PİRHA- HDP Milletvekili Zeynel Özen, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a Milli Eğitim Bakanlığı’nın siyasal İslamcı cemaat vakıfları ve dernekleri ile imzaladığı işbirliği protokolünü sordu. Özen, devletin resmi eğitim kurumlarının Anayasanın Laiklik ilkesini hiçe sayarak, Alevi ailelerin çocukları dahil farklı inanışlardan olan öğrencilere başka bir inancın ibadethanesini ve ibadetini dayatıp bunun üzerinde bir puanlandırma yapmanın amacı ve nedenleri nelerdir? diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın siyasal İslamcı cemaat vakıfları ve dernekleri ile imzaladığı işbirliği protokolu ile 6-13 yaşındaki çocuklara 5 vakit namaz dayatmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordu.
“HER NAMAZ VAKTİ İÇİN FARKLI PUAN UYGULAMASI”
Özen, Milli Eğitim Bakanlığı dini dernek ve vakıflarla bir protokole imza attığını ve yarıyıl tatilinde 6-13 yaş arası öğrencilerin camilere götürüleceği ve 5 vakit namaz uygulaması getirileceğini duyurduğunu belirtti.
Yapılan duyuruda; “‘Haydi Çocuklar Camiye Projesi’ ile Hedefimiz ‘Ağaç yaşken eğilir’ atasözünden yola çıkarak çocuklarımıza camide cemaatle namaz kılma şuuru kazandırmak, camilerimize gitmenin milli ve manevi sorumluluğumuz olduğu bilincini vermek ve güzel ahlaklı nesiller yetişmesine katkı sağlamaktır” ifadelerinin kullanıldığını vurgulayan Özen, bununla ilgili hazırlanan “Namazını camide kıl, puanları topla, ödülünü kap” gibi sloganlarla çocukların her namaz vakti için farklı puanlar kazanmasını planladıklarını kaydetti.
“İSLAM VE SÜNNİLİK DAYATILIYOR”
HDP’li Özen, iktidarın eğitim sistemini sadece bir inancı (İslamı ve Sünniliği) referans alarak, başta Alevi çocukları olmak üzere, tüm farklı inanç gruplara kendi dinsel eğitimini dayattığını vurguladı. Bu uygulamanın başta çocuk hakları olarak laiklik ve inanç özgürlüğüne aykırı olduğunu kaydetti.
Alevilerin zorunlu din derslerinin kaldırılmasına dair AİHM’de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kazandığı davaları da hatırlatan Özen, imzalanan bu protokolle anayasanın 2. maddesinde belirtilen laiklik ilkesinin çiğnendiğini kaydetti.
“DEVLETİN RESMİ KURUMLARI ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİNİ HİÇE SAYIYOR”
Bu kapsamda HDP’li Özen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a şu soruları yöneltti:
- Alevilerin zorunlu din derslerinin kaldırılmasına dair AİHM’de kazandıkları davalara rağmen, mevcut anayasanın laiklik ilkesi, AİHM kararları ve uluslararası hukuk dikkate alınmadan artık zorunlu din derslerinin de ötesinde eğitimin tamamen dinselleştirilmesine gerekçe olarak sunulan; “güzel ahlaklı nesiller yetişmesine katkı sağlamak” amacı kime göre ve neye göre belirlenmektedir? Neden “güzel ahlaklı nesiller yetiştirmek,” resmi bir dini niteliği olmayan laik bir ülkede sadece tek inanca ve yoruma mahsus olarak tanımlanmaktadır?
- Devletin resmi eğitim kurumlarının anayasanın laiklik ilkesini hiçe sayarak, Alevi ailelerin çocukları dahil farklı inanışlardan olan öğrencilere başka bir inancın ibadethanesini ve ibadetini dayatıp bunun üzerinde bir puanlandırma yapmanın amacı ve nedenleri nelerdir?
- Milli Eğitim Bakanlığı bu imzalanan protokolle sadece bir inanca ayrıcalık tanıyarak, çocuklara sadece o inancın tebliğini yapıp diğer inançlardaki tüm öğrencilere dayatma mantığına sahip değilse, benzeri dini projeleri farklı inançlar içinde gerçekleştirmeyi düşünmekte midir?
Yoruma kapalı.