Alevi Haber Ajansi

Munzur Çevre Derneği yöneticisi Arslan: Sütlüce’ye katı atık tesisi için rızalık alınmalıydı-VİDEO

PİRHA-Munzur Çevre Derneği yöneticisi Özkan Arslan, Sütlüce’de yapılmak istenen katı atık tesisi projesini PİRHA’ya değerlendirdi. Yer konusunda hatalı davranıldığını çünkü köylülerin rızalığının alınmadığına vurgu yapan Arslan, “Kültürümüzde rızalık kültürü var o yüzden yer seçiminde köylülerin rızalığı alınmalıydı” dedi.

Dersim’de son zamanlarda en çok tartışılan konulardan biri merkeze bağlı Sütlüce bölgesinde yapılmak istenen katı atık tesisi projesi. Köylüler projenin yaşam alanlarını yok edeceği endişesiyle Sütlüce’de yapılmasını istemezken, diğer bir görüş ise katı atık projesinin Dersim’in en önemli ihtiyaçlarından biri olduğu şeklinde.

Munzur Çevre Derneği yöneticisi Özkan Arslan, Sütlüce’de yapılmak istenen katı atık tesisi projesinde tartışılan konuları PİRHA’ya değerlendirdi.

“KENDİ YAŞAM ALANLARI İÇİN DİRENEN KÖYLÜLERİN YANINDA YER ALMAK GEREKİYOR”

PİRHA: Köylüler projenin yapılmasıyla birlikte geçimlerini sağladıkları tarım ve hayvancılığı artık yapamayacaklarını söylüyorlar. Köylülerin şikâyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖZKAN ARSLAN: Öncelikle tartıştığımız konu projenin kimin tarafından yapıldığı, bundan sonra kimin tarafından devam edileceği değil, bizler için önemli olan köylülerdir. Kendi yaşam alanlarında bu tarz yapılanmaların yapılmasını istemiyorsa kendi ağacına, kuşuna, doğasına, doğasında yaşayan tüm canlıların yaşamasından yana tavır alıyorsa bizim için esas olan köylülerin tavrıdır. Burada yerimiz, yaşamına, doğasına sahip çıkan köylülerin yanıdır. Zaten köylüler şunu belirtmiş durumda: Biz bu tarz projelerin yapılmasına değil seçilen yerden dolayı karşıyız.
Köylüleri dinlediğimizde orada arıcılık, hayvancılıkla yaşamlarını sürdürdüklerini ve bu tesisin yapılmasıyla birlikte binlerce ağacın kesileceğini ve kendi yaşam alanlarını etkileyeceğini söylüyorlar. Köylüler burada bir karşı duruş sergiliyor. Çevre bilinciyle, yaşam alanlarını savunma bilinciyle yaklaşan her kesimin de burada köylülerin yanında yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Bizim için esas olan budur. Kendi yaşam alanları için direnen köylülerin yanında yer almaktır.

“YER SEÇİMİNDE HALKIN RIZALIĞI ALINMALIYDI”

Sonuçta bölgeyi en iyi bilen köylülerdir, o yüzden orada ne kadar hayvancılık, arıcılık yapılıyor bu konuda kesin bilgiye sahip değiliz. Ancak köylüler karşı çıkıyorsa kendi yaşam alanlarına bu tarz projelerin yapılmasını istemiyorsa bunda ısrar etmenin anlamı yok. Çünkü Dersim halkının bakış açısında biz doğaya çok önem veririz. Hayvancılık yapmasan bile doğada yaşayan canlıların da yaşam alanıysa bunun için bile biz oraya sahip çıkarız. Tarla ortasındaki bir ağacın bile köylüler kesilmesini istemiyorsa onları haklı buluyoruz. Mesele köylülerin ne kadar hayvancılık yapıp yapmadığı değil ben dereme sahip çıkmak istiyorsam kimse gelip oraya HES yapamaz.

Bu proje Avrupa Birliği projesi. yer konusunda hatalı davranılmış bizce, çünkü köylülerin rızalığı alınmamış. Bir kere bizim kendi kültürümüzde çevreciliği, siyaseti, yaşam alanlarını bir tarafa bırakalım bu halkın inancında rızalık kültürü var. Yüzyıllardır kökleri o bölgede olan, mezarları orada olan, inanç merkezleri orada olan köylülerin yer seçiminde rızalığı alınmalıydı. Gördüğümüz kadarıyla rızalık alınmamış ve köylüler kendi yaşam alanlarına bu tesisin kurulmasını doğru bulmuyor ve bizim de şu anda yanında duracağımız kesim köylülerdir.

“100 İLE 10 BİN AĞAÇ KESİLMESİNİN ARASINDA BİR FARK YOK”

Köylüler projeye siyasi partiler ve çevrecilerin duyarsız kaldığını düşünüyor. Eğer projeyi devlet yapsaydı tepkinin daha farklı olacağını düşünüyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Bu tarz projeler doğaya, çevreye zarar veriyor. Doğayı sınırsız bir rant aracı olarak gören kesim devlet olduğu için biz Dersimliler olarak devletin yaptığı her projenin altında bir şey aramak zorundayız. Çünkü topraklarımızı yakan, bizi göçe zorlayan devlet var ortada. O yüzden devletin doğa üzerinde yaptığı projelere refleks olarak bir karşı duruş sergiliyoruz. Ama kendine ekolojiyi, çevre anlayışını ön planda tutan kurumların ortaya koyduğu projelerde biraz düşünme durumu oluyor. Bence gerçekten doğaya zarar veriyorsa ben inanıyorum ki Dersim’deki halk da, kurumlar da köylülerle birlikte bu projeyi yaptırmayacaktır ve bu projeyi yaptıran kurumlar da orada kendini dayatmayacaktır. Çünkü aksi taktirde kendileriyle çelişmiş olurlar. Kendileri ekoloji, çevre ve yaşam savunuculuğu adı altında yönetim biçimine sahiplerse eğer oradaki köylüleri dinlemek zorundalar. Şu ısrar olmaması gerekiyor: Bunu biz yapıyoruz bu zararlı değil. Sonuçta orada 100 ağacın kesilmesiyle 10 bin ağacın kesilmesi arasında hiçbir fark yoktur. Oradaki köylülerinde şunu bilmesini istiyoruz bizim için çevre tahribatı ister devlet tarafından yapılsın isterse belediye ve bize yakın kurumlar tarafından yapılsın biz doğayı ve yaşamı savunan insanlar olarak bunun karşısında yer alacağız.

“PROJENİN YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL GİBİ GÖZÜKÜYOR”

Köylüler projenin yapılması halinde yaşam alanlarını tehdit edeceği için başka bir yere yapılmasını istiyor. Köylülerin yoğun tepkisi nedeniyle başka bir yerde yapılamaz mı?

Bu projenin ortaya koyulmasıyla birlikte Avrupa projesi olduğu için hibe ile yapılan bir proje o yüzden yerin değiştirilemeyeceği dile getiriliyor ve seçilen alanında ormanlık olmayan alan olduğu söyleniyor. Köylüler de yapılsın ama bizim bölgede yapılmasın diyor bu mantık da doğru değil. Çünkü bizim için özelde Dersim’in her karesi ama genelde canlıların nefes aldığı bütün alanları sistem tarafından bozulduğunda bizim için aynıdır. Değiştirilmesi gerekiyorsa da bir alan belirlenmesi gerekir ve bu alanın da su kaynaklarının, orman alanlarının olmadığı bir yer olması gerekiyor. Bu da daha önce yapılması gerekiyordu şu an değiştirilmesi mümkün değil gibi gözüküyor.

“DERSİM’DE ÇOK YÜKSEK BİR ÇÖP POTANSİYELİ YOK”

Sizce Dersim’in böyle bir projeye ihtiyacı var mı?

Kentin daha öncelikleri var bizim açımızdan, hiçbir ilçemizde arıtma tesisi yok, atıklar sulara dökülüyor. Yaylalarımız yasak, dağlarımızda maden kuruluyor, sulama göletleri adı altında bir sürü proje var. O yüzden zaten Dersim doğası bir bütünüyle saldırı altında. Köylülerin rızalığı alınmamıştıri bu proje bu şekilde uygulanmamalıdır. Hatta bu projeyle birlikte şu hedefleniyor: İlçedeki bütün çöplerin bir alana toplanması ve burada dönüştürme olması.

Dersim’in büyük bir çöp potansiyeli yok buradan Elazığ’a taşınabilir diye düşünüyoruz. Dersim’de hem büyük bir nüfus yok hem de çok yüksek bir çöp potansiyeli de görmüyoruz. Bu tesis yapılmasın demiyoruz, ihtiyaç ise bu kent için yapılması gerekir ama yapılan yerin biraz daha doğaya zarar vermeden, tarım alanlarının olmadığı kurak alanlar seçilebilirdi. Geçmişte yapılmış proje yeri değişir mi değişmez mi? Yine buradaki kurumların buna kafa yorması gerekiyor. Sonuç itibarıyla hangi köye taşırsanız taşıyın köylülerde yine bir karşı duruş olacaktır. Yıllardır devletin coğrafyamızda çevre saldırılarını gözlemlemekteyiz. Karakollar, kuleler, maden ve HES alanları gibi bir sürü çevre tahribatı var. Dersim’de bu çevre tahribatları günümüzde illa devlet tarafından yapılacak karşı çıkacağız diye bir şey yok. Bize yakın kurumların, belediyelerin dahi ortaya koyduğu proje olsa da burada halk kendi yaşam alanlarına projenin yapılmasını istemiyorsa ve burada haklı nedenleri varsa biz bunların dinlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Cihan BERK/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak