PİRHA-Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Kurucu Başkanı Turgut Öker, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılandığı davanın 10 Haziran’da görülecek duruşmasına ilişkin konuştu. Öker, “Tüm dünyada, konfederasyonumuz, devletler nezdinde muhatap alınıp Alevilere eşit haklar sunulurken, Türkiye’de tam tersi yöne çekiliyor. Son dönemde Avrupa Alevi örgütlenmesini Türkiye’ye yönelik yıkıcı faaliyet yürüten kurum yerine oturtmaya çalışıyorlar” dedi. Öker, bu yargılamalara karşı toplumsal bir baskı oluşturulması çağrısında da bulundu.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Onursal Başkanı Turgut Öker, Alevi haklarının kazanımı sebebiyle birçok kez yargılanıp hakim karşısına çıktı. Öker hakkındaki kimi suçlamalar Yargıtay’da da bir karşılık bulmayarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürülmek üzere avukatlarca hazırlık yapılıyor.
AABK Onursal Başkanı Turgut Öker, 2015 yılında Almanya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı protesto mitingindeki konuşması nedeniyle 10 Haziran’da hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Kartal Anadolu Adliyesi’nde, saat 10.00’da görülecek olan duruşma öncesinde Turgut Öker ile suçlandığı dosyalara ilişkin konuştuk. Öker, önceki davaların tek tek başlıklar altında açıldığını söyleyerek, “Şimdi tam bir torba suçlaması” var tarifini yaptı.
“ ‘ALEVİLERE ZULÜM YAPILIYOR’ DEDİĞİM İÇİN YARGILANIYORUM”
Turgut Öker, AKP iktidarının, Avrupa Alevi örgütlenmesinden rahatsızlık duyduğunu belirterek dava dosyasına ilişkin şunları söyledi:
“Maraş’ta ‘Yezit’ dediğim için o esas suç olarak görüldü. Hatay’da ‘Bugünün Hitlerisiniz’ ifadesi suç görüldü. İstanbul’daki en son davada ‘3. köprüye başka isim mi bulamadınız? Yavuz Sultan Selim’in Alevilerde karşılığı; Yahudilerde Hitler neyi ifade ediyorsa Yavuz da Alevilerde onu ifade ediyor’ ifadesi suç görüldü. Tam bir torba suçlaması. Yani hem Hitler var hem Yezit var hem Yavuz var hem de bizim şimdiye kadar 32 yıllık Avrupa’daki örgütlenmemiz…
Herhangi bir etkinlikte, ‘Türkiye’de Alevilere zulüm yapılıyor, katliam yapılıyor. Koçgiri’den, Dersim’den, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi katliamlardaki suç ortaklığı ve dava süreçlerinde katiller aklanıyor’ diyen hemen hemen her Alevi, bir durum değerlendirmesi yaptığında kullandığı ifadeler suç olarak görülüyor.
Tabi burada sinsi bir yönelim var. Bireysel suç işlediği iddiası yanında kurucu genel başkanı olduğum, uzun yıllardır başkanlığını yaptığım Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun varlığı terör örgütü yandaşlığı, terör propagandası gibi bizim yaptığımız etkinlikler de o yöne doğru çekilmeye çalışılıyor.
Gerek Avrupa’dan gizli şekilde ajanların savcılığa yolladıkları ihbar mektuplarında olsun, gerek iddianamelerde olsun son dönemde kamuoyuyla paylaşılan araştırmalarda Avrupa Alevi örgütlenmesinin Türkiye’ye yönelik bölücü, yıkıcı faaliyet yürüten bu tür kurum yerine oturtulmaya çalışıyorlar.
Tüm dünyada, konfederasyonumuz ve konfederasyonumuza bağlı federasyonlar Alevileri temsil eden kurum olarak devletler nezdinde sadece siyasi yetkililer değil, devlet yetkilileri nezdinde de muhatap alınırken Avrupa’da Alevilere her alanda eşit haklar, hukuki kazanımlar anlamında sunulurken Türkiye’de tam tersi bir yöne çekmeye çalışıyorlar. O kapsamda da benimle başladılar. Ayın 10’undaki duruşma sonrası büyük ihtimalle bu emsalde olacak. Yani bana ceza verdiklerinde görülen o ki bu tüm Avrupa’daki yönetici arkadaşlara yönelik açılacak davaların da emsali olacak diye düşünüyorum.
“TOPLUMSAL BİR BASKI OLUŞTURMAMIZ GEREKİR”
Turgut Öker, Perşembe fünü görülecek 11. duruşmaya dair Alevi kamuoyuna bir de çağrı yaparak şunları söyledi:
“Pandemi koşulları vardı, evet ama öbür türlü de devletin adım atmadığı, aldattığını, katileri ödüllendirdiğini, bize hiçbir hak vermediğini söylüyoruz. Bir de kendimizi düşünelim. Bunlar için biz ne yapıyoruz? Hep böyle yöneticilerden, yukarıdan bir şey bekleniyor. O zaman herkes kendisi ile bir hesaplaşsın. Alevi toplumu olarak rahatsızlık duyduğumuz olumsuzlukların ortadan kalkması için her birey ne yapıyor?
Yani kendisi bir şey yapmadan toplumun da bir şey yapmayacağını herkesin bilmesi lazım. Ben 6 yıldır mahkemeye gidiyor, söylemem gerekenleri söylüyorum, sizler de yayınlıyorsunuz. Yani bunu aleni yapıyoruz. Yıllardır yönetici olarak miting meydanlarında gerek 2 Temmuz’da olsun, gerek Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Dersim’de başka yerlerde ne söylüyorsak orada da aynı şeyi söylüyoruz. Ama onun karşılığında sanki ben kendi adıma sinirlendim, kızdım, Türkiye’yi yönetenlere bir şeyler söyledim gibi bir algı var. Hayır. Ben konfederasyonun kurucu genel başkanı olarak yargılanıyorum. Ben değil başka yönetici arkadaşlar, başkan olsaydı onlar da yargılanacaklardı.
“KURUMSAL KİMLİĞİMDEN DOLAYI BİR YARGILAMA VAR”
Kurumsal kimliğimizden dolayı bir yargılama söz konusu. Dolayısıyla bugün kurumlar adına yöneticilik yapanların kaderiyle baş başa bırakıldığı, savunmalar, mahkemeler söz konusu olduğunda yarın herkes için aynı durum olacak. O nedenle de kendimden bağımsız bu yola hizmet eden tüm canların duruşmalarına aktif katılmamız lazım. Yani onların söylediklerinin arkasında durmamız lazım. Toplumsal bir baskı oluşturmamız gerekir ki mustarip olduğumuz bu olumsuzluklar ortadan kalkar. Yoksa öbür türlü birbirimizi yalnız bırakarak, birbirimize el uzatmamız gereken yerlerde el uzatmadığımızda bu karşı güce de cesaret vermekte.
Ben yüzbinleri aşan insanlara konfederasyonun genel başkanı olarak konuşma yaparken ve birçok hakları elde ederken, hep birlikte bunun eğlencesini yaşarken, sıra hesap vermeye gelince, mahkemeye çıkınca insanlar tek başına kaderiyle baş başa bırakılmamalı. Bu doğru değil. Bunun üstesinden gelecek donanımımız, gücümüz, enerjimiz var ama başka yöneticilere bu yapılmasın demek isterim.”
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.