PİRHA – Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Sekreteri Adil Taşatan, mevcut eğitim sisteminde liselere giriş sınavını, yerleştirmeleri ve öğrencilere imam hatip liselerinin dayatılmasını değerlendirdi. Taşatan, son 16 yılda sürekli değişen eğitim sistemiyle öğrencilerin imam hatiplere zorlandığını ve özellikle kız öğrencilerin açık liselere yöneldiğini kaydetti.
2018-2019 eğitim- öğretim yılı nedeniyle ders zili Eylül ayı içinde çalacak. Liselere giriş sınavının bitmesinin ardından yerleştirmeler de devam ediyor.
Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Sekreteri Adil Taşatan, mevcut eğitim sisteminde liselere giriş sınavını, yerleştirmeleri ve öğrencilere imam hatip liselerinin dayatılmasını değerlendirdi.
Yerleştirmelerin devam ettiği bu süreçte Eğitim-Sen İstanbul 3 Nolu Şube Sekreteri Adil Taşatan sorularımızı yanıtladı.
“ÖĞRENCİLER İMAM HATİPE ZORLANIYOR, VELİLER ÇARESİZ”
Liselere giriş sınavı sona erdi şimdi yerleştirmeler devam ediyor. Sizin izlenimleriniz nedir? Tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda ikinci tercihlerini yapıyorlar, ek yerleştirme yapılacak ama çok yoğun bir mağduriyetle karşı karşıyayız. Özellikle veliler ve öğrencilerden çok yoğun şikayetler alıyoruz. Puanı yüksek olduğu halde yapılan hatalardan kaynaklı istedikleri okula yerleştirilemeyen öğrenciler var. Onun dışında sadece 91 bin öğrenci hiçbir okula yerleştirilemedi. İmam hatiplerin ve meslek liselerinin kontenjanlarının ancak yüzde 50’si doldu. Ama diğer Anadolu liseleri ve nitelikli liselerde de 21 bin civarında açık kontenjan kalmıştı. Birinci ek yerleştirmeler yapılıyor, bakanlığın açıklamasına göre hiç kimse istemediği okula gitmeyecek. Gerekirse ikili eğitime geçeceğiz diye ifade etti Milli Eğitim Bakanı. Ama şu anda yaşanan kaos. Kimse ne yapacağını bilmiyor. Öğrenciler ve veliler çaresiz. AKP hükümeti 2019 yılı içerisinde tekli eğitime geçeceğini savunuyordu. Ama bugün gelinen noktada Anadolu liselerinde ikili eğitime geçilebileceği yönünde açıklamaları var. Yani nasıl işin içinden çıkacaklarını bilmiyorum şu anda. Ama bildiğim tek şey var öğrenciler mağdur ediliyor, imam hatiplere zorlanıyor ve örgün eğitim dışına itiliyor, açık liselere zorlanıyor. Bu öğrenciler açısından gerçekten de bir kriz durumu.
“KIZ ÖĞRENCİLERDE AÇIK LİSELERE YÖNELME ARTTI”
Peki açıkta kalan öğrenciler ne yapacaklar?
İlçelerde komisyon oluşturacaklarını söylüyorlar. O komisyonlar eliyle yerleştirme yapacaklar. Şu anda dört ek yerleştirme yapılacak. Ama zaten Anadolu liselerinde akalan kontenjan sayısı 21 bin. Sadece 91 bin kişi hiçbir eğitim kuruluna yerleştirilemedi. Burada öğrencilere özel okula gidin diyorlar, yani velileri özel okula yönlendiriyorlar. Aslında özelleştirmenin bir adımı. Bir diğer adımı dindar, kindar ve itaatkar nesil yetiştirmenin aracı olan imam hatiplere yönlendirmeye çalışıyorlar. Büyük bir kısmı da örgün eğitimin dışına çıkacaklar. Özellikle kız öğrencilerde açık liselere yönelme büyük oranda arttı son yıllarda.
“İLERİKİ SÜREÇTE İNTİHARLARLA BİLE KARŞILAŞABİLİRİZ”
Peki bu öğrenciler genç insanlar, okula yerleştirilemiyor, çeşitli sorunlar yaşıyor. Bunun psikolojik yansıması nasıl oluyor? Gördüğünüz vahim bir örnek var mı?
Basına yansıyan örneklerden ağlayanlar var. Yani mağdur edildiğini düşünüp ağlayan öğrenciler var basından izlediğimiz kadarıyla. Çevremizdeki öğrenciler var, haksızlığa uğradığını düşündüğümüz. Tabi bu bir travma öğrenciler açısından. İleriki süreçte intiharlarla bir karşılaşabileceğimizi düşünüyorum ben.
“VELİLERE VE EĞİTİM EMEKÇİLERİNE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR”
Peki bu imam hatiplere zorlama nasıl bir şey. Yani bunun önüne nasıl geçilecek?
