İstanbul Eyüpsultan İMKB Lisesi’nde oruç tutmadığı için dersten kovulan E.T., “Astım hastasıyım, ilaç kullanan bir insanım. Hoca elimdeki yemeği görünce ‘Çık çabuk sınıftan, karaktersiz, nasıl bir insansın’ diyerek bağırdı ve ben de sınıftan çıktım. Savunmamda zorla pişman olduğum yazıldı” açıklamalarını yaptı.
Astım hastası E.T. isimli öğrencinin geçen günlerde, okullarında görev yapan din dersi öğretmeni O.S. tarafından, oruç tutmadığı için sınıftan atıldığı iddia edilmişti. Olayda, öğretmenin “Oruç tutmayanlar Müslüman değildir” dediği, yaşanan skandalın gerekçesini soran öğrencilere ise “Bir kızın ancak özel durumlarda oruç tutamayacağını” söylediği kaydedilmişti.
Yaşananların ardından Sol Haber’e konuşan E.T., olay günü yaşananları şu şekilde anlattı:
“Ben astım hastasıyım, ilaç kullanan bir insanım. Kantinden yemek aldım. Yemeğimi daha yiyemeden zil çaldı. Sınıfa gittim, peşimden Orhan Salim isimli Eyüp Sultan Camii imamı olan ve öğretmenliğe dair hiçbir vasfı olmayan hoca sınıfa girdi. Saygıdan elimde yemekle ayağa kalktım. Elimdeki yemeği görünce ‘Çık çabuk sınıftan, karaktersiz, nasıl bir insansın’ diyerek bağırdı ve ben de sınıftan çıktım. Hocaya yaptığının yanlış olduğunu, ateist de olabileceğimi söyledim. Daha sonrasında hoca bana dilekçe yazacağını söyledi. Ben de yaptığım her şeyin arkasında olduğumu ve ailemin bu saatten sonra devreye gireceğini söyledim. Hoca da ‘Benim kimseden korkum yok’ dedi. Zil çaldı ve hoca sınıftan çıktı.”
“SAVUNMAMDA ZORLA PİŞMAN OLDUĞUM YAZILDI”
Yaşanan skandalın ardından öğretmenlerin yanında durmadığını söyleyen E.T., “İlk benim özür dilemem istendi. Savunmamda zorla pişman olduğum yazıldı. Bazı hocalar yanlış yaptığımı, haksız olduğumu düşünüyorlar. Bazı hocalarsa yanımda oluyorlar” dedi. İki yıl önce aynı öğretmenin, kız öğrencilere zorla başlarını kapattırmaya çalıştığını söyleyen E.T., “Türban takmadıkları zaman düşük not vereceğini söylüyordu. Sınavlarda abdesthaneyi sordu. Okul korosunda ilahi söyletiyordu ve öğrencileri zorluyordu. Teneffüs zilini Plevne Marşı ile değiştirdiler. Oturup kalkmamıza kızıyordu, yakın bir arkadaşım bacak bacak üstüne atıp oturuyor diye bayağı lafını etmişti. Yani kısacası dinsel baskıyı senelerdir yapıyor. Benim bu olayım ilk değil” dedi.
“SONUÇTA ALEVİLİĞİNE LAF ETMEDİ”
E.T., “Okul müdürü basına çıktığını görünce babama “Gidin kendiniz halledin, elinizden geleni yapın” dedi. Ailem ilk gittiği gün “Aramızda halledelim, duyulmasın” demişlerdi hatta müdür yardımcısı, “Yok öyle bir şey olmamıştır, yanlış anlamıştır öğrenci” demişti. Okul müdürü “Sonuçta Aleviliğine laf etmedi, müslümanlığına laf etti” gibi şeyler söyledi. Hatta o sıra Alibeyköy Cemevinden gelen bir kadın buna tepki göstererek, ‘Bu hocayı okula getiren de okul müdürü zaten örtbas etmekten başka bir şey yapmıyor’ şeklinde konuştuğunu” söyledi.
“EĞİTİM SİSTEMİ ARTIK DEĞİŞMELİ”
Din dersi eğitiminin alınacak bir ders olmadığını ifade eden E:T, “İnsanlar aynı görüşe sahip olacak diye bir şey yok. Farklı görüşlere sahip insanların olduğu sınıflara din dersi eğitimi verilmesi çok saçma. Hele ki bu tarz eğitim almamış imamların eğitimci diye ortalıkta gezmesi ve o kadar üniversite okumuş diplomalı hocalar yerine imamların gelmesi daha da saçma. Üniversite sınavlarında matematik ve Türkçe ağırlıklı olacak diye bilgilendiren milli eğitimin din dersini ön planda tutması anlamsız. Hepimizin hedefi okumak, bir yerlere gelebilmek. Hayatımızın ilerisinde din dersi olmayacak, din hep bizim vicdanımız, inancımız, kişiden kişiye göre değişen bir kavram olarak devam edecek. Ama onun haricinde matematik çok farklı bir konumda olacak. Bu eğitim sistemi artık değişmeli diye düşünüyorum” dedi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.