Antalya’da özel bir ortaokulun 5. sınıfında okuyan oğlunun zorunlu din dersinden muaf olması için başvuran velinin talebi reddedildi. Veli idare mahkemesine başvurdu. Antalya 4. İdare Mahkemesi, ilçe milli eğitim müdürlüğünün reddini hukuka aykırı buldu.
AKP iktidarının zorunlu din dersi dayatması ilk ve orta öğretim kurumlarında sürerken, velilerin buna karşı hukuk mücadelesi de devam ediyor. Daha önce Türkiye’nin değişik kentlerindeki idare mahkemeleri, zorunlu din dersi dayatmasını hukuka aykırı bulmuştu. Bunun son örneklerinden biri Antalya’da yaşandı.
Haber Sol’da yer alan habere göre, Antalya’nın merkez ilçelerinden Muratpaşa’da özel bir ortaokulun 5. sınıf öğrencisi olan oğlu A.A.’nın zorunlu din dersinden muaf olmasını isteyen Gürsel Aksoy, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 16 Şubat 2017 tarihli bir dilekçe verdi. Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 21 Şubat 2017’de “din dersinini zorunlu olduğu” gerekçesiyle baba Gürsel Aksoy’un talebini reddetti.
Gürsel Aksoy da konuyu idare mahkemesine götürdü. Antalya 4. İdare Mahkemesi, Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ret işlemini “hukuka aykırı” buldu.
DİN DERSİ AİHS PROTOKOLÜNE AYKIRI
Mahkemenin gerekçesinde şöyle denildi:
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) Türkiye açısından bağlayıcıdır. AİHS protokolünde, ‘Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir’ düzenlemesine yer verilmiştir.”
“UYGULANAN MÜFREDAT DİN KÜLTÜRÜ DERSİ DEĞİL DİN EĞİTİMİ”
Kararda AİHM’nin bu yöndeki kararlarına da atıfta bulunularak şöyle denildi:
“Anayasanın 24. maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğu kuşkusuzdur. Ancak, bu öğretimin Anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun din kültürü ve ahlak bilgisi dersi olarak kabul edilemeyeceği ve ‘din eğitimi’ halini alacağı açıktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 16 Eylül 2014’te başvuruyla açılan ‘Masur Yalçın ve Diğerleri’ kararında özetle Türkiye’de ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin rehber ilkelerinin (din kültürü, ahlak bilgisi ve manevi değerler) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bir yönünün olmadığı, ancak eğitim sisteminde (Hasan ve Eylem Zengin kararından sonra her ne kadar alevi inancına ilişkin olarak değişiklik yapılmış ise de), din dersleriyle ilgili tarafsızlık ve çoğulculuk koşullarının yerine getirilmemesi ve ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesini sağlayacak uygun bir yöntem sunulmaması nedenleriyle, sistemin yetersiz olmasından ötürü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiği belirtilmiştir.
Bu durumda T.C. Anayasasının 24. maddesinde hiçbir ayrım yapılmadan tüm vatandaşlar için din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olduğunun belirtilmesine ve ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının din kültürü ve ahlak bilgisi olmasına rağmen, bu dersin içerik olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan, davacıların çocuğunun din eğitiminden muaf tutulması yolunda yaptığı başvurunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”
AV. ALTINKAYNAK: BU KARARLAR AİLELERE CESARET VERECEKTİR
Davacı Aksoy ailesinin avukatı Erhan Altınkaynak, daha önce de çeşitli idare mahkemelerinin benzer kararlar verdiğini hatırlatarak, “Mahkemelerden çıkan olumlu kararlar, çocuklarına din dersi dayatılmasını istemeyen ama dava da açmaya cesaret edemeyene ailelere cesaret verecektir. Benim bildiğim kadarıyla, çocuklarının din dersi almasını istemeyen ailelerin başvuruları hep reddedildi ama idare mahkemeleri bu ret işlemlerinin pek çoğunu iptal etti. Ortada pek çok emsal karar var. Bu kararlar zorunlu din dersine karşı mücadele aileleri, dava açmaya teşvik edecektir” dedi.
Av. Altınkaynak, idare mahkemesinin bu kararının derhal uygulanması gerektiğini, müvekkili olan ailenin çocuğunun bugünden itibaren zorunlu din dersinden muaf tutulacağını da sözlerine ekledi.
Yoruma kapalı.