PİRHA-Erzincan’a bağlı Mollaköy beldesinde uzun yıllardır faaliyet gösteren Erzincan Perlit Maden İşletmesi’nin genişleyen kum ocağının, hem çevreye hem de halk sağlığına yönelik tehlikeleri gündeme taşıyan bir belgesel çekildi. “Mollaköy Kum Ocağı Kapatılsın” adlı belgesel, köydeki tarımsal üretimi baltalayan, doğayı tahrip eden ve köy halkını ciddi sağlık sorunlarıyla baş başa bırakan bu soruna dikkat çekiyor.
Yaklaşık bin 500 kişinin yaşadığı Mollaköy’de geçim kaynağı büyük ölçüde tarım. Buğday, arpa, şeker pancarı, yonca gibi ürünlerin yetiştirildiği belde, kum ocağının genişlemesiyle ciddi tehdit altında.
Köy halkı, ocağın yakın çevrede yarattığı toz salınımının tarım arazilerine zarar verdiğini, kayısı ağaçlarının kesildiğini ve bitkilerin tozla kaplanarak fotosentez sürecinin kesintiye uğradığını belirtiyor. Bu durum, verim kaybına ve çiçeklerin döllenme sürecinin azalmasına yol açıyor.
KUM OCAĞININ GENİŞLEMESİ SAĞLIK SORUNLARININ ÇOĞALMASINA NEDEN OLDU
Yönetmen Ender Atıcı, 1969 yılında faaliyetlerine başlayan kum ocağının 2022 yılından itibaren genişleyerek köyün dörtte birine yayıldığını söylüyor. Bu genişlemenin köyün yerleşim ve tarım alanlarına olan yakınlığı nedeniyle büyük sorunlar yarattığını vurgulayan Atıcı, ocağın genişlemesiyle birlikte köyde yaşayanların yoğun toza maruz kaldığını özellikle rüzgârlı ve fırtınalı günlerde taş kırma ve eleme işlemleri sırasında ortaya çıkan tozun, köy halkının solunum sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Belgeselde görüşülenlerin çoğunun da KOAH, kronik nefes darlığı gibi hastalıklarla boğuştuklarını ifade ediyorlar.
Belgeselde, bu sağlık sorunlarıyla doğrudan etkilenen köy halkının günlük yaşamlarını ele aldığını söyleyen Atıcı, “Röportajda köylüler, özellikle kamyon ve tır trafiğinin yoğun olduğu bölgede nefes almanın bile zorlaştığını, solunum yolu hastalıklarının hızla yayıldığını dile getiriyor. Uzmanlara göre, aktif sulama yapılmadığı için havadaki tozlar sürekli olarak yayılıyor ve yerleşim alanlarına ulaşıyor. Maden sahipleri ise, maliyeti gerekçe göstererek, gerekli sulama işlemlerini yapmıyorlar” diye konuştu.
TARIMSAL TAHRİBAT VE EKOLOJİK HASAR
Kum ocağının genişlemesi, yalnızca insan sağlığını değil, bölgedeki tarımı ve doğal yaşamı da tehdit ettiğine dikkat çeken Atıcı, “Mollaköy’ün en önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım, toz salınımı nedeniyle ciddi zararlar görüyor. Kayısı ağaçlarının kesilmesi ve diğer bitkilerin tozlarla kaplanması, mahsul verimliliğini düşürüyor. Bitkilerin solunum süreçleri bozulduğu için çiçeklerin döllenme oranları azalıyor ve bu da ürünlerin miktarında ciddi bir düşüşe yol açıyor” diyor.
Ayrıca, köy çevresindeki ekosisteme büyük zarar veriliyor. Doğal yaşam alanları daralıyor, yerel fauna ve flora tehlike altında kalıyor. Kum ocağı nedeniyle ormanlık alanlar ve su kaynakları üzerinde de tahribat oluştuğu, su kaynaklarının kirlenme riskine maruz kaldığı belirtiliyor. Uzmanlar, kum ocağı gibi tesislerin yaşam alanlarından, ormanlardan ve su kaynaklarından uzak konumlandırılması gerektiğini vurgulasa da bu uyarılar göz ardı ediliyor.
Ender Atıcı bu belgeseli çekme nedenini, yıllardır köyde bu toza maruz kaldıkları ve artık onların sesi olmak istediği için çektiğini söylüyor. Belgeselin ardından bir nebze de olsa yoldan geçen kamyonların hızlarını azalttığını, sulamayı daha da sıklaştırdıklarını belirten Atıcı, yine de daha yoğun tedbirlerin alınması gerektiği uyarısında da bulunuyor.
PİRHA/ERZİNCAN
Yoruma kapalı.