Alevi Haber Ajansi

Maraş Katliamı tanığı Mahmut Duman: Henüz ailemin mezarına gidemedim, yüreğim dayanmaz!-VİDEO

PİRHA-Maraş Katliamı mağdurlarından Mahmut Duman, yaşadıklarının üzerinden 43 yıl geçse de acısının dinmediğini dile getiriyor. Duman, “Saldırılar sonrası oğlum ve eşimin mezarını dahi ziyaret edemedim” diyerek “Ne suçumuz vardı ki bu zulmü bize yaşattınız?” diye soruyor.

19 Aralık 1978’de başlayıp yaklaşık bir hafta süren Maraş Katliamı’nda saldırıya uğrayan ailelerden birisi de Mahmut Duman ve ailesi oldu. Altı çocuklu Duman ailesinin her bir ferdi, bugün memleketlerinden çok uzaktaki şehir ve ülkelerde yaşamını sürdürüyor. Baba Mahmut Duman ise Ankara’nın en muhafazakar semtlerinden birinde; Keçiören’de, çok katlı bir binanın en üst katında yaşamını idame ediyor.

Doksan yaşına gelen Mahmut Duman, bugün birçok sağlık sorunu ile mücadele ediyor. Katliam sürecinde ve sonrasında yaşadıklarına dair konuşmak üzere Mahmut Duman ile evinde buluştuk.

BEBEĞE DAHİ KURŞUN SIKTILAR!”

Maraş Katliamı’nın üzerinden 43 yıl geçse de hissedilen acı ve sorumlulara karşı duyulan öfkenin dinmediği, Mahmut Duman’ın ilk sözleri oluyor. “Beni Maraş bitirdi” diyen baba Duman, elindeki bastonu koltuğunun kenarına yaslayarak hafızasında kalanları şu sözlerle aktardı:

“Oturduğum mahalledeki çoğunluk Sünniydi. Maraş olayı başladığında ben de o esnada dükkanımda (bakkal) çalışıyordum. O dönemde halim vaktim çok iyiydi. Köyde arazilerim vardı ve iyi gelir sağlıyordum. Ayrıca şehirde dükkan çalıştırıyordum. Evimizi de yeni yapmıştık ki bu Maraş olayları çıktı.

Ben o olaylarda bir taş dahi atmış değilim. Sadece dükkanımda işimle uğraşıyordum. Yaşadığım mahalle fakirdi. O nedenle beni göstererek ‘İşte bir Alevi-solcu da burada var’ diyerek beni göstermişler. Ve evimi bastılar… Gelenlere ‘Ben işimde gücümde bir insanım. 11 senedir buradayım. Sizin bütün aileniz bu dükkana geliyor, sorun bakalım eğer bir yanlışım olmuşsa buradayım’ dedim. Belki 2000 kişi vardı. Mahallede hiçbir fert çıkıp da ‘Bu insanın suçu nedir? Bu ne yaptı, hangi olaya karıştı?’ demedi. Sonrasında biz, evin içerisindeyken yağma kurşuna tuttular. Sonrasında evimizin içinden 120 adet mavzer mermi çekirdeği çıkarmışlardı, hesap et.

O esnada evimizde bir misafir çocuk, eşim ve 16 yaşında bir oğlum vardı. Kızlarım ise evde değildi. İçeriye çok yoğun kurşun sıktılar. Hiçbir kaçacak yerimiz yoktu. Tüm etrafımız çevrilmişti. Tam da o esnada tanıdığım bir Alevi hamile kadını kaçarken tutup karnını yarmışlardı. Bebeğe de kurşun sıktılar. Ondan sonra biz ‘Eyvah!’ dedik. Ne yapacağız diye telaşa düştük.”

“OĞLUMUN VURULDUĞUNU GÖRSEYDİM ‘HENÜZ ÖLMEDİM’ DERDİM”

Mahmut Duman’ın eşi Ümmühan Doğan, Maraş Katliamı’nın ne derece yakıcı olduğunu “Beni sen öldür, bunlara bırakma” sözü ile özetleyen isim oldu. Duman ailesinin evini çevreleyen saldırganlar, “Alevilere ölüm” naraları ile ellerinde silah ve kesici aletlerle kapıya dayandıklarında anne Ümmühan Duman, Mahmut Duman’a yalvarırcasına “Beni sen öldür” diyor. Mahmut Duman ise o esnada elindeki tek bir tabanca ile ailesini korumaya çalıştığını belirterek şunları anlatıyor:

“Eşim, ‘Şu silahlı insanlara bir bak, biz nasıl, nereye gidebileceğiz ki’ dedi. Çaresiz bir haldeydim. Elimde bir tabanca vardı ancak dışarıdakiler çok yoğun kurşun sıkmaktaydı. Mermi sesinden dolayı korku içindeydik. Ben de kendimizi savunmak için tabancayla dört el ateş ettim. Karşı tarafın saldırısı yoğunlaşınca bir mermi alt çenemden girip üstten çıktı. O esnada eşim çığlık atarak ‘Bizi kurtarın, kocamı da vurdular’ dedi.

O ana kadar eve giremiyorlardı. Artık benim de elimden bir çare gelmiyordu. Kapıya 30 civarında kişi dayanıp kırdılar. Sonrasında bizi dışarı çıkarttılar. Beni, eşimi, oğlumu bir de genç bir misafiri… Eşim, ‘Bu çocuk bizim misafirimiz’ dedi. Ardından nasıl oldu ise o çocuğu sorgusuz bıraktılar. O esnada bana saldırdılar. Bir kurşun sıktılar, mermi koluma isabet etti. Diğer bir kurşun ise bacağıma girip çıktı. Gözümden de çok büyük bir yara aldım. Uzun süre tedavi gördükten sonra ancak bu gözümü açabildim. O saldırıda dört kurşun yemiştim.

Hiç bilemedim çocuklarımın vurulduğunu…

Bizi dükkanın önüne diziler. Birisi gelip beni çevirdi, başımda belki 20 kişi vardı. Hepsinin elinde mavzer silahlar… Beni çevirdiklerinde bir daha kurşun sıkarlar diye gözümü yumdum. Vücuduna isabet eden mermi boşta girip çıkmıştı. Ölmeyeceğimi biliyordum. Biri o esnada ‘Gözünü yummuş zaten daha ne diye kurşun sıkıyorsun’ dedi.

Kalabalık azalınca kafamı kaldırıp şöyle bir baktım ki eşimi ve oğlumu vurmuşlar. 16 yaşındaki oğlumun vurulduğunu görseydim ‘Henüz ölmedim’ derdim. Kalabalık başımdan dağılmıştı. Ondan sonra gelen subaylar da hep o saldıran kişilerden yana…”

“ALEVİYİM DİYE BENİ ŞİKAYET EDEN BUNLAR…”

Mahmut Duman, saldırılar sonrasında yaptığı hiçbir şikayetin karşılık bulmadığını sözlerine ekledi. Kimi saldırganları tanıdığını aktaran baba Duman “Kimi şikayet ettiysem götürüp geri serbest bıraktılar” diyerek sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Saldırıda eşimin de beline bir kurşun isabet ederek bel kemiğini kırmış. Hiç konuşamıyordu.

Aradan geçen süre sonrasında beni Adana’ya götürüp ifademi aldılar. Cezaevinde belki 2000 kişi vardı beni aralarına götürüp ‘Bir gez bakalım, tanıyacağım kimse var mı?’ dediler. İçeriye girdim, arkamda ise subaylar geziyor. Bana ‘Bu mu, bu mu?’ diye soruyorlar. Emin olamadım. Belki de hiç suçu olmayan bir kişiyi zan altında bırakacaktım, kimseyi gösteremedim. Ancak komşum olan 7 kişiyi tanıdım.’ Beni şikayet eden bunlar’ diye subaylara söyledim. ‘Benim evimi gösterip Alevi olduğumu söyleyerek şikayet eden kişiler bunlar’ dedim. ‘Tamam’ deyip beni çıkarttılar. Ancak o yedi kişi 6’şar ay gibi yatıp çıktılar.”

SALDIRILAR KATLİAMDAN SONRA DA SÜRDÜ

Mahmut Duman, katliamdan sonra da baskıların dinmediğine işaret etti. Oğluna yapılan saldırı sonrası Maraş’ı terk etme kararı aldığını söyleyen Duman “Erkek olan bir diğer çocuğumu, 4 kişi tutup öldürmeye götürüyorlar. O esnada bizim Alevi gençler görüp müdahale ediyor. Yaşanan arbedede bir Alevi genç bıçaklanıyor. Olayı sonradan duyduğumda Maraş’taki ev-mülk artık gözümden çıktı. Bütün varlığımı düşük fiyata satıp Ankara’ya göçtüm. Rahatladım ancak bugün düşmanımı bilsem affetmem” ifadelerini kullandı.

ANNE DUMAN, ÇEKTİĞİ ACIYA DAYANAMADI!

Mahmut Duman, saldırılarda eşinin bel kısmına aldığı kurşun yarası sebebiyle felç olduğunu da sözlerine ekledi. “Tedavisi için Adana’ya gidiyorduk. Beline isabet eden kurşun sebebiyle yürüyemiyordu” diyen Mahmut Duman, eşinin yaşadıkları sebebiyle travma içerisinde olduğunu belirtti. Münevver Duman’ın defalarca kez intihar girişiminde bulunduğunu söyleyen Mahmut Duman, “Bir gece zehir içerek hayatına son verdi” dedi.

“BENİ TANIRLAR DİYE KORKTUM”

Mahmut Duman, Ankara’ya göç ettikten 4 yıl sonra Maraş’a ziyarete gittiğini aktardı. Duman, evinin olduğu yere kadar gittiğini belirterek “Uzaktan baktım ancak içeri giremedim. Her taraf düşman doluydu. Türkeşçiler vardı. Beni tanırlar diye korktum. Yine saldırırlar korkusu vardı” ifadelerini kullandı.

Mahmut Duman’ın Maraş’a bir sonraki gidişi ise yaklaşık 20 sene sonra olmuş. Katliamın ardından tüm yakınlarının, şehri terk ettiğini söyleyen Duman’ın aktarımları şu şekilde oldu:

“Ben cahil bir insan değilim. Büyük bir baba çocuğuyum. Aslımız Lolanlıdır. Aleviyim ben. Lakin babam Erzurum taraflarından göçmüş ve bu kafir memlekete gelmiş.

Saldırıdan sonra yakınlarımın çoğu İzmir ve Mersin’e taşındı. Muhsin Yazıcıoğlu ve adamları buradaydılar, biz nasıl Maraş’ta durabilecektik ki? Bütün Maraş yükünü aldı ve gitti. Saldırı öncesinde durumumuz iyiydi. Hatta bir Sünni benim için ‘O kö..ğe neden o yüksek evi sattınız’ dediğini duymuştum. Ardından Ankara’ya gelip yerleştik ve yine eskisi gibi olduk. Ekonomimiz iyi bir hale geldi.”

“AİLEMİN MEZARINA HİÇ GİDEMEDİM, YÜREĞİM YETMEDİ”

Katliam sonrası ailesinin mezarlarını dahi ziyaret edemediğini söyleyen Mahmut Duman “Hiç gidemedim. Gitmek için yüreğim tutmadı. Mezar başında ölürüm, diğer çocuklarım yetim kalacak diye korktum. Canım gitti, 16 yaşındaki çocuğumu oraya, toprağa gömdüler. Buna insan nasıl dayanır? Halen daha gözyaşı döküyorum. Şimdi de hastalandım felç gibiyim” sözleriyle yaşadığı acıyı tarifledi.

Mahmut Duman, Ankara’ya yerleştikten sonra dahi polisler tarafınca arandığını belirterek aktarımlarına şöyle devam etti:

“Tanıdığımız bir kişi, bana ‘seni polisler arıyor’ dedi. Polisler beni neden arar ki diye şaşırdım. Beni 2-3 kere sormuşlar. Ben işte o zaman kafaya taktım, dedim ‘beni burada da yaşatmayacaklar’. Yine taşınmayı düşündüm ve şu an yaşadığım eve geldim. Lakin burası da aynı. Daha bir komşuyla dahi merhabalığımız yok. Bizi gördüklerinde yüzlerini dönerler. Ya kardeşim ben ne yaptım. Ben kendi halimde bir insanım. Ben de bir görgü var. Ben cömert büyüdüm. Dedelerin elinde büyüdüm. Doksan yaşıma geldim ve şimdi bu hale düştüm. Artık ne yapayım ben?”

Eren GÜVEN / ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak