Alevi Haber Ajansi

Kod-29 ile işten atılan belediye işçileri: Bu kirli lekeyi boşa düşüreceğiz

PİRHA- İzmir Valiliği’nin haklarında başlattığı güvenlik soruşturması sonrasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kod-29 gerekçesiyle işlerine son verdiği 16 işçi, belediye binası önünde eyleme başladı. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi bağlı olan İZENERJİ ve İZELMAN’da çalışırken İzmir Valiliği’nin haklarında başlattığı güvenlik soruşturması sonucunda 4 ay önce iş akitleri “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış” olan kod-29 gerekçesiyle feshedilen DİSK/Genel-İş Sendikası üyesi 16 işçi, belediye binası önünde direnişe başladı.

İşten çıkarılan işçiler,  haklarında tutulmuş tek bir tutanak olmamasına rağmen kod- 29 yani işyerinde ahlak ve iyi niyet kurallarını ihlal etmekle, tacizle, tecavüzle, sarkıntılıkla gibi suçlamalarla yaftalanarak işten çıkarıldıklarını söylediler.

Anayasa Mahkemesi’nin kamuda çalışacak işçiler için güvenlik soruşturması şartını iptal ettiğini hatırlatan işçiler,  İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine bu karara karşı direnmeye ve hukuksuz uygulamalara alet olmama çağrısında bulundu.

“KOD-29 İLE BİZİ SUÇLAYAN BU KİRLİ LEKEYİ BOŞA DÜŞÜRECEĞİZ”

İşten çıkarılan ve belediye önünde eylemde olan işçilerden Serkan İnan,  belediyelerde çalışan çok sayıda emekçinin istihbarat notları ve güvenlik soruşturması gerekçesiyle tasfiye edilmek istendiğine işaret etti.

İnan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üzerindeki siyasi baskıyı işçileri suçlayarak üzerinden atmaya çalışmasının kabul edilemeyeceğine vurguda bulunarak, “İzelman AŞ’ de elektrik mühendisi olarak çalışıyordum. İşe 17 Ocak 2020 tarihinde başladım. 20 Ekim tarihinde 16 arkadaşımız ile birlikte tek taraflı iş akdimizin tek taraflı kod-29 ile  feshedildiği söylendi. Gerek bağlı olduğumuz kurum gerek ise sendikamız ile basın açıklamaları yaptık. Büyükşehir belediyesi bu süreç içerisinde hiçbir sorumluluk almak istemedi. Neden işten atıldığımıza dair herhangi bir bildirimde bulunmadı. 4 ay boyunca bu süreç kapatılmak istenilerek oyalanmaya çalışıldık. Bu süreç içerisinde bizlere çeşitli vaatlerde bulunuldu. Açılan davalarda ise belediyenin bu işten çıkarılma sürecinde taraf olduğunu gördük. Bizim güvenlik soruşturması ile işten çıkarılmamız tamamen bir safsata. Belediye bu dönemde üzerindeki siyasi baskıyı işçileri suçlayarak üzerinden atmaya çalışıyor. Ataşehir Belediyesi’nden de birçok işçi arkadaşımız işinden çıkarıldı. İşçilerin sokakta yaptıkları eylemler neticesinde CHP Genel Merkezi’nden 6 Nisan 2018’de belediyelere bir karar geldi. Kararda; işçilere yönelik yapılan güvenlik soruşturmaları subjektif olgulardır, belediyelerimizdeki yöneticiler bu subjektif olguları hiçbir şekilde ciddiye almamalı ve işçiler mağdur edilmemeli deniliyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimi sorumsuzca davranmıştır. Direnişimizin 3. günündeyiz. Eylemimizi işe iade edilene kadar sürdüreceğiz. Kod-29 ile bizi ahlaksız olmak ile suçlayan ama hakkımızda tek tutanak olmamasına rağmen bu sorumluluğu bize yükleyen belediyenin bu kirli lekesini boşa düşürene kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

“CHP’Lİ BELEDİYELER BU HUKUKSUZLUĞA ALET OLMAMALI”

İşten çıkarılan bir diğeri işçi Fırat Can Kalyon ise yargı kararı olmaksızın, keyfi olarak doğruluğu tartışılır istihbarata dayalı bilgilerle emekçilerin işinden edilmesinin bir tehdit sopasına dönüştüğüne dikkat çekti. Kalyon, CHP’li Germencik ve Ataşehir belediyelerinde güvenlik soruşturması sonrası işten çıkarılan işçilerin işlerine iade edildiği hatırlattı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimine bu hukuksuz karardan vazgeçmeleri çağrısında bulunan Kalyon şöyle konuştu:

“Valiliğin gerçekleştirdiği güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması gerekçesi le iş akdimizin feshedildiği söylendi. Kıdemsiz, tazminatsız ve aynı zamanda ahlaksızlık, iyi niyeti suistimal ve her türlü yüz kızartıcı suçun olduğu bir madde ile işten çıkarıldığımızı gördük. Çalıştığımız süre boyunca hakkımızda tutulan tek bir tutanak dahi yok. O zamandan  bu yana hem iş mahkemesi hem de idari mahkemeye davalarımızı açtık. Son 1 senedir anayasa mahkemesi 657’ye tabi devlet memurlarını güvenlik soruşturmasına tabi tutan yasayı iptal ettikten beri bu soruşturma yapılmıyor. Devlet memurları için dahi geçerli olmayan soruşturma ki; biz adli sicil kayıtlarımızı alarak başladığımız halde bize nasıl yapılır? Hiç birimiz hakkında elle tutulan, somut delillere dayanan bir iddia yok. Valiliğin yaptığı birkaç soruşturma ve bu soruşturmaya binaen istihbarat notları var. Hiç birimiz hakkında ispatlanmış bir suç yok. Bu yasa dışı bir dayatmadır. Belediyelere bu dayatma gelse dahi bunu insanların ekmeği ile oynama gerekçesi yapmamaları, direnmeleri gerekiyor. Yasada işçinin çalışma ve taşıması gerektiği şartlar bellidir. Buradaki bütün arkadaşlar bu şartları taşıdıkları için iş başı yaptı. Sosyal belediyecilik anlayışında olduğunu iddia eden CHP’li belediyeler buna alet olmaması gerekiyor. Bu hukuksuz dayatmalara da direnmeleri gerekiyor. İnsanları basın açıklamalarına katıldı, demokratik haklarını kullandı diye fişleyemezsiniz, en tabi hakkı olan çalışma hakkını elinden alamazsınız. Çağrımızı belediyeye yapıyoruz; gelin bu hukuksuz karardan vazgeçin ve bizi işimize başlatın.”

“Kod-29 işveren için güçlü bir enstrümandır” diyen ve belediye binası önünde direnişte olan bir diğer işçi Mehmet Aker de İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in siyasi iradeye gösterip kendilerine işlerine iade etmesi çağrısında bulunarak, “Yaklaşık 8 ay büyükşehir belediyesinde çalıştım. 4 ay önce işyerimiz olan İzenerji’den aranak iş akdimizin feshedildiği söylendi. Gerekçe olarak güvenlik soruşturması önümüze konuldu. Bir eylemlilik süreci başlatmıştık. İzmir depreminden dolayı bu eylemlilik sürecine bir ara vermiştik. İşçi mahkemesi ve idari mahkemeye başvurularımız yapıldı. Valiliğin güvenlik soruşturması sonrası da belediye bizleri kod-29 yaftası ile işimizden etti. Bu temel insan haklarına aykırı bir durum. İnsanların hem çalışma hakkını gasp ededen hem de rencide eden bu tutumu kabul etmiyoruz. Kod-29 işveren için güçlü bir enstrümandır. Hiçbir uyarı yapmadan ve tazminat ödemeden işçiyi kapının önüne koyabilir. Ayrıca bu şirketlerde çalışan insanların güvenlik soruşturmasına tabi tutulamayacağına dair anayasa mahkemesi kararları var. Bu süreçte bu kararın referans olarak alınmasını talep ediyoruz. Hakkımızı sonuna kadar da arayacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’den talebimiz siyasi iradeye gösterip bizi işimize tekrar iade etmesidir” ifadelerini kullandı.

Ersin ÖZGÜL/İZMİR

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak