Alevi Haber Ajansi

Öcalan’dan mesaj: Alevi halkı ‘Barış ve Demokratik Toplum’ yürüyüşünün asli taşıyıcılarından biridir

PİRHA- İmralı’da aile yakınlarıyla görüşen Abdullah Öcalan, PKK’nin fesih kongresine gönderdiği, “perspektif” adı verilen metne yöneltilen eleştirileri yanıtladı, Aleviler’e yönelik mesajlar verdi. Ömer Öcalan, “Öcalan, Alevilikteki barış öğretisinin, yenilikçi, toplumcu ve halkçı özün Barış ve Demokratik Toplum inşası açısından önemine vurgu yaptı. Ortadoğu’da barışın, kardeşliğin, özgürlüğün inşası ancak halkların ve inançların bu yeni paradigmayla buluşmasıyla mümkün olabilir. Alevi halkı da bu yürüyüşün asli taşıyıcılarından biri” dediğini aktardı.

DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, görüşmeye dair detayları T24’ten Ceren Bayar’a anlattı. 7 Haziran 2025’te İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde cezaevi yönetimi tarafından belirlenen salonda görüştüklerini söyleyen Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın “perspektif” adı verilen metne yöneltilen eleştirileri yanıtlayarak, Aleviler’e yönelik verdiği mesajları aktardı.

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın PKK’nin fesih kongresine gönderdiği perspektif metnine gelen eleştirilere dönük değerlendirmelerini de aktardı. Öcalan’ın, perspektif metni etrafındaki tüm tartışmaları ve metne gelen eleştirileri yapıcı bir bakış açısıyla dikkatle değerlendirdiğini kaydeden Ömer Öcalan, “Eleştirileri doğrudan reddetmek yerine, tarihsel bağlamı hatırlatarak derinlikli bir perspektif sunmayı tercih ediyor” dedi.

“ALEVİLERE, ONLARIN DİRENİŞ ÇİZGİSİNE KIYMET ATFETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE İFADE ETTİ”

Abdullah Öcalan’ın, perspektif metninde yer alan Seyit Rıza’ya dair ifadelerine Alevi toplumundan gelen eleştirileri değerlendirdiğini kaydeden Ömer Öcalan, şöyle konuştu:

“Sayın Öcalan, Alevi halkına, onların tarihsel direniş çizgisine, özellikle de Seyit Rıza şahsında somutlaşan hakikat arayışına ve onurlu duruşuna büyük bir kıymet atfettiğini çok açık bir şekilde ifade etti. Bu duruşun bir miras olarak değerlendirildiğini, bu mirasın da kendi mücadele deneyimine katkı sağladığını söyleyebilirim. Seyit Rıza’nın idam sehpasındaki sözlerini, bir halkın onurunu ve bilgelik mirasını temsil eden bir duruş olarak gördüğünü belirtti. Ancak bununla birlikte, tarihsel kırılmaların ve kandırılmaların da bu sürecin bir parçası olduğunu fakat Alevi halkının bunlara karşı baş eğmeyen bir duruş sergileyerek, direnişin ve adaletin sesi haline geldiğini vurguladı.”

“ALEVİ ÇİZGİSİNİ DEVRİMCİ-DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜN TEMEL DİNAMİKLERİNDEN BİRİ OLARAK TANIMLIYOR”

Öcalan’ın Aleviliği salt bir inanç sistemi ya da kimlik biçimi olarak indirgemediğini, Aleviliği Ortadoğu’nun tarihsel hakikat arayışlarının, özgürlük mücadelelerinin ve halkların kardeşliğinin asli bir bileşeni olarak konumlandırdığını ifade eden Ömer Öcalan, sözlerine şöyle devam etti:

