PİRHA- Güvenç Abdal Ocağı dedelerinden Sefa Öztürk, sosyal medya hesabından yaptığı “ve sevgi ve saygı” başlıklı paylaşımda, dünyada meşruiyeti oylanan tek inancın Alevilik olduğuna dikkat çekerek, “Dinlerin, inançların üzerinde devlet eli, egemenliği ve otoritesi olmamalıdır” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ocak ayı meclis toplantısında cemevlerinin imar planına ibadethane olarak işlenmesi önergesinin AKP ve MHP tarafından ret edilmesine ilişkin Güvenç Abdal Ocağı dedelerinden Sefa Öztürk, sosyal medya hesabında bir yazı yazdı.
“KUTSALİYETİN REFERANDUMU, OYLAMASI OLMAZ”
“Her masumane inanç kutsaldır ve hiç bir inanç siyasetin, zümrenin ve soyun çıkarlarına hizmet edecek bir biçimde yorumlanamaz” diyen Öztürk, “Yorumlanmamalı. İnançlar mantık çerçevesinde değerlendirilemez, değerlendirilmemeli. Çünkü inançlar matematiğe tabi değildir. Kutsaliyetin referandumu olmaz, oylanamaz, çokluğu veya azlığı tartışılamaz. Ve fakat dünyada başkaları tarafından meşruiyeti oylanan tek inanç Aleviliktir. Her konu, materyal ve maddenin dinsel- mukaddesatçı- terimler üzerinden yorumlandığı süreçte salt cemevleri üzerinden bir mücadele anlayışı çerçevesine oturtulması da bir başka sorundur. Bizlerin, inançların veya dinlerin yapılan her türlü hukuksuzluğun kılıfı haline getirilmesine çok şiddetli bir biçimde itirazımız vardır. Hiç bir kutsaliyet haksızlığın aracı, aparatı olmamalıdır” dedi.
“İNANÇLARIN ÜZERİNDE DEVLET ELİ OLMAMALI”
Aleviliğin; sevginin ve saygının ete, kemiğe ve tırnağa bürünmüş hali olduğunu belirten Öztürk dede, “Yaradanı var olanda gönül gözüyle görerek aşk- meşk noktasında içselleştirmektir. Bir ırka, coğrafyaya sığmaz, genişliği gökyüzü, derinliği de denizdir. Cömertliği topraktır; toprak anadır” diyerek şunları ifade etti:
“Dinlerin, inançların üzerinde devlet eli, egemenliği ve otoritesi olmamalıdır. Olursa din mülk haline gelir ve mülk kutsal olma özelliğini kaybeder. Yani şahsileşir. Biz de bu noktaya itiraz ediyoruz, inançlar ve dinler inananların manevi dünyasına bırakılmalıdır. Din, kişi nasıl inanıyorsa öyledir, ona don biçmek saygısızlıktır. Biz sevgiye inanıyoruz; sevgi ve saygıya, öyle coğrafya, din, dil, ırk , cinsiyet, mezhep bize uymaz. Bizim mürşitimiz, pirimiz, rehberimiz, talibimiz ve cümleden ulu “yolumuz” vardır ve bize kafidir.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.