PİRHA – Yeni Anayasa tartışmaları dahilinde konuşan DAD Genel Sekreteri Murat Işık, “Alevilerin vergileri ile Sünni inancı besleniyor. Camiler yapılıp Sünnilere olanaklar sağlanıyorsa bu devlet demokratik değildir. Devlet, Alevilere yönelik asimilasyon politikalarından vazgeçmelidir. Demokratik bir Anayasanın temelinde bunlar yatar” dedi.
Eşit yurttaşlık temelinde taleplerinde ısrarlı olan Aleviler yeni bir Anayasa yapılması konusunda ısrarını sürdürüyor. Demokratik Alevi Derneği (DAD) Genel Sekreteri Murat Işık, “Tüm toplumsal kesimler gibi Aleviler de demokratik bir zeminde, özgür, gerçekten ortak bir yaşamı arzu ediyor” dedi.
Işık, demokratik bir sistemde yaşama arzusunu hiç gündemden düşmeyeceklerini de dile getirerek “Yeni bir anayasa yapım süreci olacaksa bir kere devletin demokratik bir zemine çekilmesi gerekiyor. Her kesimin kendini özgürce ifade edebileceği bir zemine geçilmesi lazım. Dolayısıyla yürürlükte olan başkanlık rejimi Anayasası ve 1980 askeri faşist Anayasası da dahil ki yürürlüktedir ve onu temel alarak bugün hukuk işletiliyor ya da Türkiye’deki siyasal sistem bunun üzerinden işletiliyor. Bunun bir kere ortadan kaldırılması ve yeni, gerçekten tüm toplumun kendini içinde hissedebileceği demokratik bir Anayasa süreci başlatılması lazım. Biz buna Alevice şöyle diyoruz; ‘tüm toplumsal kesimler razılı rızalı bir şekilde bu sürece dahil olmalıdır’. Çünkü biliyoruz ki bu sistem otokratiktir, faşisttir, dincidir, Türkçüdür ve sadece bir etnik siteyi ifade ediyor ve bu anayasa erkek egemendir. Dolayısıyla doğaya duyarlı değildir. Bugünkü zemini normalleştirip demokratikleştirmeliyiz” diye konuştu.
“HENÜZ BİR AKIL ORTAYA ÇIKMADI”
Işık, yeni bir Anayasanın mutlaka tüm toplumun gündemine girmesi gerektiğini vurgularken “Ama bir şartla. Burada devletinde adım atması lazım. Bir tür demokratik tartışma düzeninin oluşması gerekiyor fakat görülüyor ki bugün henüz böyle bir zemin oluşmadı. Henüz bir aklın ortaya çıkmadığı gerçeği var” notunu da düştü.
“ANAYASAL EŞİTLİK İSTİYORUZ”
Demokratik bir Anayasa çerçevesinde Alevilerin taleplerini de sıralayan Murat Işık sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şeyden önce bizim eşit yurttaşlık talebimiz öteden beri mevcut. Hiçbir zaman ülkenin eşit, özgür bir yurttaşı olmadık. Diğer toplumsal kesimlere ya da devletin inanç olarak da Sünni inanca hizmet eden bir devlet yapısı olduğu için ötekileştirilen inançlar gibi biz de Aleviler olarak demokratik bir ortamda anayasal eşitlik istiyoruz. Öncelikle anayasada bir etnisite, bir inanç olmamalı. Devlet inanç alanından Kendini geri çekmelidir. Eğer rızalı bir toplumdan bahsediyorsak her kesimin bu Anayasanın içerisinde kendini hissetmesi gerekiyor. Özgürce sözünü söyleyebileceği ‘İşte bu benim Anayasam’ diyebileceği bir zeminin oluşması lazım.”
“VERGİLERİMİZLE SÜNNİ İNANÇ FİNANSE EDİLMESİN”
Bugüne kadar yapılan anayasaların tümünün eşitlik ve özgürlükçü yanlarının eksik kaldığını söyleyen Murat Işık, “Kürtlerin, Alevilerin ve diğer toplumsal kesimlerin kendilerini içerisinde hissedebilecekleri bir anayasal zemin henüz oluşmamıştır. Dolayısıyla yeni bir süreçten bahsedilecekse bunun eşit yurttaşlık temelinden gelişmesi gerekiyor” dedi ve şunları ekledi:
“Dolayısıyla bizim vergilerimizle Sünni inancının finanse edilmesini istemiyoruz. Bizden toplanan vergilerle Milli Eğitim’de oluşturulan müfredatla Alevilerin asimile edilmesini reddediyoruz. Örneğin Diyanet kurumunun lağvedilmesi gerekiyor. Demokratik bir devlet yapısında Diyanet’in işi olmamalıdır. Elbette laiklerin kadar dindar kesimlerin de bu Anayasada kendini rahatça ifade edebilecekleri, inançlarını yerine getirebilecekleri bir demokratik zemin oluşması lazım. Ama eğer Alevilerin vergileri ile Sünni inancı, örneğin camiler yapılıp onlara olanaklar sağlanıyorsa bu devlet o zaman demokratik değildir. Devlet Alevilere yönelik asimilasyon politikalarından vazgeçmelidir. Demokratik bir Anayasanın temelinde bunlar yatar.
Örneğin cemevleri meselesinde devlet bir taraftan bir inancı finanse ederken 7-8 tane Alevi çalıştayı yaptı. Cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olması meselesini bir türlü kabul etmiyor. Bunu kabul etmediği oranda da cemevleri üzerinden dergahlarımıza da el koyup bizi Şii ve Sünni İslam içerisinde bir noktaya çekip eritmeye çalışıyor. Bu tutumdan devletin vazgeçmesini istiyoruz ve her inanç kendi kendini finanse etmelidir.”
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.