Burada tabi velilere büyük iş düşüyor, eğitim emekçilerine büyük iş düşüyor. Öğrencilerin bu şekilde zorlamalarına izin vermemek, istediği okulda okuma talebini yükseltmeleri gerekiyor. Yani velilerin kendi çocuklarına, kendi geleceklerine sahip çıkmaları lazım. Özellikle ilçelerde oluşturulan komisyonlarda imam hatipe yöneltme gibi uygulamaları duyuyoruz sıkça. Burada velilerin daha duyarlı olmaları ve taleplerini çok net ortaya koymaları gerekiyor.
“NORMAL OKULLARDA BİLE DİN AĞIRLIKLI EĞİTİM DAYATILIYOR”
Peki eğitim sisteminde kapsamlı bir dini eğitime doğru mu gidiliyor? İnsanların endişesi var; şuan ‘Şeriat düzenine mi gidiyoruz?’ diye. Böyle bir korku, endişe var mı ve normal mi?
Şeriat düzeni konusu belki bugünün konusu değil ama bir dindar, kindar ve itaatkar nesil yetiştirme projesinin olduğunu biz biliyoruz. Sadece imam hatiplerde değil tüm okullarda özellikle ortaokullarda seçmeli ders adı altında zorunlu paket programlar hazırlayıp ‘Peygamberin hayatı, temel dini bilgileri’ içeren seçmeli ama zorunlu dayatılan dersler var. Yani normal okullarda bile artık din ağırlıklı eğitim öğrencilere, velilere dayatılıyor.
“ÖĞRETMENELER İYİ ŞARTLARDA ÇALIŞMIYOR”
Öğretmenlerin durumu nasıl? Yani bu hengameden öğretmenler nasıl etkileniyor, üzerlerinde bir baskı var mı?
Mutlaka. Belki OHAL kalktı Temmuz ayında ama. Son iki yıldır OHAL uygulamalarıyla birlikte öğretmenlerin üzerinde yoğun bir baskı, öğretmenlerde bir geri çekilme söz konusu ister istemez. Tabi bu mesleklerine de yansıyor, yaşamlarına da yansıyor, her şeye yansıyor. Bir sürü ihraç var biliyorsunuz. 125 bin kişi kamudan ihraç edildi. Bu ihraçların baskısı var. Onun dışında Başbakanlık İletişim Merkezi (Bimer) ihbar hattı 147’yi kaldırdılar. İhbar hatlarıyla öğretmenleri itibarsızlaştırdıkları bir süreci yaşıyoruz. Bu anlamda sağlıklı bir eğitim öğretim veremiyor öğretmenler. Ekonomik koşulları zaten ortada. Onun dışında bir de bu baskı, mobbing uygulamalarıyla öğretmenler aslında bezdiriliyor. Yani toplumun yarınını hazırlayan, geleceğini hazırlayan öğretmenlerimiz maalesef ki çok iyi şartlarda çalışmıyorlar.
“EĞİTİM SİSTEMİ YAPBOZ TAHTASINA DÖNDÜ”
Peki geçmişle kıyasladığınızda eğitim sisteminin ya da öğretmenlerin durumu hakkında ne düşünüyorsunuz, nasıl bir kıyaslama yaparsınız?
16 yılda eğitim sistemi defalarca değişti. Yapboz tahtasına döndü. Dün de belki çok istediğimiz anlamda bilimsel, laik, demokratik bir eğitimden bahsedemiyorduk ama son 16 yıldır bilimsel eğitimden hızla uzaklaştığımız, niteliksiz ki Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçları ortada. Yani eğitim sistemi gün geçtikçe kötüye gidiyor. Bu anlamda dün ile kıyasladığımızda bir eğitimde geriye gidişten, gericileşmeden bahsedebiliriz.
“DEVLET OKULLARINA ÖDENEK GÖNDERİLMİYOR”
Öğrencilerin kayıt döneminde devlet özel okullara teşvik verirken, devlet okullarına elektrik, su, doğalgaz gibi faturalar ve orada çalışan memurların maaşı dışında herhangi bir ödenek göndermiyor. Bu da velilerden katkı payı olarak karşılık buluyor. Onlarca kalemde velilerden para toplamak zorunda kalıyor okul idareleri ama aynı şeyi özel okullara öğrenci başına teşvik veriyor. Aslında niyetinin ne olduğunu gösteren bir süreçle karşı karşıyayız. Bu dönem biliyorsunuz kayıt dönemi. Velilerin en mustarip olduğu şey katkı payları, okullarda istenen paralar, zorunlu bağışlar.
Hükümetten talepleriniz nedir?
Tüm öğrencilerin özellikle lise yerleştirmelerinde istediği okula gitmesinin bir an önce sağlanmasını istiyoruz. Okullara ödenek istiyoruz. Özel okullara kaynak aktarılması değil devlet okullarına ödenek aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Talebimiz bu yöndedir. Onun dışında müfredatın nitelikli, bilimsel, laik olmasını Eğitim-Sen olarak talep ediyoruz. Bu konuda da mücadelemiz devam edecek.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.