİM NÖBETİNE BAŞLADIK, VERİLEN SÖZLER BİR YALANA DÖNÜŞTÜ”
Pazar gününden beri eğitim nöbetine devam ettiklerini hatırlatan Eren Edebali, 29 Ocak’ta Meclis önünde yapılan eylemin ardından Bakan Tekin ile görüştüklerini ve verilen sözlerin tutulmadığını belirterek şunları söyledi:
“Şu an çok sayıda ilde arkadaşlarımız eğitim nöbetine başladı. Niçin buradayız? Öğretmenlik Meslek Kanunu ikinci kez meclise geliyor. Çünkü bir önceki Öğretmenlik Meslek Kanunu eksik bulundu. Değiştirilmesi gereken noktalar Anayasa Mahkemesi tarafından ifade edildi. Biz 29 Ocak’ta Meclis önünde bir eylem yaptığımızda bir koşul olarak Milli Eğitim Bakanı’yla bir görüşme yapmak istemiştik. Orada bu görüşmeyi aldık. Kendileri bakanlıktaki diğer yetkililer de taban maaş hakkımızın hatta diğer yan haklarımızın yeni çıkacak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dahil edileceğini, özel kamu fark etmeksizin öğretmen statüde eşitleneceğini ifade ettiler. ‘Siz istiyorsunuz diye değil, biz bu çalışmayı zaten yapıyoruz’ dediler ve Nisan ayına işaret ettiler. İki ay geçmeden Sayın Bakan televizyona çıktı ve ‘benim böyle bir yetkim yok. Böyle bir şey mümkün değil’ dedi. Bu verilen söz tam bir yalana dönüştü.”
“EĞİTİM BİR ÇÖKÜŞ İÇERİSİNDE”
Eğitimin bir çöküş içerisinde olduğunun altını çizen Edebali, şunları kaydetti:
“Gayet bilinçli politikalar yürütülüyor. Maarif Eğitim programı açıklandı. Eğitimin içeriğine dair toplumu daha ileri taşıyacak, öğrencilerin, dönemin ihtiyaçlarını karşılayabilecek hatta dönemi aşabilecekleri bir içeriği taşımıyor müfredat. Haliyle özel öğretim kurumları, Türkiye’nin yakın siyasi tarihi bunu apaçık ortaya koyuyor. Burada Bakan STK olarak nitelendiriyor ama işte burada cemaatler, tarikatlar vesaire çok sinsi politikalar yürütüyor. Biz özel öğretim kurumlarında bunlarla karşı karşıyayız. Bunu bir uyarı olarak ifade ediyoruz. Burada bir politika yapmıyoruz sadece. Burada bir düşünce, bir ideolojik hat yerleşiyor, yaygınlaşıyor. Özel öğretim kurumları da bunun bir alanı. ÇEDES programı zaten vakıflar üzerinden buradan ürüyor. Biz toplumun kendisine sesleniyoruz. Bütün emekçilere sesleniyoruz. Velilere sesleniyoruz. Kendi çocuklarına sahip çıkmak istiyorlarsa bugün eğitimle ilgili bir savunma hattına geçmeleri lazım. Eğitimi savunmaları lazım.”
“BİZ ÖLDÜĞÜMÜZDE Mİ ÖĞRETMEN OLUYORUZ?”
Öğretmen Betül Koca ise taban maaş haklarının gasp edilmesinin yanı sıra kadın olarak da bir çok sorunla karşı karşıya olduklarını kaydetti.
Koca konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Asgari ücrete ve altına çalıştırmaya çalışıyor patronlar ve kurumlar bizleri. Ekstra olarak kadın olmanın getirdiği dezavantajlar oluyor. Daha düşük ücretlere çalıştırmak istiyorlar ya da doğum izni gibi haklarımız olmuyor. Zaten sözleşmelerimiz biliyorsunuz yıllık, on aylık olabiliyor bu bazen. Burada bir kıdem tazminatı hakkı yok yani öğretmenler ciddi bir güvencesizlik altında çalıştırılıyor. Üç yıldır aslında taban maaş talepli bir hak mücadelesi veriyoruz. Geldiğimiz nokta gerçekten anlamlı, kıymetli. Çeşitli görüşmeler de yaptık Bakanlıkla. Bize verdiği sözleri ne yazık ki tutmadı. Bakan çıktığı bir kanalda ‘benim böyle bir şeye yetkim yok’ dedi. Yani binlerce öğretmenin, yüz binlerce öğretmenin asgari ücrete ve altına çalıştırdığı yerde sorumlu kimdir? Milli Eğitim Bakanı değilse bunun sorumlusu kim olabilir? Bu kadar öğretmeni öğretmenden mi saymıyorlar? Bir öğretmen öldürüldüğünde diyor ki kamu görevlisi yaptırımları uygulanacak ancak o zaman kendileri bunu itiraf ediyor. Kamuda da özelde de öğretmen ayrımı yoktur deniliyor. Ama iş özlük haklara gelince bunu kabul etmiyorlar. Biz öldüğümüzde mi öğretmen oluyoruz? Hükümet henüz bu eylemimize bir cevap vermedi, herhangi bir somut adım ne yazık ki göremiyoruz. Çeşitli siyasi partilerden, muhalif partilerden ziyarete gelenler oldu ama biz bununla sınırlı kalmamasını istiyoruz. Bütün STK’lar olabilir, diğer sendikalar olabilir, emek güçleri olabilir ve bu işin muhataplarının bir an önce sesimizi duymasını istiyoruz. Burada nöbetimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”
Eren GÜVEN-Buse Nehir DEMİR /PİRHA
Yoruma kapalı.