PİRHA-Mersin Cemevi’nde, ‘Tarihsel ve Sosyolojik Bir Olgu Olarak Alevilik’ paneli yapıldı. Tarihçi Yazar Erdoğan Aydın, Aleviliğin İslamiyet’le ilişkisi ve Aleviliğin tarihsel süreci hakkında bilgi verirken, Aleviliğin temel ögeleriyle İslamın temel ögelerinin uyuşmadığını vurguladı. Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan da, dünyada Alevi kimliğinin tanınmasına rağmen, Türkiye’de tanınmamasını eleştirdi.
Mersin Cemevi, ‘Tarihsel ve Sosyolojik Bir Olgu Olarak Alevilik’ paneli düzenledi. Moderatörlüğünü İşadamı- Yazar Mustafa Gülerin yaptığı panelde, konuşmacı olarak Tarihçi- Yazar Erdoğan Aydın, Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan katıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz kısa bir açılış konuşması yaptı.
“ALEVİLİĞİN ÖZGÜN KARAKTERLERİNİ BOZMAYA ÇALIŞAN GÜÇ ODAKLARI VARDIR”
Aleviliğin İslamiyet’le ilişkisi ve Aleviliğin tarihsel süreci hakkında bilgi veren Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, “Aleviliğin temel öğelerine bakıldığında Alevilik İslam içinde değildir. İslam’ın temel ögeleri, Aleviliğin temel öğeleriyle uyuşmamaktadır. Bu tartışma birbirimizden ayrışma ve kavga nedeni olmamalıdır. Avusturya Devleti Aleviliği inanç olarak kabul etti. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı bütçesinden yardım almaya çalışarak Alevileri mahkum etmeye çalışanlar var. Alevileri sola düşmanlaştırmaya çalışanlar var. Aleviliğin özgün karakterlerini bozmaya çalışan güç odakları vardır. Aleviliğin farklı tanımları olabilir. Bu da inanç dışlama ve ayrışma nedeni olmamalıdır. Bu inanç binlerce yıl içinde Yol bir Sürek bin bir, diyerek kendi iç demokrasisini, felsefi ilkesel temellerini atmış olan bir inançtır. Alevilerin eşit yurttaşlık haklarını gölgelemeden, Alevi kurumlarını güçlendirerek, ülkemizi laik, demokratik, hukuk devleti yapılması mücadelesinden vazgeçilmemelidir. Alevilik nedir, Alevilik nerden geldi, temel değerleri nelerdir konularında özgürce tartışabilmeliyiz’’ dedi.
“ALEVİLER KENDİNİ GİZLEMEK ZORUNDA KALDI”
Sosyolojik olarak Alevilik konusunda bilgi veren Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan da, “1980 yılında kentlerde Alevilerle Sünnilerin karışık yaşadığı mahallede, Aleviler ramazan ayında mahalle baskısı ve politik baskıyla karşı karşıya kaldılar. Oruç tutmadığı halde, baskılardan çekinerek, sahurda ışığını açmak zorunda olmuşlardır. Kamusal alanda Aleviliğinin tanınmaması nedeniyle Aleviler kendini gizlemek zorunda kaldı. Avusturya Alevi kimliğini tanıdı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Alevilerin açtığı davada bu kimliğin Türkiye’de tanınmasına yönelik karar verdi. Türkiye hala direniyor Alevilik dünya tarafından tanınıyor, sadece ana vatanı tarafından tanınmıyor” diye konuştu.
İzleyenlerin soruları, panelistler tarafından cevaplandırıldı ve panel sona erdi.
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.