Alevi Haber Ajansi

Mersin Eğitim-Sen Başkanı: EBA, öğretmeni ve öğrenciyi pasifleştiren bir sistem

PİRHA- Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, dünyanın ekolojik dengesinin insan eliyle önemli oranda bozulduğunu, bunun sonucu olarakta salgın hastalıkların olduğunu belirtti. Sümbül, başlatılan uzaktan eğitim uygulamasını da eleştirerek, “Eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştiren, öğrenci ile öğretmen arasındaki bağı zayıflatan ve hem öğrenciyi hem öğretmeni pasifleştiren bir sistem” dedi.  

Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının ortaya çıktığı 11 Mart tarihinden hemen sonra ilk ve ortaöğretim ile üniversiteler tatil edildi. Bir hafta okul tatili ve 1 haftalık uzaktan eğitim kararının süresi bu hafta sonu dolacak. Uzaktan eğitimin devam edip etmeyeceğine Sağlık Bakanlığı başkanlığındaki Bilim Kurulu’nun karar vermesi beklenirken, eğitim sistemindeki sorunlar da bir kez daha tartışma konusu oldu.

Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, koronavirüs salgını ve örgün eğitimden uzaktan eğitime geçişe dair sorularımızı yanıtladı.

“KAPİTALİZMİN KÂR HIRSI DOĞANIN DENGESİNİ ALTÜST ETTİ”

DİREN KESER-Öncelikle Koronavirüs salgını ilgili ne düşünüyorsunuz?

MAHMUT SÜMBÜL-Bir Biyolog olarak öncelikle şunu belirtmeliyim: Dünyanın ekolojik dengesi insan eliyle önemli oranda bozuldu ve mevsimlerin girişkenliği arttı. Kapitalist modernizmin daha çok kazanç hırsıyla yaptığı bu tahribat doğada yaşayan canlıların yaşam alanlarını daralttı ve türleri yok olmakla karşı karşıya kaldı. Sistemin sömürüsüne maruz kalan insanlar ise yaşam şekillerini, beslenme alışkanlıklarını değiştirerek hayata tutunmaya çalışıyor. Hal böyle öyle olunca birçok canlı kendine yeni yaşam alanları bulmaya çalışıyor. Bunun sonucu olarak virüs salgınları ve daha birçok hastalık yaygınlaşmaya başladı. Birkaç yıl önce gündemde olan virüs salgınları ( Domuz gribi, SARS vb.) hatırlanmıyor bile. Fakat şimdi de yeni ve daha yoğun görülen bir virüsle uğraşmak zorunda kaldık: Koronavirüs (Covid-19). İsmini özellikle belirttim çünkü diğer virüs çeşitlerinde örneğin grip virüsünde olduğu gibi bir süre sonra evrimleşerek farklı bir forma dönüşebilir. Daha önceki salgınlarda geliştirilen aşıların da bu nedenle salgında önleyici olamadığını belirtmeliyim. Fakat birçok ilaç firmasının da bundan büyük kazançlar sağladığı/sağlayacağını unutmayalım. Sistemin insan yaşamını öncelemeyen, daha çok sömürmeye devam eden ve bunu bize büyüme, gelişme diye sunan politikaları bu salgınla önemli oranda teşhir oldu. En gelişmiş, büyük, uygar diye bize sunulan AB ülkelerinin, ABD’nin sağlık politikalarının düştüğü durum, salgının sistemin krizine dönüştüğü ve yaşamımızın bundan sonra çok etkileneceği yönündedir. Bundan en çok olumsuz etkilenecekler de tüm ötekilerdir. Yukarıda sistem için söylediklerimden fazlasını ülkemiz için de söylemeliyim. Özellikle toplum olarak virüs salgını ile uğraştığımız bir dönemde iktidarın doğayı rantiyeye peşkeş çekecek yasaları gündemine alması, halkın oylarıyla seçilen belediyelere kayyım ataması, cezaevlerinde salgına önlem diye partilere sunduğu ceza infaz paketinde düşünce suçlularını içeride tutarken uyuşturucu tacirlerini, taciz ve tecavüzcüleri salma girişimi zihniyetini ve salgını nasıl fırsata çevirdiğini gözler önüne seriyor. Salgına önlem olarak birkaç gün önce açıklanan ekonomik paket de sermaye ve kendi yandaşlarına çıkarılırken emekçiler görmezden geliniyor. Salgından en çok etkilenen yaşlıların payına da maske ve kolonya kaldı. Koronavirüs konusundaki tek doktora çalışmasını yapan bilim insanını, sağlıkta deneyimli kadrolarını ihraç eden iktidar yeni atamalarla önlem almaya çalışıyor. Aşı üretecek deneyimli kurumunu kapatan, parasız ve nitelikli sağlık hakkını savunanları ihraç eden, sağlık sistemine bilimsel katkıları olacak barış ve insanlık yanlısı akademisyenlerini üniversitelerden uzaklaştıran iktidar bu politikalarıyla salgına da sorunlarımıza da çözüm olamaz. Birkaç ay sonra bu salgını unutacağız belki ama sağlık ve eğitim sistemindeki aksamalar ileride hayatımızı olumsuz etkilemeye devam edecek. Onun için emekçileri, ötekileştirilmiş tüm kesimleri daha zorlu mücadele günleri bekliyor. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

