PİRHA – Alevilerin yaşadığı Maraş’ın Pazarcık İlçesine bağlı Çöçelli Köyü bu defa taş ocağı tehlikesiyle karşı karşıya. Yaşam alanlarının hemen yanında planlanan taş ocağı, hem doğaya hem de insanlara çok ciddi zarar verecek. “Kirli bir yaşam istemiyoruz direneceğiz” diyen Çöçellililer ekliyor: Kimdir bu toprakları öldürmek isteyen, bu topraklardan kan çıkarmak isteyen.
Koronavirüs salgını sürecinde doğa talanları devam ediyor.
Kanal İstanbul ihalesi ardından Salda Gölü talanı ve şimdi de Maraş’ın Pazarcık İlçesine bağlı Çöçelli Köyü’nde taş ocağı yapılmak isteniyor.
İnsanları yaşadığı yerlerden edecek olan bu plan karşısında birçok çevre hakları savunucuları ve yöre insanları taş ocağı planının iptal edilmesi için direniyor. Bölgede yapılması planlanan taş ocağı tarım arazilerinin neredeyse tamamını olumsuz etkileyecek.
“KİRLİ BİR YAŞAM İSTEMİYORUZ, DİRENECEĞİZ”
Çöçelli Köyü’nden çocuklar yetkililere seslenerek, “Köyümüzde taş ocağı istemiyoruz, sağlıklı yaşamak istiyoruz. Hastalıktan ölmek istemiyoruz. Doğamızın kirlendiğini görmek bizleri üzer, doğamızın talan edildiğini seyretmek bizi incitir” diyorlar.
Hayvancılık yapan köylüler, taş ocağı olarak planlanan bölgenin köyün tüm hayvanları için en verimli araziler olduğunu belirterek, “Orası taş ocağı olduğunda bizler ne yapacağız? Hayvanlarımızı nasıl otlatacağız? Hayvanlarımız aç kalırlar, biz hayvanlarımızı nereye götüreceğiz. Hayvanlarımız hasta olduklarında nasıl geçimlerimizi sürdüreceğiz. Yine taş ocağı köye çok büyük hasar verecek. Hepimiz ölümcül hastalıklarla karşı karşıyayız. Hepimiz hasta oluruz bunu nasıl koruyacağız? Biz bu topraklardan nasıl gideceğiz, nereye gideceğiz ne yapacağız? Çimento fabrikası kurulmuş bizden uzak biryerde ama biz bile buradan etkileniyoruz. Şimdi köyün hemen yanında koca bir taş ocağı inşa edilecek bu bizi öldürür” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
“ARAZİLERİNİZİ SATMAYIN TOZ TOPRAK BİZİ YOK ETMESİN”
Köylü bir kadın da, “Sizin aracılığınız ile köylülere sesleniyorum. Arazilerinizi satmayın ne kadar teklif ederlerse etsinler ne vereceklerse versinler ama bu doğduğumuz, büyüdüğümüz toprağımızdan daha kıymetli olamaz. Tozun toprağın bizi yok etmesine izin veremeyiz. Bu topraklar yıllardır bizim, bizi besliyorlar nasıl bu topraklara kıyarız da kepçelerin dozerlerin üzerinde fidanları çiçekleri yok etmesine tahammül ederiz. Kabul edilmesin, köylerimiz yok edilmesin. Biz burada doğduk, burada yaşamak istiyoruz. Bahçelerimiz, hayvanlarımız, bostanlarımız var onlar ne olacaklar, doğayı yok etmek kolay olmamalıdır. İstemiyoruz bu toprakların yok edilmesini” diye konuştu.
“KİMDİR BU TOPRAKLARI ÖLDÜRMEK İSTEYEN?”
Köyün yaşlılarından bir kadın ise, “Kimdir bu toprakları öldürmek isteyen, bu topraklardan kan çıkarmak isteyen? Neyin düşmanlığıdır bu? İstemiyoruz bu topraklarda taş ocağı istemiyoruz” dedi.
Yine köylülerden bir yurttaş “Çimento fabrikası kuruldu başımıza bela oldu, biz onunla uğraşıyorken şimdi taş ocağı getirip başımıza bela ediyorlar. Dinamitler patladığı zaman suyumuz kesilecek. Nasıl su verecekler köylerimize bunca arazilerimiz tarlalarımız var nasıl sulanacak hepsi? Nasıl altından çıkarız bu işin biz? Antep yanımızda. Orada da birçok köy bu köyün suyunu kullanıyor, nasıl planlama yapacaklar? Nasıl susuz kalmamazı sağlayacaklar bilmiyoruz ama biz bu topraklarda taş ocağı istemiyoruz. Suyumuz ne kadar sağlıklı olacak ki, yediğimiz her şey bu suyun ürünü sağlığımızı nasıl risk edebiliyorlar? Hepimiz buna karşı birlik olacağız. Toprağımıza sahip çıkacağız” diye konuştu.
“DAĞLARDA YAŞAM BİTERSE BİZ DE BİTERİZ”
Geçmiş dönem Çöçelli Köyü muhtarlığı yapan bir yurttaş da, şunları kaydetti:
“Bizlere çimento fabrikası tek başına olacak dediler, sonra başka planları olduklarını öğrendik. Ben muhtarlık yaptığım dönem duyuyordum ama ihtimal vermiyordum, şimdi davarcılık yapıyorum bu dağların hepsinde yaşamışım, hepsinin kıymetini bilenlerdenim. Bu dağlarımızın taş ocağı için feda edilmesine biz sessiz kalmayız, biz yaşamı savunanlar olarak doğamızı ve her şeyden önce sağlığımızı korumak zorundayız. Taş ocağı gelirse hayat köyümüzde biter. Dağlarda yaşam biterse, biz de biteriz. Biz karşıyız. Herkes bilsin, duysun biz buna karşı mücadele edeceğiz, elimizden gelen her şeyi yapacağız ve taş ocağına karşı durmak zorundayız.”
“KÖYÜN GELECEĞİ RİSK ALTINDA; BİZLER ÖLECEĞİZ BİRİLERİ KAZANACAK”
Çobanlık yapan bir Çöçellili bir genç ise, şunları söyledi.
“Hiç kimse bu köye taş ocağı kuruyoruz ama köylüler ne der, bu insanlar nasıl karşılar diye düşünmüyorlar. Taş ocağı yapıldığı zaman biz ne yapacağız, ne yiyeceğiz nasıl geçimimizi sürdüreceğiz, doğayı talan ederek nasıl başarılı olacağız. Şimdi sorarım size bu taş ocağı yapıldığında bunun pisliği tozu toprağı nereye gidecek, bu köydekiler hava almıyorlar mı, bütün hastalık köylülerin ciğerlerine doluşacak, hayvanlarımıza doluşacak. Bizler öleceğiz birileri kazanacak. Buna karşı mücadele edeceğiz, elimizden ne geliyorsa, ne yapabiliyorsak nasıl ses çıkarabiliyorsak bir şekilde bu taş ocağının yapılmaması için bunu kullanacağız. Hepimiz kanser olabiliriz, sonumuz hiç iyi gözükmüyor. Yetkililere sesleniyoruz köyün geleceği risk altındadır. Dağlarımıza gidemezsek nasıl yaşarız biz. O zaman biz göçelim onlar gelsinler buraya yaşasınlar toprağın hastalığın içinde, yapmayın bu köyü yok etmeyin. Geleceğimiz risk altında olmasın.”
Mehmet KOCAMER / MARAŞ
Yoruma kapalı.