PİRHA- Tarihçi Erdoğan Aydın, “Leyla Güven bugün Türkiye’de yaygın bir şekilde uygulanan hukuksuzluğun, yasasızlığın ve tecridin ortadan kaldırılması talebinde bulunmaktadır.” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in cezaevlerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 110. gününe girdi.
Güven, 8 Kasım 2018’de tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı eylemini, 25 Ocak’ta tahliye edilmesinin ardından Diyarbakır’daki evinde sürdürüyor.
Leyla Güven’in eylemine ilişkin tarihçi Erdoğan Aydın PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan Aydın, “Cezaevinde olan vatandaşlar, devletin güvencesi altında olmak zorundadırlar. Onların taleplerinin en azından devleti bağlayan hukuk çerçevesinde mutlaka karşılanmalıdır.” tespitinde bulundu.
“TÜRKİYE’DE YAYGIN BİR ŞEKİLDE UYGULANAN HUKUKSUZLUK”
Erdoğan Aydın milletvekili seçildiği halde bir süre hapiste tutulmasını hatırlatarak şunlara değindi:
“Leyla Güven Türkiye’nin pek çok yerindeki pek çok milletvekilinden daha yüksek oyla seçildiği halde milletvekilliği gasp edilmiş, haksız, hukuksuz aynı zamanda Türkiye’nin mevcut yasalarına bile aykırı bir şekilde içeride tutulmuş olan bir siyasal temsilcidir. Bu bile başlı başına çok ciddi bir sorunken Leyla Güven bugün Türkiye’de yaygın bir şekilde uygulanan hukuksuzluğun ve tecridin ortadan kaldırılması talebinde bulunmaktadır. Bu talebinin mutlaka karşılanması gerektiği çok açık! Ama şu anda gelinen noktada artık bir ölüm ve üstelik Leyla Güven’in şahsıyla sınırlı olmayan yaygın ölüm ve sakatlanma riskleri ile Türkiye siyaseti karşı karşıya!”
EVRENSEL HUKUKUN İHLALİ!
Evrensel hukukun ihlal edildiğini belirten Erdoğan Aydın son olarak şunlara değindi:
“Türkiye’de bir demokratikleşme söz konusu olacaksa eğer, Türkiye’de halkın seçimleri tercihleri siyasete bir şekilde yansıyacaksa, bu talebin karşılanması gerekiyor. Dolayısıyla, Leyla Güven’in başına gelecek her şeyden başta kendi yasaları olmak üzere evrensel hukuku ihlal eden mevcut siyasal iktidar sorumlu olacaktır. Ama Türkiye toplumunun da bu mevcut hukuksuzluk karşısında daha çok sesini çıkartması gerekmektedir.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.