Alevi Haber Ajansi

‘Küçük hesaplar içinde olmayalım; ben değil biz olalım, Yolumuza sahip çıkalım’

PİRHA- Alevi Kültür Dernekleri’ne (AKD) bağlı Mersin Cemevi Şube Sekreteri Nuran Kılıçkaya Engin, Alevi kurumlarındaki örgütlülük ve Alevi inancı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Kılıçkaya Engin, “Bu kadar derin ve yok edilemeyen bir Yol’un talipleriyiz ve kendi içimizde birbirimize karşı olan, Yol’un özüyle uyuşmayan tavır ve davranışlarımızın kaynağı ne?” diye sordu. 

Alevi Kültür Dernekleri’ne (AKD) bağlı Mersin Cemevi Şube Sekreteri Nuran Kılıçkaya Engin, Alevi kurumlarında örgütlülüğe ilişkin konuştu.

Kılıçkaya Engin, “Yol’umuza samimiyetle, uygun kişiliklere dönüşemediğimiz için ‘biz’ olamayıp ‘ben’ olmaya devam ediyoruz. Küçük hesapların içinde boğulup duruyoruz. Yol’a en büyük zararı vermek anlamına gelen bu durumu çok az istisna dışında hepimiz yaşıyoruz. Benliğimizle bir savaş verelim ve kazanalım” dedi.

“VİCDANIMI HAKKIN TERAZİSİNDE TARTMAYI AİLEMDEN VE YOL’UMUZDAN ÖĞRENDİM”

Kılıçkaya Engin, aldığı Alevilik eğitimine ilişkin şunları söyledi:

“Bir olmak, iri olmak, diri olmak, derken, biz olamamak…Yarin yanağından gayrı her yerde, her şeyde hep beraber.’’ İlk Alevilik eğitimimi aldığım kişiler annem ve babamdır. Aleviliği anlatırken daima ‘Yol’umuz’ derlerdi.. ‘Eline, beline, diline hakim olmak’ deyiminin Yol’umuzun olmazsa olmazı olduğunu, hayatı kendi aklımla algılayıp, karşıma çıkan durumları vicdanımın süzgecinden geçirip, vicdanımı da Hakk’ın terazisinde tartmayı ilk ailemden ve Yol’umuzdan öğrendim.”

“YOL’UMUZUN ÖĞRETİLERİYLE KİŞİLİĞİMİZİ KAZANDIK”

Aleviliğin, yüzyıllar boyunca, yasak ve katliamlara rağmen hala yaşıyor oluşunu, Pir Sultan’ın ‘Dönen dönsün, ben dönmezem Yol’umdan’ sözünü canların sahiplenmesinden kaynaklandığını vurgulayan Kılıçkaya Engin, Alevi örgütlenmesine ilişkin şöyle devam etti:

“Alevi örgütlülüğünün Türkiye’de ve Avrupa’da, Sivas Katliamı’ndan sonra sıçrama yaptığını hepimiz biliyoruz. Bir olmanın yolunun, örgütlü olmaktan geçtiğinin bilinciyle dernekler açılmaya başlandı. Çok emekler verildi Türkiye’de ve dünya ülkelerinde. Bugüne kadar emek veren tüm canlarımızdan Hakk razı olsun. Bu süreçte çok önemli işler yapıldı ve yapılmaya da devam edecek. Buna inancım tamdır. Özellikle kadın canlarımızın yolda daha görünür hale gelmeleri, inancımızın gelecek kuşaklara aktarılma ihtimalini yükseltecektir. Hepimiz Yol’umuzun öğretileriyle kişiliğimizin bazı özelliklerini kazandık.’’

“NEDEN BİZ OLAMIYORUZ?”

AKD Mersin Cemevi Şube Sekreteri Nuran Kılıçkaya Engin, “Her ne kadar asimilasyon politikaları sonucu bize karşı olumsuz algılar yaratıldıysa da kendi yaşamımda ve toplumda gözlemlediğim şudur: ‘Alevi’ denince insanların aklına ‘dürüst, nefsine hakim, güvenilir insan’ gelmektedir ve de genellikle de öyledir. (çok az istisna dışında).. ‘Yol cümleden uludur’ deriz. ‘Gönül kalsın, yol kalmasın deriz’ öğretimiz hala sürüyorsa, kadimden beri bize rehber olan pirlerimizin Yol’a ışık olan sözleri ve sözlere manayı kazandıran duruşlarıdır” diye konuştu.

“Peki neden ‘biz’ olamıyoruz” diyen Kılıçkaya Engin şunları kaydetti:

“Bu kadar derin ve yok edilemeyen bir Yol’un talipleriyiz ve kendi içimizde birbirimize karşı olan, Yol’un özüyle uyuşmayan tavır ve davranışlarımızın kaynağı ne.. Evet asimilasyon politikaları bizi zayıflattı. Evet katliamlar bizde toplumsal ve bireysel travmalar yarattı. Evet, sermaye çevreleriyle ve yerel ve merkezi iktidar çevreleriyle tutarsız ilişkiler içte çürümelere neden oldu. Ama şunu da unutmayalım: Her şeye rağmen hala varız ve var olmaya devam edeceksek eğer, bunun yolu ‘biz’ olabilmekten geçer ki; bu da ancak iç çekişmelerle zaman kaybetmek yerine, önce özümüzü dara çekip sonra da yolumuza ve örgütlülüğümüze zarar verecek noksanlıklarımızı da görüp; kişiliğimizle, duruşumuzla, çürüyen yanlarımızı terk edip tarihimizden güç alarak, bu felsefi derinliği büyük olan inancımızın temel değerlerini yaşamımızın temel prensipleri haline getirerek bu yolda yürümeye devam ederek olur. Bugün ‘biz’ olamıyorsak bu çürüyen yanlarımızı göremediğimizdendir. Dolayısıyla da kişiliğimizde yeniden bir yapılandırmaya ihtiyaç olduğunun farkında olmamamızdandır. Farkında olmak ruhsal bir mücadaleye başlamak için mutlak gereklidir. Kendimizi sorgulayalım (özümüzü dara çekelim) ve farkına varalım. Yol’umuza samimiyetle, uygun kişiliklere dönüşemediğimiz için ‘biz’ olamayıp ‘ben’ olmaya devam ediyoruz. Küçük hesapların içinde boğulup duruyoruz. Yol’a en büyük zararı vermek anlamına gelen bu durumu çok az istisna dışında hepimiz yaşıyoruz. Bu aynı zamanda hepimize bir çağrıdır. Benliğimizle bir savaş verelim ve kazanalım. Kazanan Alevilik, kazanan ‘biz’ olacaktır. İşte o zaman bir olup, diri olup, iri oluruz. Hz. Hüseyin’in duruşu, Zeynep Ana’nın direnciyle.”

MERSİN/PİRHA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak