Afrin Mabeta Alevi Meclisi Başkanı ve Piri Pir Comert, Afrin’de halkların, ibadethanelerin ve çocuklarının üzerine bomba yağdırıldığını belirterek, “Biz yolumuzu bırakmıyoruz. Yolumuz hak yoludur, insanlık yoludur, dürüstlük yoludur” dedi.
Afrin’e başlatılan saldırı 22. gününde devam ediyor. Kürt, Arap, Çerkes, Ermeni etnisitesinden ve Sünni, Alevi, Êzîdî, Hristiyan inancına sahip halkıların bir arada yaşadığı Afrin’de 2014 yılında Demokratik Özerk Yönetimle, 2016’dan itibaren ise Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu bünyesinde kurdukları renkli, her kesimin kendini ifade edebildiği, dili ve kültürüyle yaşayabildiği, kendi kendini yönetebildiği bir yaşamı vardı. 2017 Ağustos ayından Ekim ayına kadar gözlemleme ve takip edebilme imkânı bulduğumuz Afrin halklarından biri de Mabeta Alevileriydi.
OSMANLI ZULMÜNDEN KAÇMIŞLAR
Mabeta Alevilerinin tarihi Osmanlı’nın katliamlarıyla dolu. Çoğunluğunu Osmanlı’nın 1516’da Mercidabık Savaşıyla Suriye’ye girişi öncesi Osmanlı zulmünden kaçıp Afrin’e yerleşen Maraş ve Adıyaman Alevilerinden oluşuyor. Fakat Osmanlı’nın bölgeye girişi sonrası da katliam yaşamış Afrin’de Aleviler. Yine Dersim Katliamı sonrasında da Dersimli Alevilerden göç almış Afrin.
ANF News 2015’in Eylül ayında Mabeta Alevi Merkezini ve Yağmur Dedeyi Pir Comert ile birlikte ziyaret etmişti. Ama bugün Mabeta’da Afrin’n diğer ilçeleri gibi kadını, çocuğu ve ibadethaneleriyle işgal, ölüm ve yıkım tehdidi altında.
“HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETTİLER”
2015 yılında gerçekleşen söyleşide Mabeta Alevi Meclisi Başkanı ve Alevi Piri Pir Comert, işgale karşı Mabetalı Aleviler olarak nasıl direneceklerini anlatmıştı. Afrin topraklarının birçok yerinde Alevi ziyaretleri olduğunu söyleyen Pir Comert şunları belirtmişti: “Birçok Alevi insanı Osmanlı’nın zulmünden kaçarak bu topraklara geldi. Şu anda Sünni köyleri olan birçok köyde Sevrin Dede, Xelil Dede, Comert Dede, İbrahim Dede vb. topraklarda Aleviler yoğunlukta yaşıyordu. Biz Aleviler ve Êzidî kardeşlerimiz birçok katliamdan geçtik. Osmanlı döneminde siyasi İslam’la halkları, dinleri birbirine düşman ettiler. Bugünde öyle yapıyorlar. Biz yeniden Alevi düşüncesini, felsefesini, hakikatini temsil edebilmek için Mabeta’da Alevi Merkezimizi kurduk. Perşembe günleri insanlarımız gelip burada ibadetini yapıyor. Pir hazır oluyor daha sonra da zakirler geliyor.”
“EFRÎN’DE BİRLİKTE GÜZELLİĞE VE İNSANLIĞA ULAŞTIK”
Pir Comert Afrin’de Demokratik Özerk yönetim ve Kuzey Suriye Demokratik Federasyon sistemi bünyesinde nasıl yaşadıklarını ise, şöyle anlatmıştı: “Artık eskisi gibi Alevi insanlar gizli değil. Artık Alevi insanları fikrini, ibadetini ve felsefesini başkalarına da tanıtıyor. Yani bugün herkes dilinde, kültüründe, dilinde, ibadetinde serbest üzerine hiçbir baskı yok. Biz hep birlikte Efrîn’de özgür bir düşünceyle, sevgiyle güzelliğe ve insanlığa ulaştık.”
Mabeta ilçesindeki Alevilerin kurduğu 5 komünden biri olan Şehit Şiyar Komünü eş başkanı Mevlüde ise, “Biz komünlerimizi çok dan kurduk. Komünler yoluyla birçok sorunu çözdük. Seçime girdik, ben ve bir arkadaşım komün eş başkanları seçildik. Bu komünler hizmet içindir. Komünlerimizle halkımıza hizmet edeceğiz. Var olan işleri yapacak ve sorunları çözeceğiz. Köyümüzde bir Alevi köyüdür. Selamet ve muhabbet içinde halkımıza hizmet edeceğiz” diyordu.
PİR COMERT: DİRENECEĞİZ
Afrin’e yapılan saldırıların ardından ise yeniden görüştükleri Pir Comert Osmanlı’dan katliam görmüş Alevilere bugünde aynı amaçla torunlarının saldırdıklarını belirtti. Kanlarının son damlasına kadar direneceklerini belirten Pir Comert, “Özellikle biz Alevi milleti olarak unutmayalım ki Türk Devleti Dersim’de de 80 bin Alevi katletti, sürgün etti. Türk Devleti’nin Maraş ve Sivas’da Alevilerin başına neler getirdiğini unutmayalım. Şimdi de Efrîn’e saldırıyor bizlerin üzerine bomba yağdırıyor, halkı öldürüyor, yerinden yurdundan ediyor. İbadethanelerimizin bile üzerine bombalar yağdırıyor. Biz Aleviler hem halkımıza hem de dinimize sahip çıkmalıyız. Hem Efrîn hem de Mabeta’yı korumaya hazırız. Kanımızın son damlasına kadar işgale karşı duracağız ve halkımıza sahip çıkacağız. Biz yolumuzu bırakmıyoruz. Yolumuz hak yoludur, insanlık yoludur, dürüstlük yoludur. O kirli tarihi bir kez daha halkımızın üzerine farz kılmalarına izin vermeyeceğiz. Allah halkımıza başarı versin, Efrîn halkına ve topraklarına Hz. Ali’nin kılıcını ve gücünü versin” ifadelerini kullandı.
-Keşke insanlar; inançları, dilleri, ırkları, kültürleri nedeni ile ayrıma uğramasalar… Irkçı ve dinci militan niyetli insanlar yüzünden; masum ve savunmasız insanlar zarar görmektedir.
-Mabeta’dan başlayaraık; Türkiye’de Islahiye, Nurdağı (Kömürler), Narlı, Pazarcık çizgisi boyunca, zamanında çok sayıda Alevi-Kürt yerleşimi varken, asimilasyon politikaları sonucunda, Alevi-Kürt nüfus ve yerleşimi sayısı azalmıştır. yine aynı şekilde, Alevi-Türkmen yerleşimleri de, özellikle Barak Ovası’nda, aynı akıbete uğramışlardır. Görevimiz, kültürel renkliliği, kültürel zenginliği korumaktır. Bunun çabasında olan dostlara kolaylıklar sağlanmalıdır. Bunu yaparken de şiddet, kin, nefret, gibi kavramlardan uzak durmamız gerek. Aksi, kendimizi yozlaştırmaktır. Her ülkede de böyle olmalıdır.
-Kahramanmaraş’tan tüm dostlara, Kahramanmaraş Göksun Keklikoluk’a, Sivas İmranlı Doğançal’a (Yazıkoya Orté) selamlar.