PİRHA-Dede Seyfi Elaldı, müsahiplik hakkında konuştu. Müsahipliğin gelenek olmaktan öte ‘inanç zorunluluğu’ olduğunu söyleyen Elaldı, kimi yazarların “Ali ile Muhammed musahiptirler” bilgisine de karşı geldi. Elaldı, “Bu Alevi töresine ve inancına uymayan bir düşüncedir. Çünkü yakın akrabaların musahip olması Alevilikte yoktur. Kişiler, bir evin üyeleri, bir anne bir baba evlatları olurlar. Bu nedenle müsahiplerde yedi göbekten evlilik olmaz” dedi.
Baba Mansur Ocağı delerinden Seyfi Elaldı, Alevi inancının temel taşlarından olan müsahipliğe dair konuştu. Elaldı, müsahiplik için “Alevilikte yol (inanç) kardeşliği anlamına gelen bir ikrardır” diyerek, müsahipliğin bir gelenekten öte inanç zorunluluğu olduğunu söyledi.
Dede Seyfi Elaldı, müsahiplik için “Aleviliğin ilk kuralıdır” ifadesini de kullanırken “Hak cemaline ermede Ariflerin talipleri ve diğer Ariflerle olan gönül birliğidir. Öz olarak da Hak cemali ile olan bütünlüktür” dedi.
Dede Seyfi Elaldı, müsahiplik hizmetinin birçok toplumda uygulandığını da belirterek “Ezidilerde; Ahiret kardeşliği, Türklerde Kan kardeşliği, Kakailerde Birati ve Kakai=kardeş, yar, dost anlamına gelir. Elazığ bölgesinde gakoş/kakoş, Erzurum’da Dadaş, Araplarda Muhip aynı anlama gelir” dedi.
MÜSAHİPLİK HİZMETİ NASIL YAPILIR?
Musahiplerin Hızır ceminden önceki çarşamba günü bir araya geldiklerin belirten Seyfi Elaldı, “Aslında miraç müsahibe ulaşmak demektir. Miraç Hakk’a ulaşmak demektir. Miraç aynı zamanda musahibin, pirin, talibin makamına ermektir” bilgisini paylaştı.
Elaldı, Bektaşi ve ocak Aleviliğinde müsahipliğin farklılıklar gösterdiğini de söyleyerek şöyle devam etti:
“Bektaşilerde müsahip olmak için evli olma şartı olmasına rağmen Ocak Aleviliğinde evli olma şartı yoktur. Bekâr ve genç yaşta da musahiplik tutulabilir. Müsahiplik tutan kişilerde önce birinin teklif etmesi gerekir. Batini olarak teklif eden kişi baş öteki de ayak olur. Sözleri bir olur. Ancak herhangi bir konuda iki ayrı görüşte söz hakkı baş olanın olur. Müsahiplik tutulurken tören sırasında pir, birine sabun birine de kefen verir. Sabun; doğruluk, dürüstlük, şeffaflığı temsil ederken, kefen ise beyaz olduğu için ışığı, ilmi, sonsuzluğu temsil eder. Sonsuza kadar her iki cihanda bir arada dürüstçe, temiz bir yol ve doğru olarak bağlı olmak anlamındadır. Araya da bıçak konur. Bıçak Zülfikar’ı ifade eder. Kötülük yapılmaz anlamındadır.”
“CEMALİ KENDİSİNE KIBLE KILAN İNSANLAR MÜSAHİP OLABİLİR”
Dede Seyfi Elaldı, iki kişinin birbirleri ile müsahip olabilmesi için şu şartların uygulanması gerektiğini de söyledi:
*Her ikisinin de Alevi olması gerekir.
*Ekonomik durumları bir birlerine göre çok aşırı dengesiz olmaması gerekir.
*Ailelerin de bu işe rızalık göstermesi gerekir.
*Yakın Akraba, (Amca çocuğu, dayı çocuğu, kuzen, kardeş gibi…) kan bağı olmaması gerekir.
*Aşırı yaş farkı olmaması gerekir.
*Kız alıp verme bağları olmaması gerekir.