“EBA, HEM ÖĞRENCİYİ HEM ÖĞRETMENİ PASİFLEŞTİREN BİR SİSTEM”

Hükümet önlemler çerçevesinde okullara ara verip EBA üzerinden eğitim başlattı. Bu çalışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sistemi okullarda uzun süredir var ama bugünlerde ismi daha fazla duyulur oldu. Altyapı yetersizliği ve içeriğindeki sıkıntılar, kırsal kesimde yeteri kadar yaygınlaştırılamaması ve kullanımı için yeterince eğitim verilememesi ile tartışılan bir sistemdi. Eğitimde önde olan ülkelerin terk ettiği, bireysel farklılıkları görmezden gelen, eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştiren, öğrenci ile öğretmen arasındaki bağı zayıflatan ve hem öğrenciyi hem öğretmeni pasifleştiren bir sistem. Kurulumu ve malzeme tedariki ile de yandaşlarını zengin eden bir yönü olduğunu da belirtmek gerekiyor.

“SENDİKA OLARAK KATKI SUNMAYA HAZIRIZ”

Bu uygulamanın devam edeceğine dair sinyaller var. Uzaktan eğitim hükümetin nihai hedefi midir?

Bugünden ilerisine dair öngörüde bulunabilmenin zorluğu eğitim-öğretim alanında da farklı alternatifleri hesaba katmayı zorunlu kılıyor. Bu nedenle de okulların açılmasının bu dönem zor olduğunu ve MEB’in hazırlıklarını buna göre yapması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Bu da daha ciddi bir planlama ve hazırlık gerektiriyor. Sınavlara hazırlanan gençlerin kaygılarının bir an önce giderilmesi gerekiyor. Bu ve benzeri konularda sendika olarak her katkıyı vermeye hazır olduğumuzu vurgulamak isterim.

“MEB, KONU İLE İLGİLİ TÜM KESİMLERİ HIZLA ÇALIŞMALARINA DAHİL ETMELİDİR”

EBA’nın içeriğine dair de eleştiriler var. İdam görüntülerinin verilmesi, ilahi dinletilmesi gibi. Laik, bilimsel ve anadilde eğitimi savunan sendika olarak ne düşünüyorsunuz?

Salgın nedeniyle okullara ara evrilmesiyle de bu sistemin eksikleri daha kolay görüldü. Uzaktan eğitim için MEB’in yürüttüğü hazırlıkları önemsemek gerekiyor. Fakat bu hazırlıklar yürütülürken eğitimin tüm taraflarının işe dahil edilmemesi, müfredat ve içerikler uzmanların, bilim insanları ve pedagogların kontrolünden yeterince geçirilmeyince büyük sıkıntılar yaşandı. İlk gün ortaya çıkan olumsuzluklar insanları dehşete düşürdü ve salgını fırsata çevirerek dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin maskesini düşürdü. İdam ve kafa kesme görüntüleri ile ilahiler bu işin sembolü olurken, içerikteki politik ve bilimsel olmayan bilgiler ile din eğitiminin ağırlığı gözden kaçmadı. Çağdaş, laik, parasız, bilimsel ve anadilinde bir eğitimi savunan eğitim ve bilim emekçilerini ihraç eden sistemin eğitim politikalarının ihtiyaçlarımızı karşılaması mümkün değildir. Tüm bu yaşananlardan çıkarılacak tek bir konu vardır. O da, arkadaşlarımızın bir an önce göreve başlatılmalarıdır.

EBA TV ile ilgili planlama ve ders içeriklerinin belirlenmesinde yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç var. İçerik ve görseller yayınlanmadan önce bilim insanlarından oluşan bir kurul tarafından mutlaka değerlendirilmelidir. Bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan, pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler ayıklanmalıdır. Tablet dağıtımı ve internet erişimi öğrencilere bu sürede sınırsız ve ücretsiz olmalıdır. MEB konu ile ilgili tüm kesimleri hızla bu çalışmaya dahil etmelidir.

Diren KESER/MERSİN

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak