PİRHA- Okullarda bu yıl ilk ders ‘Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatanı Korumak’ temasıyla işlenmeye başladı. Ekolojist ve Avukat İpek Sarıca, bu projeyi asıl sorunların üstünü örten ‘yeşil bir boyama’ olarak değerlendirirken, Eğitimci Bülent Karakaş ise orman yangınlarına yetersiz müdahaleleri hatırlatarak Diyanet’e ayrılan bütçe ile 100 yangın uçağının alınabileceği gerçekliğine işaret etti.
Okullarda bu yıl ilk ders “Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatanı Korumak” temasıyla işlenmeye başladı. 2025-2026 eğitim öğretim yılı boyunca çevre çalışmalarına rehberlik etmek için “Yeşil Vatan Tematik Takvimi Uygulama ve Yönetim Rehberi” hazırlandı.
İçerikte okullarda doğa sevgisinin pekiştirilmesi, orman yangınlarına karşı farkındalık, fidan dikimi ve orman temizliği gibi çalışmaların sürdürülmesinin heflendiği “Yeşil Vatan Korunması” projesi birçok okulda uygulamaya konuldu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla yayımlanan “2025-2026 eğitim ve öğretim yılına ilişkin iş ve işlemler” konulu genelge tüm illere gönderildi.
Orman alanlarının sermayeye peşkeş çekilerek imara açılması, orman yangınlarına yönelik müdahalenin eksikliği ve yetersiz ekipmanın bulunması, ülkenin tamamının maden arama sahasına çevrilmesi gün yüzünde iken yeni eğitim-öğretim yılında böyle bir projenin gündeme getirilmesi birçok çevreden ‘Bu nasıl bir çelişki’ tepkilerine yol açtı.
“MADENLERİN ORTAYA ÇIKARDIĞI SUSUZLUK FATURASI YURTTAŞLARA KESİLİYOR”
Ege Çevre ve Kültür Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda da İkizköy avukatlarından olan İpek Sarıca, İzmir’de bir süredir devam eden susuzluğun faturasının yurttaşlara çıkarılmak istendiğine vurgu yaparak, “Evet bu olması gereken bir çalışma, ama böyle olmaması gereken bir çalışma. Bu sene İzmir Büyükşehir Belediyesi yurttaşlara ‘az su kullanın’ diye çağrılarda bulundu ve geçtiğimiz haftaya kadar devam eden su kesintileriyle başa çıkmamızı talep etti. Bunun yanında da su kaynaklarını tüketen Efem Çukuru, Bergama’daki maden ocaklarının ortaya çıkardığı susuzluğun faturasını biz yurttaşlara lanse edilmeye çalışıldı. Ben bunun da biraz benzer olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“SORUNUN ÜSTÜNÜ ÖRTEN ‘YEŞİL BİR BOYAMA’
İpek Sarıca, İkizköy’de maden ocakların tahrip etitği alanlara öğrencilerin fidan dikmeye götürüldüğünü belirterek, “Örneğin fidan dikimi. Rehabilite edilmeye çalışılan bir maden arazisine gidip fidan mı dikecekler? Aklıma gelen bu ve bunu Muğla’da her sene uyguluyorlar. İkizköy’de bulunan maden ocaklarının yeşertilmesi için çocukları fidan dikimine götürüyorlar. Asıl sorunu çözmek yerine onların üstünü örtecek ‘yeşil bir boyama’. Bunu yapılarını aslında ‘yeşil bir boyama’ şeklinde tanımlayabiliriz” dedi.
“DOĞANIN KORUNMASI DAHİ ULUS-DEVLET KAVRAMINA SIĞDIRILMIŞ”
İpek Sarıca şöyle devam etti:
“Bir kavramda çok dikkatimi çekti; ‘Yeşil Vatanın Korunması’. Doğanın korunması bile ulus-devlet kavramının içerisine sağdırılmış. Hatırlayalım Akbelen’de de şu şekilde bir şarkı vardı; ‘Komutan savunduğun o vatanın içinde bu ağaçlarda dahil’. Kaz Dağları’nda bulunan altın madenleri bir tek Türkiye’deki yeraltı sularını kullanmıyor, bu yeraltı suları Yunanistan Midilli Adası’na kadar varıyor. Hatta Muğlalıların ‘Kaz Dağlarında kuyuya düşen bir koyun Midilli’deki Dimitri amcanın kuyusundan çıkmıştır’ anlatısı vardır. Evet bu yapılması gereken bir şey ama bu yöntemlerle de olamaz. Çocuklara daha çok çevre eğitimi konusunda eğitimler verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“KULAĞA HOŞ GELİYOR, AMA GELİP GEÇİÇİ”
Eğitim-Sen İzmir 6 Nolu Şube Başkanı Bülent Karakaş da son maden yasasını hatırlarak, bunun tamamiyle sermayenin ranta ulaşmasına giden yol bir yasa olarak gördüğünü ifade etti. Karakaş, “Orman yangınlarına karşı ‘Yeşil Vatanı Korumak’ cümlesi kulağa hoş geliyor açıkçası. Ancak bunlar gelip geçici olmamalı. Eğitim müfredatı içerisinde bunların tamamı ile yerleştirilmesi gerekiyor. Bakıyoruz; yeni maden yasasında ÇED raporunun gerekli olmadığına dair cümleler geçiyor. ÇED raporuna karşı olumlu veya olumsuz bir cevap iletilmemiş ise bu olumlu sayılarak maden aramalara devam ediliyor. Bu yasada sermayeder madencilerin her alanda ranta ulaşması sağlanıyor. Biz Eğitim-Sen olarak bunun doğru olmadığını savunuyoruz. Madem ki böyle bir duyarlılık var, yangın söndürme uçaklarının alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“DİYANET’E AYRILAN BÜTÇEYLE 100 SÖNDÜRME UÇAĞI ALINABİLİYOR”
Ülkede genelindeki son orman yangınlarında yetersiz müdahale gerekçesiyle yanan binlerce hektarlık alanlara işaret eden eden Bülent Karakaş, Diyanet’e ayrılan bütçeyle 100 söndürme uçağının alınabildiğini dile getirdi. Karakaş, “Öyle ki 2023 yılında Diyanet bütçesine ayrılan 102 milyar TL ile 100 tane yangın söndürme uçağı alınabiliyor. Gerçekten ekolojik sistemi, yeşili, doğayı savunuyorsak ve bunu da çocuklarımıza aşılamak istiyorsak Diyanet’e aktarılan bütçenin yarısı bile yangın söndürmeye dair ekipmanlara aktarılırsa günlerce yanan ormanların olmadığını görecektik. Yangınlar daha önce söndürülecek ve binlerce hektar ormanlar yanmayacaktı. Dolayısıyla bu çelişkili durumlardan kurtulup halklara, insanlara, doğaya önem vermek gerektiğini düşünüyorum. Bizler ekolojik bir çevreden, doğayı da insanlığı bir parçası olarak düşünüyoruz. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı’na ve iktidara hatırlatmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.