PİRHA- PSAKD Genel Merkez Hukuk Sekreteri Avukat Cafer Koluman, Madımak davasında uygulanan zaman aşımı kararının siyasi erkten bağımsız olmadığını belirterek, “Biz Aleviler ve kurumları olarak bu kararı tanımadığımızı, siyaseti erkten bağımsız verilen bir karar olmadığını ifade ederek yasal her yolu kullanacağız. Bu karardan sonra ülkede yargı sisteminden bir beklentimiz olmadığını ifade etmek isterim. Son süreç ise davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız” dedi.
33 aydın, sanatçı ve yazarın yakılarak katledildiği Sivas Katliamına ilişkin firari üç sanık hakkında süren davanın duruşmasında savcı, zamanaşımı uygulanarak davanın düşmesini talep etti. Mahkeme heyeti, davanın düşmesine hükmetti.
Madımak Katliamının firari sanıkları Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılandığı davanın son duruşması zamanaşımı gündemiyle Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, kaçaklık durumunun zamanaşımı süresini etkilemeyeceğini ileri sürdü ve üç firari sanık hakkında zamanaşımı uygulanarak davanın düşmesini talep etmişti.
Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünden zamanaşımı gerekçesiyle davanın düşürülmesine hükmetmişti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Merkez Hukuk Sekreteri Avukat Cafer Koluman, 2019 yılında Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ‘kaçak sayılma’ kararının zaman aşımını durduran bir yerde durmasına rağmen; yine aynı mahkemenin bu kararı yok sayarak zaman aşımı kararı vermesinin ülke tarihinde kara bir leke olarak durduğuna işaret etti.
TCK 66’ncı maddesinin ağırlaştırılmış müebbet cezalarında zaman aşımı süresi 30 yıl olarak belirttiğini söyleyen Koluman, üç firari sanığın 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmasından kaynaklı zaman aşımı sürecinin yasalarda 1050 yıla tekabül ettiğine dikkat çekti.
30 YILDIR FAİLLER KORUNUYOR
30 yıldır devam eden Madımak davasının tüm süreçlerinde katliamcıların korunduğu bir yargılamanın yapıldığını söyleyen Koluman, “Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bu devlet adına büyük bir kara lekedir ve toplumun hafızasında büyük yaralar bırakmıştır. Başından beri adil yargılama ilkesi ihlal edilerek, katliamcılar korunarak bir süreç başlatılmıştır. Yargılama sonucunda 33 kişi idam cezasına çarptırılmış, 15 kişi ise cezalara mahkum edilmiştir. 2004 yılında Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında idam cezaları birden fazla kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmişlerdir. Kırmızı bültenle aranan Cafer Erçakmak katliamın olduğu yerin 500 metre ilerisinde evinde öldü” dedi.
ALMANYA, FİRARİ 3 SANIĞI KORUYOR
Koluman, Madımak davasının firari 3 sanığının Alman istihbaratı ile ilişkileri bilinirken, firari sanıkların Alman hükümeti tarafından korunduğuna değinerek, “2012 Mart ayında 6 firari sanık yönünden Ankara Ağır Ceza Mahkemesi zaman aşımı gerekçesiyle davanın düşmesine karar vermişti. Dönemin başbakanı Erdoğan karar için ‘Milletimizi hayırlı olsun’ demişti. Bu söylemden şunu anlıyoruz; katiller ve katliamın arkasındakiler toplum önünde hiçbir zaman aklanmadı, bugüne kadar ki süreçte korunup kollandı. İlerleyen süreçte yargılanıp tahliye edilen ve tekrar yakalama kararı çıkartılan 3 sanık yurtdışına kaçtılar. Almanya’da yaşıyorlar ve Almanya hükümeti tarafından korunuyorlar” diye konuştu.
MAHKEME HEYETİ 2 TEMMUZ TARİHİNİ BEKLİYORDU
Yargılamayı yürüten mahkeme heyetinin davanın 2 Temmuz 2023 tarihinde zaman aşımına uğrayacağını bildiğini ve kararlarının bu yönde olduğunu belirten Koluman, “30 yıllık süre zarfında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği olarak bu davaya katılım talebimiz sürekli ret edildi ve bu talebimiz 26 Ocak 2023 tarihli duruşmada kabul edilmişti. 30 yılın zaman aşımına tabi olduğu düşüncesi hakimdi. Mahkeme heyeti oyunu belli ettirmişti. Yapılan yazışmalar sonucu 3 firar sanık yönünden 2 Temmuz 2023 dolacağı yönünde bilgi vardı. Bu tarih akılda tutulmuştu ve zaman aşımı kararı verilmişti. Başından beri yargı bağımsızlığı ve adil yargılama yoktu” şeklinde konuştu.
“AKP VE ERDOĞAN BU DAVADA TARAFTIR”
Koluman, şöyle devam etti:
“Bu karardan bir hafta önce ağırlaştırılmış hapis cezası aşan Hayrettin Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilerek tahliye edildi. Yine 3 yıl önce Erdoğan tarafından affedilen Ahmet Turan Kılıç Sivas’ta görkemli bir tören ile karşılanmıştı. AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu davada taraf olduğunu düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı yargı sistemi denen bir sistem ile karşıyayız ve bu sistem yargıya da sirayet etmiştir. Bu sistem tarafsız değildir, taraftır; bu anlayıştan adalet bekleyemeyiz.
DURUŞMA ÖNCESİ ZAMAN AŞIMI KARARININ VERİLDİĞİNİ ANLAMIŞTIK
Son davada ise karar verildiği anlamıştık. Adliye girişi ve içini dört bir yanda polis kuşatması altına alınmıştı. Duruşma başladığında ise heyet usulü işlemlere girmek görmeksizin ‘tevzi takat hakkında taleplerimiz soruldu. Yani bu ben duruşmayı bitiriyorum demekti. Bunu söylemekle bir kararın çıkacağını ortaya koymuşlardı. Böyle bir usul olmadığını söyledik. Zaman aşımı kararı alınmayacağını söyledik.”
AYNI MAHMEKE 2019’DA KAÇAK SAYILMA KARARI VERMİŞTİ, ZAMAN AŞIMI DURMUŞTUR!
2019 yılında aynı mahkemenin 3 firari sanık için çıkarttığı ‘kaçak sayılma’ kararını, yine aynı mahkemenin bu kararı görmezden gelerek doğrudan karar aldığının altını çizen Koluman, “2019 yılında aynı mahkeme tarafından zaman aşımını durduran sebeplerden biri ceza muhakeme kanununun 347. Maddesine göre kaçak sayılma kararı verilmişti. Kaçak sayılma kararı TCK 67. Maddesine göre zaman aşımını durduran sebeplerdir. Kararı hatırlatmamıza rağmen mahkeme bu kararı kaldırtmadan doğrudan kararını verdi. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz, kaçak sayılma kararı verildiği için zaman aşımı durmuştur. Mahkeme taraftı, etraflı bir araştırma yapmadılar, hakikati ortaya çıkarma adına bir çalışma yürütmediler ve böyle bir karar verdiler” ifadelerini kullandı.
“35 KEZ AĞIRLAŞTIRMIŞ MÜEBBET CEZASININ ZAMAN AŞIMI TOPLAMDA 1050 YILDIR”
TCK 66’ncı maddesinin ağırlaştırılmış müebbet cezalarında zaman aşımı süresi 30 yıl olarak belirttiğini söyleyen Koluman, üç firari sanığın 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmasından kaynaklı zaman aşımı sürecinin yasalarda 1050 yıla tekabül ettiğine dikkat çekerek, “TCK 66. Maddesi ağırlaştırılmış müebbet cezalarında zaman aşımı süresi 30 yıldır diyor. Bakınız bu üç sanık sadece bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmıyor. 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Dolayısıyla 35 defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yasal çerçevede 1050 yıldır. Geçen 30 yılı mahsup ettiğimizde, zaman aşımı süresinin dolmasına 1020 yıl vardır. Bunu dile getirmemize rağmen mahkeme heyeti dikkate almadı, savcı bildiğini okudu. Eski ceza yasasındaki hükmen hareketle sanıkların lehine hükmü karar alarak, tarihe kara leke olarak bir karar verildi” diye konuştu.
“KARARI TANIMIYORUZ, DAVAYI AİHM’NE TAŞIYACAĞIZ”
Koluman, alınan zaman aşımı kararının siyasi erkten bağımsız olmadığı ve davanın takipçisi olacaklarını kaydederek, “Biz Aleviler ve kurumları olarak bu kararı tanımadığımızı, siyaseti erkten bağımsız verilen bir karar olmadığını ifade ederek yasal her yolu kullanacağız. Ben ve diğer meslektaşlarım dilekçelerimizi verdik. Gerekçeli karar tarafımıza gönderildikten sonra ayrıntılı dilekçemizi Yargıtay’a sunacağız. Yargıtay tarafından herhangi bir onama kararı verilmesi halinde bir aylık süre içerisinde Anayasa Mahkemesine başvuru yapacağız. Bu karardan sonra ülkede yargı sisteminden bir beklentimiz olmadığını ifade etmek isterim. Son süreç ise davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız” diye belirtti.
Ersin ÖZGÜL-Eren GÜVEN/İZMİR
İLGİLİ HABERLER
>Sivas Katliamı Davası’nda utanç karar: Katliam zaman aşımına uğratıldı- VİDEO
>Sivas Katliamı Davası kararına tepki: Bu davayı mahşere bırakmayacağız- VİDEO
Yoruma kapalı.