PİRHA-Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, eğitim alanında yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Alevi çocuklara dayatılan zorunlu din dersine ilişkin, “AİHM kararlarına ve AYM kararlarına rağmen MEB zorunlu din derslerini Alevi çocukları için uygulamadan kaldırmamıştır. Bu dayatmaya derhal son verilmeli” sözlerini kullandı.
Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, eğitim öğretim yılının açılması vesilesiyle eğitim alanında yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Koçyiğit anadilde eğitim başta olmak üzere okula aç giden öğrencilerin durumu, ÇEDES, ekonomik krizin eğitime etkisi, dini eğitim, ataması yapılmayan öğretmenler, Alevi çocuklarına zorunlu din derslerinin dayatılması gibi konuları gündeme getirdi.
“BUGÜN OKUL ZİLİ TEK DİLDE ÇALDI”
Anadilde eğitimin önemine vurgu yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Milyonlarca Kürt çocuğu yeniden kendilerini asimile edecek okullarda eğitim ve öğretime başladılar. Cumhuriyet tarihinden beri eğitim-öğretim tek dilde yapılmakta ve diğer halkların; Kürtlerin, Lazların, Çerkeslerin, Arapların, Pomakların, sayamayacağım kadar halkın anadili yok sayılarak eğitim ve öğretim yapılmaktadır. Bunun ne bilimsel araştırmalarla ne insan haklarıyla ne bilimsel yöntemlerle ne de çocuk haklarıyla bir ilişkisi olmadığını; tek tipçi bir dayatma olduğunu ifade etmemiz gerekiyor” dedi.
Kürtçenin Kurmancî ve Zazakî lehçelerine öğretmen atamalarının yapılmadığını da sözlerine ekleyen Koçyiğit, “Anadili gibi insana sıkı sıkıya bağlı olan temel bir hakkın seçmeli bir ders olarak verilmesi, bir insanın anadilini eğitim öğretim içinde seçmek zorunda bırakılması, yazınsal dilini bir seçim sonucunda öğrenmek zorunda bırakılması insan haklarına da çocuk haklarına da aykırıdır. Bu nedenle seçmeli ders değil; bütün eğitim-öğretimin anaokulundan başlayarak aslında anadilinde olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“ÖĞRENCİLER AÇLIKTAN BAYGINLIK GEÇİRİYOR”
Ekonomik kriz ve enflasyonun eğitim alanına da sirayet ettiğine değinen Koçyiğit, öğrencilerin okulda açlıktan baygınlık geçirdiğini hatırlattı:
“Her gün artan enflasyon nedeniyle kırtasiye, kayıt, üniforma, okul fiyatlarının ve servis ücretlerinin artması sonucunda neredeyse veliler öğrencilerini okula gönderemez hale geldi. Okullarda, özellikle ilk ve ortaokullarda bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su hayati bir ihtiyaçtır. Neredeyse beslenme çantalarına kuru ekmeğin konulduğu bir dönemden geçiyoruz. Öğrencilerin açlıktan baygınlık geçirdiği bir dönemden geçiyoruz ama hem Milli Eğitim Bakanı hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan güllük gülistanlık bir eğitim tablosu çizdiler”
“ÇEDES UYGULAMASI ANAYASAL BİR İHLALDİR”
Çocukların tarikat eve cemaat yurtlarına mecbur bırakıldığını söyleyen Koçyiğit, ÇEDES’e de tepki gösterdi. Koçyiğit, ““Yurt yapmak devlet açısından zor olmasa gerek ama yapmıyorlar. Çünkü öğrencilerin tarikat ve cemaat yurtlarında kalmasını istiyorlar. Nasıl geçmişte Gülen Cemaati öğrencileri Işık Evlerinden yetiştirip onları kritik yerlere yerleştiriyor ve oradan devleti yönetiyor idiyse, bugün de farklı cemaatler ve vakıflar eliyle bunun yapıldığını çok iyi görüyoruz. Bunun üzerine bir de ÇEDES uygulamasının MEB tarafından hayata geçirildiğini gördük. Yani ilkokuldan ortaokula kadar imamların okullara gidip çocuklara dini vaazlar verdiğini ve bunun MEB tarafından yapıldığını gördük. Bunun bir anayasa ihlali olduğunu ifade etmemiz gerekir. Hiçbir pedagojik formasyonu olmayan kişilerin çocuklara bazı telkinlerde bulunduğunu, bazı dersler verdiğini görüyoruz. Bu kabul edilemez” diyerek 16 Eylül’de ÇEDES’e karşı İzmir’de yapılacak olan mitinge katılım çağrısı yaptı.
“ALEVİ ÇOCUKLARA ZORUNLU DİN DERSİ DAYATMASI VAR”
Koçyiğit, AKP’nin dindar ve kindar neslin yeni bireylerinin özellikle de ilkokuldan başlayarak yetiştirilmeye çalışıldığını dile getirerek, yıllardır Alevi çocuklarına dayatılan zorunlu din dersine ilişkin konuştu.
AİHM ve AYM kararlarını hatırlatan Koçyiğit, “MEB zorunlu din derslerini Alevi çocukları için uygulamadan kaldırmamıştır. Ama bugün çok daha büyük bir riskle karşı karşıyayız. Sadece zorunlu din dersi değil; bütün müfredatın dinselleştirilmesi, dini-ideolojik AKP ihtiyaçlarına göre şekillenmesi gerçeği karşımızda duruyor. Din derslerinin neredeyse tüm yerde zorunlu seçmeli ders ya da gerçek anlamda dayatmayla öğretilmesi kabul edilemez. Bu durum ülkenin birlikte yaşam iradesine dinamit koyuyor. Toplum mühendisliğine geçit vermeyeceğiz.” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.