“Öcalan, Aleviliği özünden, arkhesinden soyutlayarak, onu dar, pragmatik ve şahsi menfaatlere indirgeyen, araçsallaştıran anlayışlara karşı net bir duruş alırken; gerçek anlamda inançla, vicdanla ve özgürlük arayışıyla yoğrulmuş Alevi çizgisini devrimci-demokratik dönüşümün temel dinamiklerinden biri olarak tanımıyor. Dolayısıyla Alevi çizgiye dönük güçlü bir sahiplenmeyle hem onu dışarıdan baskılara, asimilasyon çabalarına karşı hem de manipüle edilerek gerçekliğinden koparılma riskine karşı savunuyor. Yine Alevilikteki barış öğretisinin, yenilikçi, toplumcu ve halkçı özün Barış ve Demokratik Toplum inşası açısından önemine vurgu yaptı. İmralı’da birlikte kaldığı arkadaşlarından birinin Alevi kimliğine sahip olduğunu, bu meseleleri birlikte değerlendirerek ele aldıklarını da özellikle ifade etti.”

“TARİHSEL HAKİKATLE YÜZLEŞMEYE DAVET EDEN BİR METİN”

Öcalan’ın kongreye gönderdiği metnin bir fesih ya da hesaplaşma metni olmadığını ifade eden Ömer Öcalan, “Metin, yeni bir politik hattın ve ahlaki duruşun inşasına dair bir çağrıdır. Ne geleneksel otoriter kodlara ne de kapitalist modernitenin sunduğu yozlaştırıcı formlara yaslanmaktadır. Tam tersine, Ortadoğu’nun kadim halklarıyla, inanç topluluklarıyla, ezilenlerle birlikte yeni bir toplumsal sözleşmenin olanaklarını tartışmaya açan bir perspektif çağrısı. Halkların özgür birlikteliğine, demokratik çözüm iradesine ve tarihsel hakikatle yüzleşmeye davet eden bir çerçeve sunan bir metin. Aynı zamanda yeni bir politik ve etik hattın, radikal demokrasiyi temel alan, halkların özgür birlikteliğini esas alan bir paradigmanın inşasına yönelik bir metin” diye konuştu.

“ALEVİ HALKI BU YÜRÜYÜŞÜN ASLİ TAŞIYICILARINDAN”

Öcalan’ın metnin doğru anlaşılması gerektiğini özellikle vurguladığını söyleyen Ömer Öcalan, “Metin, Kürtlerin özgürlük mücadelesini Ortadoğu’nun tarihsel çözülüşü ve yeniden kuruluş arayışlarıyla birleştirme iddiasında. Ortadoğu’da barışın, kardeşliğin, özgürlüğün inşası ancak halkların ve inançların bu yeni paradigmayla buluşmasıyla mümkün olabilir. Alevi halkı da bu yürüyüşün asli taşıyıcılarından biri. Eleştiriler de bu çerçevede ele alınmalı. Ama biz bu süreci birlikte büyütmek zorundayız. Sayın Öcalan, bu eleştirilerin çoğunun halkların, inançların ve düşünsel geleneklerin bu yeni çözüm ve inşa sürecine katkı sunmasını değerli gördüğünü ifade ediyor” ifadelerini kullandı.

ALEVİLERE ORTAK MÜCADELE, HALKLARA YENİ BİR TOPLUMSAL SÖZLEŞME ÇAĞRISI

Öcalan’ın eleştiriye açık, tartışmadan yana olduğunu kaydeden Ömer Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Metinde Alevilere yönelik herhangi bir kırgınlık değil tam tersine büyük bir saygı, sahiplenme ve ortak mücadele çağrısı vardır. Metnin ruhu da tam olarak budur. Eleştiriler bu bağlamda değerlendirilmeli. Sayın Öcalan’ın dile getirdiği gibi, bu metinle halklara yeni bir toplumsal sözleşme çağrısı yapılmaktadır. Son olarak Sayın Öcalan’ın çalışma koşullarının düzenlenmesi ve fikirlerini doğrudan paylaşabileceği mekanizmaların tesis edilmesi bu tür yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi açısından da çok önemli.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.