PİRHA- Mersin Demokratik Kurumlar Platformu, Abdullah Öcalan’a yönelik mutlak tecridin sona erdirilmesi ve AİHM kararlarının uygulanması için basın açıklaması yaptı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 15 Eylül toplantısı öncesi yapılan açıklamada, “Umut hakkı temel bir insan hakkıdır” vurgusu öne çıktı.
Mersin Demokratik Kurumlar Platformu, Abdullah Öcalan’a “umut hakkı”nın uygulanması için DEM Parti Akdeniz İlçe binası önünde basın açıklaması yaptı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 15 Eylül’de yapacağı toplantı öncesi “Umut Hakkı Derhal Uygulansın, Yasal Düzenlemeler İçin Harekete Geçilsin!” başlığıyla yapılan açıklamaya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin şubeleri, Barış Anneleri, DEM Parti Mersin il ve ilçe örgütleri katıldı.
Basın açıklamasını ÖHD genel merkez yöneticisi ve ÖHD Mersin şube yöneticisi Bekir Yüksel okudu.
“BU HAKKIN TEMİNATI ÖZGÜRLÜKTÜR”
Bekir Yüksel, 2003’te yapılan başvuru sonucu AİHM’nin Öcalan/Türkiye (No.2) kararına atıfta bulunarak, “AİHM, Sayın Abdullah Öcalan’ın hiçbir koşulda salıverilme imkanı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesine aykırı bulmuş, bu durumu ‘umut hakkı’nın ihlali olarak değerlendirmiştir. Türkiye, geçen 11 yıla rağmen bu konuda herhangi bir yasal düzenleme yapmadı. Umut hakkı yalnızca bir bireyin değil, toplumsal barışın da temelidir. Bugün bu ülkede 4 binden fazla hükümlü, aynı işkence yasağına aykırı düzenlemelerle karşı karşıyadır. Umut hakkı sadece Sayın Öcalan için değil, binlerce insan için geçerli olmalı ve yasal güvence altına alınmalıdır” dedi.
“BARIŞIN HUKUKU UMUT HAKKINDAN GEÇER”
Yüksel, BM İşkenceye Karşı Komite’nin Ağustos 2024 tarihli raporunu da hatırlatarak, 4 binden fazla ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün işkence yasağına aykırı koşullarda tutulduğuna işaret ederek, “Türkiye, bir Avrupa Konseyi üyesi ve AİHM’nin yargı yetkisini tanıyan bir ülke olarak, bu kararları uygulamak zorundadır. Demokrasi ve hukukun gereği budur. Umut hakkı uygulanmadıkça, bu ülkede barışın, adaletin ve demokratik dönüşümün önü tıkanmış olacaktır. Bu tarihi dönemin hukuki güvencesi umut hakkının hayata geçmesi ile mümkündür. Barışın demokratik entegrasyonu da bu hakkın yasal adımlarının atılmasına bağlıdır” diye konuştu.
YETKİLİLERE VE TOPLUMA ÇAĞRI
Bekir Yüksel son olarak,Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Adalet Bakanlığı ve tüm yargı mekanizmalarını AİHM kararlarını uygulamaya ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya çağırdı: “Demokratik kamuoyu, halk, hukuk kurumları ve tüm siyasi partiler bu hakkın uygulanması için sorumluluk almalıdır. Umut hakkı yalnızca bireylerin değil, toplumun da geleceğidir.”
PİRHA/ MERSİN
Yoruma kapalı.