PİRHA- Yerine kayyım atanan ve 2016 yılında gözaltına alınıp tutuklanan Dersim Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Ali Bul Cezaevlerinde hak ihlallerinin giderek arttığını ifade ederek, “Türkiye’de bir bütün olarak demokratik değerlerin işlediği bir sivil anayasa ve ülkedeki demokratik siyasetin önünün açılması gerekiyor” dedi.
Yerine kayyım atanan ve 2016 yılında gözaltına alınıp tutuklanan Dersim Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Ali Bul tahliye oldu. 17 Kasım 2016 yılında “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan ve Tunceli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen Bul, 5 Eylül’de Sincan 1 Nolu F tipi Cezaevi’nden tahliye edildi.
Mehmet Ali Bul ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, Alevi inancına yönelik asimilasyon politikaları, kayyım politikasına ilişkin sohbet ettik.
Cezaevlerinde hak ihlallerinin giderek arttığını ifade ederek sözlerine başlayan Mehmet Ali Bul, “Türkiye’de bir bütün olarak demokratik değerlerin işlediği bir sivil anayasa ve ülkedeki demokratik siyasetin önünün açılması gerekiyor” dedi.
“KAYYIM POLİTİKASINA KARŞI YEŞİL SOL PARTİ’NİN YEREL SEÇİMLERE KATILMAMASI GEREKİYOR”
PİRHA: İKTİDARIN KAYYIM POLİTİKASINA KARŞI NELER YAPILMASI GEREKİYOR?
MEHMET ALİ BUL: Bizden sonraki seçimlerde tekrar kayyımun atanması bundan sonraki seçimlerde de kazandığımız yerlere kayyım atanacağının göstergesi. O yüzden ben Yeşil Sol Parti’nin yerel seçimlere katılmaması gerektiğini düşünüyorum. Seçimleri protesto edecek bir pozisyon alınması gerekiyor.
Bu politikaya ancak böyle cevap olunabilir, aksi takdirde 40 yıldır süren sorunun çözümü aşamasında herkesin daha aklı selim düşünmesi gerekir diye düşünüyorum. Yerel seçimlerde 100 tane belediye alsak da ikinci gün kayyım atandığı zaman seçime girmenin bir anlamı yok. Kayyım politikasına karşı Yeşil Sol Parti’nin seçimleri boykot ederek bir cevap olabileceğini düşünüyorum.
“DERSİM CİDDİ BİR GÖÇ VERDİ”
-Cezaevinden çıktıktan sonra Dersim’e ilişkin izlenimleriniz nelerdir?
3-4 günlük bir süreç ama ekonomik duruma bakmaksızın geleceğe olan umutsuzluğun kentte ciddi bir göç verdiğini kalanların da uyuşturucu bataklığına sürüklendiğini gördüm. Daha dinamik ve canlı bir Dersim görmedim.
“5 YIL BOYUNCA TECRİT UYGULANDI”
-Cezaevinde yaşadığınız bir anınızı anlatabilir misiniz?
2 sene boyunca Kocaeli’de kaldım daha sonra Ankara’ya götürüldüm. 5 yıl boyunca Ankara’da İdris Baluken ile birlikte kaldım. İki kişi spora çıkıyorduk, iki kişi dışında oturduğumuz ve konuştuğumuz kimse olmadı. Voleybol veya basketbol oynadığımızda birbirimizi alkışlıyorduk. 5 yıl boyunca bize iki kişilik bir tecrit uygulandı, uygulamalar insani değildi ama bizi insan sevgisinden uzaklaştırmadı.
“SÜREKLİ YENİ TİP CEZAEVLERİ YAPARAK ÜLKENİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORLAR”
-Y ve S Tipi Cezaevleri yapılarak ne amaçlanıyor?
Zindanların tarihine bakıldığında her dönemde kendine özgü uygulamaları mevcut. 2000’li yıllarda F Tipi Cezaevleri hayata geçirildiğinde 32 insan öldürüldü. F Tipi Cezaevlerinde sadece fiziksel değil aynı zamanda ruhsal bir işkenceye dönüşen bir model. Alfabede harf bırakmadılar sürekli yeni tip cezaevleri yaparak ülkenin sorunlarını çözmeye çalışıyorlar bu durum da ülkedeki kaosu derinleştirdiğini görüyoruz. Hiç kimse ülkedeki sorunları mahkemelere ve cezaevlerine havale ederek çözmemiştir.
“ALEVİ İNANCINA YÖNELİK ASİMİLASYON BİR DEVLET POLİTİKASIDIR”
-Alevi inancına yönelik asimilasyon politikaları sürüyor yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece AKP döneminde değil uzun yıllardır Alevi inancı dışlandı. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında bağlama sazları yasaklandı. Alevilere uygulanan asimilasyon politikasını baş mimarı da CHP’dir ve bu devletin bin asırdır süren bir politikasıdır. Alevi inancını ötekileştirme politikalarının devamıdır. Alevilere yönelik asimilasyon politikası CHP döneminde yaşanmıştır ve AKP döneminde de bu politikalar devam ettiriliyor.
Mehmet Ali Bul ile sohbetimiz Selahattin Demirtaş’ın bestelediği ‘Sarılmaz yürek yarası’ türküsünü seslendirmesiyle sona erdi.
Cihan BERK-Nuray ATMACA/DERSİM
Yoruma kapalı.