PİRHA- 19. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Atatürk Stadı’nda kapanış konserinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Bu asimilasyoncu zihniyete karşı onlarca yıldır mücadele ediyoruz ve devam edeceğiz” diyerek, “Biz Kürt’üz, Alevi’yiz, Sünni’yiz. Bizim adımız Dersim, böyle varız böyle var olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
19’uncusu düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Atatürk Stadı’nda kapanış konseri gerçekleştirildi. Konsere Halkların Demokratik Kongresi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP milletvekilleri Alican Önlü, Kemal Bülbül, Remziye Tosun, Musa Farisoğlulları, Murat Çepni, İmam Taşçıer ve Dilşat Canbaz. ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, 10 Ekim Aileleri Derneği’nden Erdoğan Tetik, Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Ali Saadet ve Cumartesi Anneleri’ni temsilen Maside Ocak’ın yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. “Doğanın katliamına izin vermeyeceğiz” yazılı pankartın açıldığı konser Yasemin Göksu’nun seslendirdiği ezgilerle başladı. Ardından Festival Tertip Komitesi adına Kenan Çetin açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Sözlerine, “Dersim direnişin memleketidir” diyerek başlayan Çetin, “Binlerce yılın ötesinde onlarca tufandan geçerek bugüne varan bir şehirden fazlasıdır Dersim. İnançları, devrimcileri, gençleri ve kadınlarıyla vardır Dersim. Osmanlı’dan günümüze insansızlaştırılmaya çalıştırılan bir coğrafyadır Dersim” dedi. Dersim’in bugün de maden sahalarıyla tehdit alında olduğuna dikkat çeken Çetin, duyarlılık çağrısında bulundu. Tutsak HDP Dersim Belediye Eş Başkanları Nurhayat Altun ve Mehmet Ali Bul’u hatırlatan Çetin, Festival Tertip Komitesi’nin taleplerini şu şekilde sıraladı: “Munzur Vadisi Milli Park ilan edilsin. Dersim 38 ile ilgili resmi özür dilensin. Bu festival Nupelda ve Ayaz’a atfedildi. Savaş atığı ve mayınların toplanmasını istiyoruz. Belki bu festivalin en güçlü talebi bu olmalı. Baraj ve madencilik projeleri iptal edilsin. Dilimize inancımıza kültürümüze saldırılara son verilsin.”
“ADALET TALEBİNİ HAYKIRMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Çetin’in ardından gözaltında katledilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak söz aldı. 1996 yılından bu yana gözaltında kaybedilen yakınları için Galatasaray Meydanı’nda adalet talebini haykırdıklarını ifade eden Ocak, “1996’dan beri gözaltında kaybedilen yakınlarımızın akıbetinin açığa çıkarılması için dayanıyoruz. Yas tutamıyoruz çünkü bizim gidebilecek bir mezarımız yok. Yas tutmuyoruz çünkü bizim sevdiklerimizle buluşma yeri olarak gördüğümüz Galatasaray Meydanı 49 haftadır bize yasaklı. Gözaltında kaybedilen yakınlarımız için adalet talebimizi haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZI KORUMAYANLAR BİZİ ENGELLİYOR”
Ardından 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta katledilen Hatice Ezgi Saadet’in babası Ali Saadet söz aldı. Dersim’de yapmak istedikleri belgesel gösteriminin engellenmesine tepki gösteren Saadet, “O gün çocuklarımız vahşice katledilirken hiçbir emniyet gücü yokken bugün adalet haykırmak için geldiğimiz bu kentte bu güçlerin yasaklarıyla yüz yüze kalıyoruz. Bu katliamların failleri yargılanmazsa yeni katliamlar yaşanacak. Bu nedenle adalet için herkesin yanımızda olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
10 EKİM AİLELERİ: KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANSIN
10 Ekim Aileleri adına konuşan Erdoğan Tetik ise 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta, 10 Ekim’de ise Ankara’da patlatılan bombalarla yüzlerce canı yitirdiklerini söyleyerek, “Biz katliamdan sonra bu derneği buna sebep olanlar cezalandırılsın diye kurduk ve mücadelemizi devam ettiriyoruz” dedi. Katliam davasında yargılanan DAİŞ üyesi sanıklara verilen cezaların içlerini soğutmadığını vurgulayan Tetik, sözlerini, “Bu işte ihmali olan kamu görevlileri yargı önüne çıkana kadar mücadelemiz devam edecek. 10 Ekim’i, Suruç’u, gözaltında kayıplarımızı unutmayacağız, unutturmayacağız” diyerek sonlandırdı.
“BARIŞ MÜCADELESİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Ardından HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli söz aldı. Konuşmasına alanı dolduran yüzleri selamlayarak başlayan Temelli, “Sözlerime Hüseyin Cevahir’leri, Mazlum Doğan’ları, Sakine Cansız’ları anarak başlamak istiyorum” dedi. “Festivale emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” diyen Temelli, “Bu festival kültürümüzü ve doğamızı yok sayanlara karşı direniştir. Bu direnişi var edenlere selam olsun” diye konuştu. “Bu asimilasyoncu zihniyete karşı onlarca yıldır mücadele ediyoruz ve devam edeceğiz” diyerek devam eden Temelli, “Biz Kürt’üz, Alevi’yiz, Sünni’yiz. Bizim adımız Dersim, bizim adımız Kürdistan, böyle varız böyle var olmaya devam edeceğiz. Onlara inat yan yana gelerek, kimlik siyaseti değil kimliklerimizle siyaset yaparak, barış mücadelesi vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“KİMLİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”
Adeta karakol haline çevrilen Dersim’de güvenlik adı altındaki ablukaya dikkat çeken Temelli, “Bugün bu ülkenin rejimi nedir diye görmek isteyen gelsin Dersim’i görsün. Her yerde kalekollar, gözetleme noktaları. Sanırsınız ki bir savaş platosu kurulmuş, savaş senaryosu hazırlanıyor” dedi. Temelli, “Kimliğimize sahip çıkarak faşizmi geriletmeli ve Türkiye’yi demokratikleştirmeliyiz” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİN YOK EDİLMESİNE KARŞI DURACAĞIZ”
Dersim’deki doğa talanına dikkat çeken Temelli, “Enerji ihtiyacı olduğu için baraj yapmıyorlar. Kendi cepleri dolsun diye doğamızı talan ediyorlar, yayla yasakları getiriyorlar, tarımı öldürüyorlar ormanlarımızı yakıyorlar. Topyekün bir savaş politikası” diye konuştu. Ovacık’taki patlamadan yaşamlarını yitiren Ayaz ve Nupelda kardeşleri anan Temelli, “Bu ülkede on binlerce mayın var. Bugüne kadar binlerce çocuğumuz bu savaşta kaybettik. Sorumluları yok, yargılanmıyor. Çocuklarımızın geleceğinin bu savaşta yok edilmesine mutlaka karşı duracağız. Bu isimleri unutmayalım, unutulmasına izin vermeyelim, hesap soralım” vurgusunda bulundu.
“XIZIR YARDIMCIMIZ OLSUN”
“İçinde bulunduğumuz koşullar çürümeyi ifade ediyor” diyen Temelli, şöyle devam etti: “Tüm bu enkazı kaldırabilir, bu köhne düzenden kurtulabiliriz. Demokratik bir anayasayla Türkiye’nin önünü açacağız. Bu mücadelemizle iktidarı değiştireceğiz. Bunun için yan yana gelmeliyiz, hep birlikte mücadele etmeliyiz. Dersim’de olduğu gibi Türkiye’nin her yerinde bu mücadeleyi hep birlikte kazanacağız. Xızır yar ve yardımcımız olsun.”
MAÇOĞLU: HASANKEYF TARİHİMİZDİR, SAHİP ÇIKACAĞIZ
Metin Kemal Kahraman’ın seslendirdiği Zazaca ezgilerin ardından Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu konuştu. Alanı dolduranları Türkçe ve Zazaca olarak selamlayan Maçoğlu, “2007’den beri yoldaşlarımızın bize bıraktığı bayrakla buradayız. Bizi dersim mücadelesinin bir parçası yapan dostlarımıza bir kez daha selam göndermek istiyoruz” dedi. Munzur Kültür ve Doğa Festivali tarihçesine değinen Maçoğlu, Ayaz ve Nupelda’yı anarak, “Bu mücadele dünya çocuklarının yaşama hakkını savunanların mücadelesidir. Bu festival doğasını, çocukların yaşam hakkını sahiplenenlerin mücadelesidir. Biz İbrahim’lerden, Mahir’lerden, Denizler’den, Mazlum Doğanlar’dan aldık bu kültürü” ifadelerini kullandı. Son olarak Hasakeyf’in yok edilme projesine karşı duyarlılık çağrısı yapan Maçoğlu, “Munzur özgür akacak ama Hasankeyf’le birleşerek özgür akacak. Karadeniz’in dağlarında buluşarak, Toroslar’la buluşarak özgür akacak. Hasankeyf tarihimizdir, sahip çıkacağız” dedi.
Festival programı; Grup Munzur, Veradaroz Folk Ensemble Grubu ve Zelal Gökçe’nin seslendirdiği eserlerle sona erdi.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.