PİRHA- KESK Mersin Şubeler Platformu, iktidarın pandemi sürecine ilişkin açıkladığı ‘normalleşme’ planına tepki göstererek, “Normalleşme” adımlarının toplumun yerine sermaye sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap verilmesi için hayata geçirildiğine dikkat çekti. Platform, normalleşme adımlarının toplumun her kesiminin ihtiyaç ve önceliklerine göre sıralanması gerektiğini kaydetti.
Haberin videosu;
Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ve “normalleşme” olarak tanımlanan adımlara ilişkin basın toplantısı yaptı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesinde yapılan açıklamayı KESK Mersin Dönem Sözcüsü Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şube Başkanı Murat Doğan okudu.
“ALINAN KARARLAR PANDEMİNİN DEĞİL KAPİTALİZMİN NORMALLEŞMESİDİR”
“Normalleşme” adımlarıyla birlikte yanlış ve telafi edilemez bir sürece girileceğine dikkat çeken Doğan, “Normalleşme” süreci adı altında parklar, yeşil alanlar, yaylalar yerine AVM’lerin, berberlerin, kuaförlerin açılmasının bilimsel olmadığını ifade etti.
“Normalleşme” adımlarının toplumun yerine sermaye sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap verilmesi için hayata geçirildiğini aktaran Doğan, şunları belirtti:
“Alınan kararlar pandeminin değil paranın yani kapitalizmin normalleşmesi anlamına gelmektedir. Yüz binlerce emekçi işsizliğe, milyonlarca emekçi ise kısa çalışma ödeneği adı altında açlığa mahkum edildi. Esnaf zor günler geçirmektedir. Asıl desteklenmesi gerekenler bankada milyarlarca doları olan sermayedarlar değil emekçiler, işçiler ve güvencesizlerdir.”
Doğan, pandemi sürecine ilişkin taleplerini şöyle sıraladı:
“-Pandemi nedeniyle var olan dönüşümlü çalışma sonrasında normalleşmeye geçmeye başlanılan bu süreçte çalışanlara belli aralıklarla test yapılması, işyerlerindeki Koruyucu Sağlık Önlemlerinin arttırılması, çalışanlar ile iş yerlerine gelecek vatandaşlar için maske, eldiven, siperlik, dezenfektan vb. temin edilmeli.
-Koronavirüs pandemisi nedeniyle kurumların, iş kollarında örgütlü bulunan sendikalardan ve çalışanlardan gelecek önerileri dikkate alması ve bu süreci çalışan kesimin temsilcileri olan sendikalarla birlikte şeffaf biçimde yürütülmesi.
-İl Pandemi kurulunca kentimizdeki koronavirüs ile ilgili detaylı verilerin şeffaf bir şekilde düzenli paylaşılması.
-Liman, lojistik, turizm, tarım kenti olan ilimize yurt içi ve yurtdışından yapılacak girişlerde gerekli tedbirlerin alınması ve denetlenmesi.
-Normal yaşama geçilmesi ile birlikte iş yeri servislerinde ve toplu taşıma araçlarında yaşanabilecek ulaşım ve fiziki mesafe ile ilgili sıkıntılar için gerekli tedbirlerin önceden alınması.
-Özellikle restoran, kafe, kasap, pastane, ekmek üretim yerleri ve gıda imalathaneleri başta olmak üzere her türlü üretim yerleri ile gıda satış yerleri ve marketlerde hijyen, maske, eldiven, siperlik vb. tedbirler noktasında standartların İl Pandemi Kurulunca belirlenmesi ve bu standartların kamu görevlileri, kolluk kuvvetleri ve belediye ekiplerince koordineli bir biçimde sıkı denetlenmesi.
-Dönüşümlü çalışma sona ermeden yani eski çalışma düzenine geçmeden önce, çalışma alanları, vezne, yemekhane ve asansör gibi yerlerde olası yaşanacak fiziki mesafe ihlallerinin yaratacağı olumsuzluklara karşı kurum idarecileri tarafından gerekli tedbirlerin önceden alınmasının gerektiği.
-Covid testi pozitif çıkan bir iş yerinde bütün çalışanların teste tabi tutulması ve iş yeri kapatılarak, çalışanların karantinaya alınması.
-Koronavirüs pandemisinin insanlar üzerinde yarattığı olumsuz psikolojik durum sonrası normal yaşama geçme noktasında yaşanacak olumsuzluklara karşı ücretsiz psikolojik danışmanlıklar verilmesi.
-Öğrencilerimizin eğitim hakkı ve sağlığı için Haziran ayında yapılması planlanan tüm sınavlar salgın tamamen bitene ve bilim insanları tarafından sınavların yapılabileceği açıklanana dek ertelenmelidir.
-Uzaktan eğitime erişimi olmadığı için ileriki yıllarda yapılacak sınavların, sınavlara girecek öğrenciler açısından ciddi eşitsizlikler yaşayacağı için salgın sonrası bu durumla ilgili önlem alınmalıdır.
-Kamu okullarında çalışan tüm eğitim emekçilerinin ek ücretlerinin ödenmesi ve herkese insanca yaşayacak kadar temel ücret sağlamak devletin sorumluluğundadır. Bu sorun devletin düzenlediği yardım kampanyası çerçevesinde öğretmenlerden para toplayarak çözülemez. Kampanyaya katılmama fişlenme aracına dönüştürülmemelidir.
-Öğretmenleri istekleri dışında ve uzmanlık alanlarına uygun olmayan işlerde görevlendirme uygulamasından vazgeçilmelidir.
-Çalışanların sağlığı hiçbir koşulda riske atılmamalı. Eğitim ve bilim emekçilerinin sağlıkları açısından risk oluşturacak sınavlar ve toplantılar yapılmamalıdır. Eğitim yöneticileri öğretmenlerin haklarına saygılı davranmalıdır.
-Normalleşme toplumun her kesiminin ihtiyaçlarına göre ve toplumun önceliklerine göre sıralanmalıdır.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.