PİRHA- Erkek egemen sistemin kadına yaşam hakkı tanımadığını ifade eden Alevi Aktivist Nuran Kılıçkaya, Alevi kurumlarında kadın yöneticilerin yok denecek kadar az olduğuna dikkat çekerek “kadın kadının kurdu değil, yurdu olmalıdır” dedi.
Haberin videosu;
PİRHA’ya konuşan Alevi Aktivist Nuran Kılıçkaya, kadın cinayetlerinin sadece basına yansıdığı kadarıyla takip edilebildiğini, bunun bile tarifi imkansız bir acıyı ortaya çıkardığını belirtip, dünyadaki en önemli çelişkinin cinsiyet çelişkisi olduğunu söyledi.
“KADIN VARLIĞINI TEHDİT GÖREN BİR SİSTEM VAR”
Erkek egemen sistemin kadına yaşam hakkı tanımadığına dikkat çeken Kılıçkaya, şunları ifade etti:
“Bu eğitimli olup olmama ile de alakalı bir durum değil. Bir işçi kadın da aynı şekilde şiddete uğruyor. Toplumun her kesiminde bu cinayetler yaşanıyor. Kadın cinayetlerinin bu kadar yoğun olmasının sebebi sistemin sürekli kadını görünmez kılmaya çalışmasıdır. Kadın ne zaman ki kendi varlığının farkına varıyor ve haklarını aramaya başlıyorsa o zaman “kocasından”, “sevgilisinden” ya da sistemden hemen önü kesilen bir darbe alıyor. Bu bazen cinayet, bazen yaralama, bazen işinden etme yada varlığının sosyal alandan yok edilmesi oluyor.”
Kadınların mücadelesi sonucu imza altına alınmış İstanbul Sözleşmesi’nin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını vurgulayan Kılıçkaya, “Çeşitli gerekçelerle kadınları katleden erkekler indirimlerden faydalandırılıp serbest bırakılabiliyor. Buna karşı kadınların çok ciddi mücadele etmesi ve toplumun tamamına mücadelesini yayması gerekiyor” dedi.
“ALEVİ KURUMLARINDA KADININ ADI YOK”
Kılıçkaya, Aleviliğin özünün ana merkezli olduğunu ancak yaşanan Aleviliğin erkek egemen bir şekilde sürdürüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Alevilikte kadın ve erkek can olarak görülür ve hiçbir şekilde kadın geri planda tutulmaz. Ancak yaşanan Alevilik öyle değil. En basitinden Alevi kurumlarında kadınlar görünür yerlerde değiller. Hizmete gelince kadınlar çok iyi fakat görünürlükse, kadınlar o görünürlük içerisinde yer verilmiyor. İki yıl önce yaptığım bir araştırmada, Alevi kurumlarında genel merkezlerinde bulunan 12 kişilik GYK’lerinde bir ya da iki tanesi kadın. Hatta bir Alevi kurumunun genel merkezinde hiç kadın yoktu. Federasyonda ise kadın sayısı 2 ya da 3 daha fazla değil. İnancımız, yolumuz her ne kadar kadın merkezli ise de sistemin bütün kirliliğinden etkilenmiş. Kadınlar kurumlarda herhangi bir göreve gelmek istedikleri zaman önleri kesiliyor. Kadınlar için birçok kıstas öne sürülüyor ama erkekler için bu durum söz konusu değil. Kadınların da böyle bir durumda cesaretleri kırılıyor.”
“Biz kadınlar yıllar boyunca sesimize yabancı olduk” diyen Kılıçkaya, “Bunun sebebi de sürekli susturulmamızdır. Kadınların bütün bunların görerek birbirine bacı olması gerekiyor. Birbirimizin kurdu değil yurdu olalım. İnanıyorum Alevi kurumlarında kadınlar görünür oldukça yola daha yakın olacağız. Bunun içinde kadınların sadece Alevi kurumlarında değil bulundukları her alanda sokağa çıkmaları, biz de varız demeleri ve kendilerini yüksek sesle ifade etmeleri gerekiyor” dedi.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.