*Kültür düzeyleri birbirlerine yakın olması gerekir.
*Ulaşım ve haberleşme konusunda birbirlerine yakın ulaşabilecekleri mesafede olmaları gerekir. (Ulaşım ve haberleşme teknolojisinin geri olduğu dönemlerde bu geçerli olsa da bugünkü teknolojik yapı gereği bu durumun pek önemi yoktur.)
*En önemlisi de Hakk’ı kendi özünde görüp, cemali kendisine kıble kılan insanlar musahip olabilir.
*Müsahip müsahiple yaz ayında bir ıslak tülbendin güneşte kuruma süresi kadar küs kalabilir.
*Müsahiplik iki cihan Naq ve Haqq dünya kardeşliğidir. Müsahipliği bozan Haq cemalinde mahrum olur, yüzü kara olur.”
“ALİ İLE MUHAMMED MUSAHİP DEĞİLLERDİR”
Dede Seyfi Elaldı, “Müsahiplikte, yedi göbekten evlilik olmaz” diyerek kimi yazarların “Ali ile Muhammed müsahiptirler” iddiasına da karşı çıktı. “Bu, Alevi töresine ve inancına ters, uymayan bir düşüncedir” diyen Elaldı, şunları söyledi:
“Çünkü yukarıda saydığım maddeler doğrultusunda yakın akrabaların musahip olması Alevilikte yoktur. Ayrıca musahibin kızı alınmaz. Kızını birine vermişsen onunla musahip olamazsın. Bu nedenle şunu bilmekte yarar vardır. Alevi inanç töresinde Ali ile Muhammed Müsahip değillerdir.
Müsahipliğin kan ve manevi bağları çok kutsaldır. Ariflerin arif meclisini oluşturmasının ilk basamağı, ilk kapısı ve ilk odası, meydandır. Kişiler bu anlamda bir evin üyeleri bir anne bir baba evlatları olurlar. Onların çocukları, anne, baba ve kardeşleri aynı ailenin üyeleri olurlar.
Anne, baba, kendisi, eşi, kardeşi, oğlu ve kızı karşı taraftaki biri ile evlenemez.
Bir de batini anlamı vardır.
Yasak olan bu evlilikler gibi kişi yedi ayrı kötü fiilde bulunması da yasaktır.
1-) Yalan, (hakaret, dil ile incitme, küfür, diline sahip olmama)
2-) Harama uçkur çözmek (müsahiplikteki yasaklar, başkasının namusuna göz dikme, ensest ilişkiler yapma veya aklından geçirme)
3-) Hırsızlık, (talan, gasp, fikir çalma,)
4-) Dedikodu
5-) Bencillik (kıskançlık)
6-) Sırrı ifşa etmek
7-) Cana kıyma fillerinde bulunamaz.
‘Yedi göbekten evlilik olmaz’ ilkesinin bir de batini anlamları vardır. Kişi en başta müsahibine sonra da Hak cemali taşıyan cümle canlara karşı yedi uzvu ile yanlış davranış ve isteklerde bulunamaz. İki kulak, iki göz, iki burun ve bir ağız deliği ile toplam yedi eder kişi bunlarla yanlış neftse bulunamaz. ‘Yedi göbekte evlilik olmaz’ ilkesinin bir manası da budur. Nefsi ve nefs arzusunu hareket ettiren bunlardır. Yemek güdüsünden cinselliğe kadar insanı uyandıran, ileri itenler bunlardır. Burada şu anlam çıkarılmamalı: Bu uzuvların dışındaki uzuvlarla fiillerde bulunulabilir. Tabi ki hayır.
Her insan kendi karışı ile yedi karış gelir. Yedi karışlık bu beden ile müsahibine hiçbir kötü fiilde bulunamaz.
Er olan müsahibine karşı
1-) Küfür
2-) Yalan,
3-) Dedikodu,
4-) Kem gözle bakma
5-) Kıskançlık
6-) Sır saklama
7-) Küslük gibi fiillerde bulunamaz.
“Yedi göbekte evlilik olmaz” ilkesinin bir manası da budur.
Müsahip, müsahibine karşı yedi dalda bencillik ve kıskançlık yapmamalıdır.
1-) Malını
2- İlmini
3-) Aile fertlerini
4-) Cemalini
5-) Bedeni görünüşünü
6-) Dostlarını
7-) Meziyetlerini (beceri ve yetenekler) kıskanmamalı.
Müsahip müsahibin gönlüne
1- Urba,
2-) Kıl
3-) Ten
4-) Sinir
5-) Kan
6-) Kemik aştıktan sonra yedinci kat Yeşil Kubbe/Elest-i Bezm/ Kalbe (gönül sarayına) varır. Bunu aşan varıp da muhabbet eden gerçek musahiptir. Bunu yapabilen ‘Yedi göbekte evlilik olmaz’ ilkesine ermiş, tereddüt kalmamış demektir.
Teredütü ortadan kaldıran, gönül muhabbeti eden müsahip, müsahibinden yedi şeyi; muhabbet, sevgi, mal, sır saklama, güven, yardım, hoşgörü ve tahammülü esirgemez, koparmaz. Bu yediyi uygulayan er kişi ‘Yedi göbekte evlilik olmaz’ ilkesini hayata geçirmiş demektir.
Bu aynı zamanda müsahibin müsahibi ile yedi şeyi paylaşmasıdır. Müsahip, müsahibi ile malını, acılarını, sıkıntılarını, sevinçlerini, sırlarını, kararlarını, dostlarını, fikrini (düşünce, ilim, bilgi) paylaşmalıdır. ‘Yedi göbekte evlilik olmaz’ ilkesinin bir manası da budur.
Müsahipliğin önemini bir dizesinde anlatan Şah Hatayi şunları yazar ki bu Alevilikteki müsahipliği özetlemeye yeter:
Yolumuz incedir varabilene
Sefil gönülde mihmandır musâhib
Musâhib yol varandır ey Hatâyi
Muhibb-i hânedanımdır musâhib
PİR HUZURUNDA MÜSAHİPLİĞİN İCRASI
Dede Seyfi Elaldı, Kürt Alevi inancında Müsahiplik (musawîy) töreninin nasıl yapıldığını da anlattı.
Elaldı, müsahiplik tutan kişiler için öncelikle şartlarının ve seviyelerinin aynı olup olmadıklarına bakıldığını belirterek şu şunları kaydetti:
“İki aile arasında geçmişte husumet, sosyal ve ekonomik açıdan durumları araştırılır. Sorun olmadığı zaman musahipler pirin karşısına geçer. Baş olan sol elinin üstüne kefen sağ eli göğsünde; ayak olan sol elinin üstünde sabun, sağ eli göğsünde pirin karşısında dara dururlar. Bıçak da önde ayak uçlarına ya da kefenin üstüne yerleştirilir. Bir sakınca olmadığı zaman pir şu duayı verir:
Dara we dara Mansûr wîy.
Heq nêta wê xiraw neke.
Nêta we li dîwana Çel Qirxleran’da yazke,
Êqrara we qeyîm, biratîya we daim buwîy.
Haq sonîya nêta we bi xêyr bînîy.
Haqq Eyvallah”
Türkçesi: Durduğunuz dar Mansur darı olsun, Hak niyetinizi bozmasın. Niyetiniz, Kırklar meclisine yazılsın. Niyetinizin sonunu hayır ile sonuçlandırsın. Hak Eyvallah)”
“MÜSAHİPLER BEYAZ GÖMLEK GİYEREK DARA DURURLAR”
Pir, her birinde bir kuruşluk temsili bir çıralık (hakulla) alır. Günümüz şartlarında karşılaştırırsak bu bir lira gibi değeri sadece sembolik olan bir para da alınabilir. Pir, bu çıralığı saklar. Bir yıl sonra müsahiplik bozulursa bu parayı sahiplerine iade eder. Musahiplik olumlu sonuçlanırsa onu diğer çıralığın içine katar.
Bir yıl sonra kişiler pirin karşısına tekrardan gelip dara durup dualarını alırlar. Deyim yerinde ise asaletlerini tasdik ederler. Bu bir cem töreni ile olduğu gibi pirin karşısında bir ev ya da ocakta da olur. Musahipler evli ise eşleri ile beraber bu törene katılırlar. Kurbanlarını ortak alırlar ve aynı miktarda para öderler.
Kızılbaş Alevilerde günlük elbiselerle dara dururken kimi yerlerde Bektaşilerde olduğu gibi yakasız beyaz gömlek (kefen) giyerek dara dururlar.
Dersim eksenli Alevilerde iki kişi müsahip olduktan sonra gerek cemde gerek pir huzurunda duasını alıp müsahip olur. Normal cem olarak devam eder. Evlendikten sonra uygulama farklılaşır (Kimi yerde normal elbise olmak şartı ile dördünün üzerine beyaz çarşaf atılır). Dört can başta reyber (rehber) pire göre solda kendilerine göre sağ başta reyber olmak üzere ortaya atılan döşek üzerinde dara durulur. Bu döşek pir döşeği değildir. Hatta döşek sermeden yalınayak olarak yerde serili olan çarşaf ya da halı üzerinde de bu işlem yürütülebilir. Dört kişinin cemde müsahiplik duası için gömlek giyme olayına Kürt Alevilerinde ‘Cîh Gotin’, Türkçe Karşılığı; ‘Yerini Söylemek’ olarak adlandırır. ‘Cîh Gotin’ bir defa yapılsa da en makbulü üç cem ile yapılanıdır. Birincisi ‘müsahibini belirleme’, ikincisi ‘Şuştin’ (yıkanma), üçüncüsü ‘arıma’ olarak adlandırılır.
Batini olarak ezelde-halde-ebette anlamındadır. Aynı zamanda kişinin Hak cemaline ermede girdiği yol demektir. ‘Cîh Gotin’ müsahiplik konusunda en ağır tören olarak değerlendirilir. Reyber sağ başta; Reyber ilk musahibin sırtına sol elini koyar müsahipliği teklif eden (baş) reyberin yanında; onun yanında müsahip eşi; musahip eşinin yanında diğer musahibin eşi en sonda diğer musahip (ayak) sol eller yanındakinin sırtında sağ eller göğüste şekilde dualarını alırlar. Pir onlara müsahiplik kurallarını anlatır. Yol ve erkânın şartlarını sorar ve tasdik eder. Toplu olarak cem yapar ve o cemin içerisinde dualarını alırlar.
Cîh Gotin; Haktan gelip, Hakk’a gitme anlamındadır. Müsahipler evli ve dördü birden bu törende bulunmaları gerekir. Ola ki müsahipler bu tören yapılmaya karar vermişken eşi ölmüş ise tören iptal edilmez. Ölen eşin mezarından bir avuç toprak getirilir.
Müsahip olacaklar bacılar ve rehber, beşi birlikte eşiğin sağına ve soluna niyaz ederler; rehber sağ başta olmak üzere dara dururlar. Arkalarında, eteklerine tutunmuş olarak eşleri gelir. Ancak bacılar, yer değiştirmiş durumdadır. Rehber, (Kürt Alevilerinin müsahip ceminde rehberin bir adı da delildir.) Müsahip olacakların boyunlarına birer mendil ya da tülbent bağlar. İki mendilin ucunu sağ eliyle tutar; bu sırada müsahip olacaklar pir karşısında, darda ayaklarını mühürlemiş durumdadır. Pir ile müsahipler arasında karşılıklı konuşma olmaz. Müsahip özünü teslim etmiştir. Dil artık delildir, yani reyberdir.
Cîh gotin (yerini söyleme) yapıldığında toplumdan rızalık alınır.
Normal cemi yapılır. Ertesi gün duası verilir. Lokması dağıtılır çıralığı alınır.”
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN/ANKARA
İlgili Haberler:
1-‘Müsahiplik erdemli insan olmak için tek yoldur; ders olarak anlatılması gerekir’-VİDEO
2-‘Müsahipler birbirinin ailesinden, inancından sorumludur; suç işleme oranı düşer’-VİDEO
Yoruma kapalı.